Ekenler: Rant haline gelen sağlık sektörü çürümeye başladı

On binlerce mezun veren Sağlık Yüksek Meslek Okullarının hedefi sağlıkçı değil, rant.

Doktor Rukiye Ekenler, “Hemşire yardımcısı ya da ameliyathane hizmetleri gibi bölümlerde okuyanlar, çıktıklarında ne iş yapacaklarını bile bilmemektedirler” derken, bölümden mezun olan Yusuf Akdağ ise, “Özel okul olduğu için öğrenciler okula gitmeden de mezun olabiliyor. Söz konusu sağlık olduğunda da binlerce işsiz ve ayrıca vasıfsız sağlıkçı var” dedi.

Türkiye’de özel hastanelerin artışıyla beraber, özel üniversiteler de aynı oranda atış gösterdi. Bununla beraber, eğitim sisteminin her geçen yıl kendisinden bir önceki yılı aratması hem öğrenciler hem de veliler açısından ciddi kaygılara yol açıyor. Özel üniversiteler bünyesinde otuza yakın sağlık bölümü bulunduruyor ve her yıl on binlerce öğrenci mezun ediyor. Sadece İstanbul’da 41 özel üniversite var. Mezun olduktan sağlık personeli kimliğine sahip olması gereken on binler, kendilerine vaat edilen ‘hazır iş’i bulamıyor.

Eğitimin ve sağlığın rant haline gelmesi sadece öğrencileri ve velilileri değil doktorları da endişe ediyor. Doktor Rukiye Ekenler ve sağlık yüksek meslek okulundan mezun olan ve iki yıldır işsiz olan Yusuf Akdağ, ajansımıza özel üniversitelerdeki sağlık bölümlerini değerlendirdi.

SAĞLIK SEKTÖRÜ ÇÜRÜMEYE BAŞLADI

Son altı yıldır büyük rağbet gören ve hazır iş mantığı ile bakılan sağlık kurumlarının son yıllarda yaş ortalamasının değiştiğine değinen Ekenler, ayrıca tecrübenin de azaldığını kaydetti. Ekenler, “Özel hastaneciliğin önünü açan genelge ve yasalarla beraber, sağlık hizmeti ve sunumu da fazlaca değişti diyebilirim. Her şey sağlık politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı ve devleşen bir sektör içinde kaybolan küçük hikayeler oluşmaya başladı. Kontrolsüz büyüyen hormonlu meyveler gibi, dışardan güzel ve çekici görünürken içten içe çürümeye başladı bile ve bu çürümeyi esas biz, yani sağlık çalışanları görmekteyiz” şeklinde anlattı.

GENÇLERİN UMUTLARINI TÜKETMEYE DEVAM EDİYORLAR

Özel hastanelerin kendilerine yüklenen yükü azaltmak için sorunu üniversite açmak olarak gördüğünü belirten Ekenler, bünyelerinde çalışan doktorlara da doçentlik unvanını verdiğini söyledi. Eğitim sistemindeki jet değişikliklerden kaynaklı, öğrencilerin başarı seviyelerinin düştüğünü ve genel yargı olan sağlık sektörünün cazipliğinin, on binlerce insanı bu üniversitelere kaydırdığını sözlerine ekleyen Ekenler, “Yoksul aile çocukları da kısa yoldan meslek sahibi olmak amacıyla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek okullarını tercih etmişlerdir. Hemen hepsinin ilk tercih sebebi, okulu bitirdikleri anda iş imkanına sahip olacakları inancıdır. Hemşire yardımcısı ya da ameliyathane hizmetleri gibi bölümlerde okuyanlar, çıktıklarında ne iş yapacaklarını bile bilmemektedirler. Bu okullarda okuyan gençlerin bu uygulamaların çoğunu görmeden mezun olduklarını ve kendilerini yetersiz hissettiklerini ve ilişkiler bularak özel hastanelerde ücretsiz olarak aylarca çalıştıklarını biliyoruz. Bu durum özel hastane sahiplerinin işine gelmiştir, ücretsiz vasıfsız işçi konumunda pek çok genç bu şekilde her gün her umutlarını tüketmeye devam ediyorlar” dedi.

HEKİMLERİN DE DUYARLI OLMALARI GEREKİYOR

Siyasi olarak çözülmesi gereken bir sorun olduğunu ancak hekimlerin de bu konuda duyarlı olması gerektiğini ifade etti. Ekenler, “Pek çok doktor, bu okullarda ders vererek ciddi paralar kazanıyor ve bu okullardan aldıkları doçentlik ya da profesörlük gibi akademik unvanları, doktor kimliklerinin önüne eklemekten hiç utanmıyorlar. Oysa onlar tıp doçenti ya da tıp profesörü değiller ve bu şekilde kullanmaları çok ahlaksızca” diye de belirtti.

ON BİNLERCE İŞSİZ VE VASIFSIZ SAĞLIK PERSONELİ VAR

Ameliyathane hizmetleri mezunu olan Akdağ, özel sektörde ve devlet hastanelerinde iş bulamadığını aktardı. Daha önce sağlık bölümlerinin hemşirelik ve ebelik gibi dar bir çerçevede sağlık bölümüne sahip olduğunu sözlerine ekleyen Akbağ, bölümlerin son altı yılda açılmasını arz-talep değil rant için açıldığını belirtti. Akbağ, “Dünyada Türkiye eğitim seviyesi olarak çok geride. Sınan sistemi değiştiği için insanları istedikleri bölümü değil puanının yettiği bölümü seçiyorlar. Ayrıca, özel okul olduğu için öğrenciler okula gitmeden de mezun olabiliyor. Söz konusu sağlık olduğunda da binlerce işsiz ve ayrıca vasıfsız sağlıkçı var. Okullardaki eğitimin yetersizliği, pratiğe değil sadece teoriye yönelik” şeklinde anlattı. İşsiz kalan insanlara bakan diğer yurttaşların da artık bu bölümleri tercih etmediklerini sözlerine ekleyen Akbağ, özel okulların fiyat düşürdüğünü buna rağmen kontenjanların dolmadığını aktardı.

BUNLARIN SORUMLUSU SİYASİ POLİTİKALARDIR

Türkiye genelinde en fazla Kürtlerin bu bölümleri tercih ettiğini yorumlayan Akbağ, son on beş yıldır Kürt illerinde üniversite kazanım oranının düşük olduğunu ve bunun nedeninin siyasi politikalar olduğunu belirtti. Akbağ, “Altmış kişilik sınıflar, sorumsuz ve zorunlu hizmetle gelen öğretmenler, mevsimlik işçiliğinde okula ikinci yarı yılda devam edebilen ve dershanesiz biz öğrenciler için bu sonuçlar bir kader değil. Aileler de çocukları bir iş sahibi olsun diye bu paraları ekmeklerinden kestiler ama işsizliğimizle de yeniden yıkıldılar” dedi.