Eşsiz bir ekosistem olan Atacama çölü çöplüğe döndü

Dünyanın en kurak alanlarından biri olan ve Dünya’nın evriminin sırrını barındırabilecek aşırı yaşam biçimlerinin olduğu Şili’deki Atacama çölü, çöplüğe döndü.

Atacama çölü, Şili’nin kuzeyinde, Tarapaca bölgesinde yer alıyor. Dünyanın her yerinden gelen kullanılmış tonlarca kıyafet, otomobil veya lastik atıkları ile doldurulan bu alanda, eşsiz bir ekosistem büyük tehdit altında bulunuyor.

Alto Hospicio ilçesini çevreleyen kurak tepelerin yamaçlarında tonlarca kıyafet yığılırken, komşu Iquique kentinde ABD, Japonya ya da Kore’den gelen binlerce sökülmüş otomobil birikmiş halde. 100.000 kilometrekarelik bu çölün başka alanlarında yüzlerce araç lastiği dikkat çekiyor.

Şili, tüketiciler tarafından atılan giysiler, stokların boşaltılması ve dünyanın her yerinden gelen hayır işleri arasında kırk yılı aşkın bir süredir ikinci el giyim ticaretinde uzmanlaştı. Şili gümrüklerine göre 2021'de ülkeye yaklaşık 46 bin 285 ton kullanılmış kıyafet girdi. Araçlar gibi giysiler de Iquique limanındaki serbest bölgeden ülkeye giriyor. Bunlar Şili ikinci el piyasasına veya diğer Latin Amerika ülkelerine yönelik olarak taşınıyor. Arabaların çoğu Peru, Bolivya veya Paraguay'a yeniden ihraç ediliyor. Ancak birçoğu Iquique sokaklarında veya çevredeki tepelerin kenarlarında bırakılıyor.

Başta Asya olmak üzere düşük maliyetle ve bir zincir halinde üretilen giysi ve ayakkabıların yarısından fazlası, dolaşımın sıkışıklığı nedeniyle çöle atılıyor.

Bu vahşi çöplükler, yoğun zehirli duman bulutlarına neden olan rahatsızlıkları azaltmak için düzenli olarak ateşe veriliyor.

Bölgenin dünyanın çöplüğüne dönüştürülmesi hem sağlık hem çevre için büyük tehdit oluşturuyor.

Atacama, bazı bölgelerde yılda 20 milimetreye dahi varmayan yağış miktarıyla dünyanın en kurak çöllerinden biri olarak kabul edilse de eşsiz bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Bilim insanları sahil kasabası Antofagasta yakınlarındaki en kurak kesimde aşırı yaşam formlarını keşfetmişlerdi. Bunlar güneş radyasyonuna rağmen neredeyse susuz veya besinsiz yaşayabilen mikroorganizma olarak önem kazanıyor. Bilim insanları bu mikroorganizmaların, hem dünyada hem de diğer gezegenlerde evrim ve hayatta kalmanın sırlarını taşıyabileceklerine inanıyorlar.

Bölgede yaşayanların büyük çoğunluğunun da bu çöllük alanı basit “çıplak tepeler” veya “madencilik yeri” olarak gördüğü belirtiliyor.

Yer yer kayalık ya da kumlu olan bu uçsuz bucaksız alan, dünyanın en büyük bakır madenlerinin yanı sıra çok fazla yer altı suyu tüketen iki faaliyet olan lityum madenlerine de ev sahipliği yapıyor.