‘Tarımsal ürünler şirketlerin insafına bırakıldı!’

Çiftçi Sen Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem, tarımsal ürünlerin yavaş yavaş uluslararası piyasalara devredildiğine vurgu yaparak, çiftçinin üretimden çekilmek zorunda kaldığını ve bu şekilde piyasanın şirketlerin insafına terk edildiğini kaydetti.

Son aylarda tarımsal gıdalarda yaşanan fiyat artışları, halkın alım gücünün çok üstüne çıktı. Birkaç ay öncesine kadar ‘en ucuz’ yiyecek olması nedeniyle her mutfakta tercih edilen patates ve soğan, şu an lüks tüketim ürünleri haline geldi.

TARIMDAKİ GERİLEME 2. DÜNYA SAVAŞI’NDAN SONRA BAŞLADI

Tarımın, içinde bulunduğu çıkmazın nedenlerini konuştuğumuz Çiftçi Sen Genel Sekreteri Ali Mert Erdem, tarımsal gıdada yaşanan bu krizin yeni olmadığına dikkat çekerek, “Aslında biraz daha geriye gitmek lazım şu an çiftçinin durumunu anlayabilmek için… 1945 yılında 2. Dünya Savaşı bittikten sonra, dünyanın jandarması değişti ve kapitalizmi yeniden düzenlemek için çeşitli kurumlar kuruldu. Bildiğiniz üzere bunlardan birisi IMF diğeri de Dünya Bankası… İşte tam da bu noktada dünya yeniden şekillenmeye başladı. Gümrük Tarifeleri Anlaşmasının son raundunda tarımın dünya ticaretine konu edebileceği kararına varıldı. Bu süreçten sonra biz Dünya Ticaret Anlaşmasına imza attığımız andan itibaren bu sürece dahil olduk” diye kaydetti.

KONTROL KÜRESEL ŞİRKETLERDE

‘Serbest piyasa’ koşullarının Türkiye’yi çok güçlü şekilde etkilemeye başladığına işaret eden Erdem, “Uluslararası serbest piyasada belirlenen ürün fiyatları bizi de kapsar hale geldi. Bu ne demek? Küresel şirketlerin belirlediği fiyatlar üzerinden dünya piyasasının kontrolü sağlandı” diye konuştu.

ÇİFTÇİ YALNIZLAŞTI

Geçmişte tarımın teşvik edilmesi için verilen düşük faizli kredilerin kaldırılarak, çiftçinin kaderine terk edildiğine işaret eden Erdem, “Bizim gibi ülkelerde de uluslararası anlaşmalar gereği çiftçilere sağlanan düşük faizli krediler kaldırıldı, çiftçi yalnızlaştırıldı. Doğrudan çiftçinin üretimine aracılık eden Tekel, Çaykur gibi kurumlar özelleştirildi. Tarım satış kooperatifleri vardı. Bunlara da özelleştirme zorunluluğu getirildi. Bu kuruluşların bankaları vardı, bankalar kapatıldı. Üretimden pazarlamaya kadar olan zincirler ortadan kaldırıldı” dedi.

ZİNCİR KOPTU!

Tarımsal alandaki zincir parçalanınca piyasanın çok uluslu şirketlere terk edildiğini söyleyen Erdem, “Türkiye’de uluslararası ve yerel şirketler bu pazarı doldurmaya başladı. Fiyatları uluslararası piyasa belirliyor. Biz o nedenle piyasanın belirlediği fiyatları uygulamak zorunda bırakılıyoruz. Ayrıca şöyle bir şey var; biz kendi kendimize yeter durumda olduğumuz ürünlerde bile Dünya Ticaret Örgütü ile yaptığımız anlaşmalar nedeniyle yüzde 5’ini dışarıdan almak zorundayız. Anlayacağınız, çiftçi üretse bile satamaz hale getirildi” diye belirtti.

ÇİFTÇİ BAŞKA İŞ KOLLARINA YÖNELDİ

Çiftçinin bu süreçten sonra geçinemez, ürününün karşılığını alamaz hale geldiğini ifade eden Erdem, tarımdan geçimini sağlayan birçok kişinin başka iş kollarına yöneldiğine vurgu yaptı.

“Örneğin Soma’da yaşamını yitiren 301 maden işçisinin büyük çoğunluğunun geçmişi tarıma dayalıdır” diyen Erdem, tarımın ülkede bitirilmesiyle birlikte başka işler yapmak zorunda kalan insanların, canları pahasına başka yerlerde çalıştıklarını söyledi.

‘ÇİFTÇİ BİTTİ, PİYASA ŞİRKETLERİN ELİNE GEÇTİ’

Çiftçi güçlendirilmediği taktirde önümüzdeki süreçte tarımsal gıdada ‘bugünü arar’ duruma geleceğimiz uyarısında bulunan Erdem, “Örneğin Kırkağaç önemli bir tütün üretim merkeziydi. 2001 yılında ‘tütün yasası’nı imzaladılar ve piyasa yine küresel şirketlere bırakıldı. Kırkağaç’taki tütün üreticisi borca girip tütün yetiştiriyor, ürününü satacak yer bulamıyor. Böyle olunca çiftçi bırakın kâr elde etmeyi, borç batağına sürüklendi. Yani, patates ve soğanın fiyat artışı bugüne kadar uygulanan politikaların geri dönüşü… Çiftçi bitti, piyasa şirketlerin eline geçti. Aslında bugünler iyi günlerimiz; gıda piyasası bize neyi ne kadardan satarsa almak zorunda olacağımız bir sürece girmiş durumdayız” dedi.