MSD Eşbaşkanı İlham Ehmed, İsveç'te hükümet yetkilileri ve siyasi partilerle görüşmelerde bulundu.
Ehmed, Çarşamba günü sabah saatlerinde İsveç Parlamentosu'nda grubu bulunan 7 siyasi partinin temsilcileriyle bir görüşme gerçekleştirdi.
Ehmed, parlamentoda yapılan toplantıda siyasi parti temsilcilerini, Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava'daki gelişmeler hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirdi.
Rojava halklarını Türk devletinin katliam ve saldırılarından korumak için Rusya ve Suriye'yle askeri bir anlaşma yapmak durumunda kaldıklarını söyleyen Ehmed, şunları kaydetti:
”Halkımız ABD ve koalisyon güçleri tarafından arkadan bıçaklandığını biliyor. Bizlere verdikleri sözlerin hiç birini tutmadılar. Olası bir ateşkes Türkiye'nin şimdiye kadar girdiği yerlerde kalmasını öngörürse bu kabul edilemez. Biz halkımızın isteklerini dile getiriyor ve mücadelesini sürdürüyoruz.”
ROJAVA BİR HAFTADIR PARLAMENTONUN GÜNDEMİNDE
Toplantıda partilerinin görüşlerini dile getiren parti temsilcilerinin tamamı, Türkiye'nin Rojava'ya yönelik saldırı ve işgal girişimini yakından izlediklerini, işgale şiddetle karşı çıktıklarını ve son bir haftadır Rojava'nın parlamentonun gündeminde ilk sırada yer aldığını belirtti.
İşgali durdurmak ve insani bir felaketin önüne geçebilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını belirten siyasi parti temsilcileri, İsveç'in Türkiye'ye silah satışlarını durdurma kararı aldığını hatırlattı.
Ehmed, öğleden sonra da Dışişleri Bakanı Ann Linde ve Savunma Bakanı Peter Hultqvist'le ayrı ayrı görüştü.
Ehmed, Hultqvist'i Türk devletinin işgali sonucu yaşanan gelişmeler hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirdi. Ehmed, Serêkaniyê ve Girê Spî’de şiddetli çatışmaların yaşandığını ve 300 bin insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
TÜRKİYE'NİN AMACI DAİŞ'LILARIN SERBEST BIRAKILMASI
Ehmed, Türk devletinin Qamışlo'da DAİŞ'lilerin kaldıkları cezaevlerini hedef aldığını ve DAİŞ'lilerin serbest bırakılmasına neden olduğunu belirtti.
Türk devletini amacının DAİŞ çetelerini kurtarmak olduğunu söyleyen Ehmed, ”Yüzlerce DAİŞ'li bombalamalardan faydalanarak cezaevinden kaçtı. Bunlar bölge ve dünyaya yönelik bir tehdit oluşturuyor” dedi.
Ehmed, İsveç'in Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygulamasını ve diplomatik ilişkilerini dondurmasını istedi.
HULTQVİST: SONUNA KADAR SİZİNLEYİZ
Hultqvist, İsveç Hükümeti ve halkının her zaman Kürtlerin yanında yer aldığını ve Rojava'daki oluşumu desteklediğini vurguladıktan sonra şunları kaydetti:
”Biz tüm kalbimizle sonuna kadar sizinleyiz. Savunma Bakanı olarak sonuna kadar sizinle olacağımızı açıkça ilan ediyorum. NATO bir hafta sonra toplantı yapacak ama bekleyemeyiz. Rojava'daki insani bir kriz. Halk tehlike altında ve bunun engellenmesi gerekiyor. Elimizden ne geliyorsa, insani yardım vb. yapacağız. Ekonomik yaptırım ve diplomatik ilişkilerin dondurulmasını Dışişleri Bakanımızla yapacağım görüşmede değerlendireceğiz.”
Hultqvist, İsveç halkının da Rojava'nın yanında olduğuna ve İsveç'te kitlesel eylemler yapıldığına dikkat çekti.
Ehmed, Dışişleri Bakanı Ann Linde ile de Dışişleri Bakanlığı'nda bir görüşme gerçekleştirdi.
Ehmed, Linde'ye İsveç'in Türkiye'ye silah satışlarını durdurmasından ve konuyu Avrupa Birliği gündemine getirerek tüm Avrupa ülkelerinden aynı şeyi istemesinden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Türk devletinin savaş uçaklarıyla bombalamalar yaparak sivilleri katlettiğini belirten Ehmed, İsveç'in Kuzey Suriye'nin uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi için Avrupa Birliği nezdinde girişimde bulunmasını istedi.
Linde, öncelikle DAİŞ çetelerine karşı verdikleri başarılı savaşımdan dolayı Ehmed'e teşekkürlerini iletti. Linde Türk devletinin saldırılarının durdurulması için gerçekleştirdikleri girişimler hakkında açıklamalar yaptı.
LİNDE: TÜRKİYE'NİN İŞGALİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI
Devlet olarak Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye yönelik saldırılarını “işgal” olarak değerlendirdiklerini söyleyen Linde, “Türkiye'nin saldırıları bir insani krize yol açacak, DAİŞ çetelerini yeniden dünyanın başına bela edecek” dedi
Linde, Türkiye'nin işgalinin uluslararası sözleşmelere aykırı ve illegal olduğunu belirterek, bunun bölgenin daha da istikrarsızlaştıracağını ve insani trajedilere neden olacağını söyledi.
Rojava'daki halkların birlikte yarattıkları demokratik sistemin tüm Ortadoğu'ya örnek olduğunu söyleyen Linde, Rojava'ya yönelik saldırıların engellenmesi için her türlü girişimde bulunduklarını ifade etti.
Linde, Kuzey ve Doğu Suriye'nin uçuşa yasak bölge ilan edilmesinden NATO askerlerinin konuşlandırılmasına kadar bir dizi önlemin işgalin durdurulması için gündemlerinde olduğunu ve tartıştıklarını söyledi.
Görüşmeden hemen sonra İsveç Devlet Radyosu (SR) Ekot Haber Servisi'nden Beşir Kavak'ın sorularını yanıtlayan Linde, İsveç'in Türkiye'ye yeni yaptırımlar uygulanmasını Avrupa Birliği'nin gündemine getirebileceğini söyledi.
Linde, “Biz gelecekte alınabilecek önlemlere hayır demedik. Ama en iyisi bunun Avrupa Birliği çerçevesinde yapılması” dedi.
ERDOĞAN'A SALDIRILARINI DURDURMASINI SÖYLÜYORUZ
Erdoğan'ın işgalde ısrarcı olduğu ve İsveç'in Türkiye'nin saldırılarını engellemek için ne yapmayı düşündüğü sorusuna Türkiye'ye yönelik kınamaların giderek sertleştiğini hatırlattıktan sonra şu yanıtı verdi:
“Son 24 saatte ABD'den oldukça güçlü tepkiler geldi. Çin ve dünyanın değişik yerlerinden Türkiye'ye askeri saldırılarını durdurması çağrıları geldi. Biz, Erdoğan'a saldırılarını durdurmasını söylüyoruz.”
OLOF PALME MERKEZİ: HALKLAR İŞGALE KARŞI AYAĞA KALKMALI
Ehmed, Perşembe günü öğleden önce Uluslararası Olof Palme Merkezi'nde kurumun yöneticileriyle bir araya geldi.
Kurumun Başkanı Anna Sundström, Olof Palme Merkezi'nin Türkiye'de gerçekleşen insan hakları ihlallerine karşı demokrasi güçleriyle birlikte yaptıkları çalışmalar hakkında ayrıntılı açıklamalar yaptı.
Sundström, Rojava'nın korunması için seferber olduklarını belirterek ”Rojava'nın yenilgizi bizim yenilgimizdir. Zaferi bizim zaferimizdir. Bu bizlerin ortak mücadelesidir. Bu böyle bilinmeli” dedi.
Sundström konuşmasının devamında, “12 Ekim'de gerçekleşen kitlesel eyleme katıldık. 19 Ekim'de yapılacak olana da katılacağız. Tüm İsveç halkını da bu gösterilere katılmaya davet ediyoruz. Halklar ayağa kalkmalı ve devletleri işgali durdurmak için zorlamalı” şeklinde konuştu.
Yapılan tüm görüşmelerde İsveçli yetkililer ve siyasi parti temsilcileri Türk devletinin işgaline karşı kitlesel eylemlerin örgütlenmesinin önemine vurgu yaptı.