Alman meclisinde ‘sonuç alıcı yaptırım’ çağrısı

Alman Federal Meclisi’nde Türk devletinin işgal saldırılarının ele alındığı oturumda konuşan vekiller, Erdoğan rejimi için sonuç alıcı yaptırımlar istedi. Sol Parti Liebch ise Köln’deki yürüyüşe YPG/YPJ bayrağıyla gitme çağrısı yaptı.

Sol Parti’nin başvurusuyla Türk devletinin işgal saldırısı karşısında Almanya’nın Ankara rejimi karşısında nasıl bir pozisyon alması gerektiğine ilişkin Federal Meclis’te özel bir oturum gerçekleşti. Merkel kabinesinden bakanlar ile mecliste grubu bulunan partilerin parlamenterlerinin hazır olduğu oturumu aralarında Kuzey-Suriye Yönetimi Avrupa Temsilcisi Ahmed Şêxo’nun bulunduğu bir heyet de izledi.

Oturumda Sol Parti adına oturumda ilk söz alan Sol Partili Sevim Dağdelen konuşmasına Rojava heyetini selamlayarak başladı. Merkel’in başbakanlığındaki federal hükümetin Türkiye’nin saldırıları karşısındaki tutumunu sert sözlerle eleştiren Dağdelen, Dışişleri Bakanı Maas’ın AB çapında uygulanacak bir silah ambargosunu engellediğine dair yaygın Alman basınında çıkan haberlere dikkat çekti.

“Maas dışarda kahve içeceğine AB’nin Erdoğan’a uygulamak istediği silah ambargosunu neden engellediğini gelip açıklamalı” diye konuşan Dağdelen, Efrîn’e yönelik işgal saldırısının ardından Türkiye’nin uluslararası yasaları bir kez daha çiğnendiğini söyledi. Efrîn işgalinden bu yana Silah anlaşmaları konusunda Almanya’nın en büyük müşterisinin Ankara rejimi olduğuna dikkat çekerek son dönemde 1,4 Milyar Euro’luk silah satışının yapıldığını bildirdi

Ermeni soykırımı sırasında Osmanlı ile yapılan işbirliğini de hatırlatan Dağdelen, Türk devletinin yeni bir soykırım hazırlığı içinde olduğunu ifade etti. Sol Partili Dağdelen Türkiye’de iş yapan Alman şirketlerine verilen Hermes kredi garantilerinin sona erdirilmesini ve silah ambargosunun uygulanmasını istedi.

CDU: ERDOĞAN’IN ŞANTAJLARINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ

İktidar partisi CDU/CSU adına konuşan parlementer Johann David Wadephul ise başbakan Merkel’in Türkiye’nin saldırıları karşısında aldığı pozisyonu savundu. Hükümet olarak Erdoğan’ın şantajlarına boyun eğmeyecekleri vurgusunu yapan Wadephul “Türkiye uluslararası yasaları çiğnedi, Türk ordusu saldırılarına derhal son vermeli” çağrısını yaptı.

Türkiye’ye karşı aldıkları bu pozisyonu koruyacaklarını bildiren Hıristiyan demokrat politikacı Wadephul “Bir yandan AB’nin en iyi ticari ortağı ve NATO partneri olup bunun avantajlarından yararlanılmasına, diğer yandan da batının değerlerinin ayaklar altına izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Oturumda konuşan Irkçı Parti AFD milletvekili Rüdiger Lucassen diğer partilerin parlamenteriyle söz düellosuna girerek, yaşananları Merkel’in mülteci siyasetine bağladı.

BAKAN ANNEN: CİDDİ ENDİŞE İÇİNDEYİZ

Oturumda Merkel hükümeti adına söz alan Devlet Bakanı Niels Annen, sözlerine Kürt kadın siyasetçi Hevrin Xelef’in katledilmesini kınayarak başladı. “Türkiye’ye yakın grupların sivillere yönelik işlediği cinayetlere ilişkin sosyal medyada yer alan görüntüleri kaygıyla izliyoruz” diyen Türk devletinin saldırılarından dolayı ciddi endişe içinde olduklarını söyledi.

Kürtlerin Esat ile yakınlaşma dışında bir seçeneğinin kalmadığını savunan Annen cezaevlerinden kaçan DAİŞ çetelerinin durumuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Türkiye’nin son saldırılarından önce DAİŞ’in askeri olarak yenilmesine rağmen hala örgütlü olduğunu bilip, tedbirler almalıydık.” Türkiye’nin askeri saldırılarının sorunu çözmeyeceğini belirten Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi Annen bundan sonra Ankara ile yapılan silah satışlarına onay verilmeyeceğini ve yeni yaptırımların yolda olduğunu söyledi.

Bakan Annen bir yandan Türkiye’nin NATO’da kalmasını savundu, diğer yandan da “DAİŞ ile mücadele eden Kürtlere minnettarız, onları korumalıyız” diye konuştu. Son gelişmelere ilişkin ABD ile yakın ilişki içinde olacaklarını belirten Annen Türkiye’nin Kürt sorununu siyasi yollarla çözmesi için girişimlerde bulanacaklarını bildirdi.

FDP: AMAÇ KÜRT YAPILARINI YOK ETMEK

Muhalefet partilerinden Hür Demokrat Parti (FDP) üyesi parlamenter Bijan Djir-Sarai ise Kürtlerin yardımı olmadan DAİŞ’in yenilmeyeceğine dikkat çekti. Türk devletinin bu saldırıyla uluslararası yasalar çiğnediğini belirten Djir-Sarai “Türkiye’nin amacı bölgedeki bütün Kürt yapıları yok etmektir” diye konuştu.

ABD askerlerinin bölgeden çekilmesini “sorumsuz bir davranış” olarak yorumlayan Djir-Sarai, bu konuda AB’nin dış politikada sınıfta kaldığını savundu. “Bu savaş engellenebilirdi” ifadesini kullanan FDP’li milletvekili, saldırılara ilişkin başbakan Merkel’in Macron ile konuşmasına rağen Türk Büyükelçisi’nin neden hala çağrılmadığını sordu.

AB çapında uygulanacak bir silah ambargosunun Almanya tarafından engellenmesini de eleştiren FDP’li politikacı devamla şunları söyledi: “Burada mevzu silah satışı değil, insan hayatını korumak olmalı. Türk arkadaşlarımızı cezalandırmak istemiyoruz, bu savaşa yol açan Türk yetkililer cezalandırılmalı. Kırmızı çizgiler aşıldı, bir NATO üyesine yakışmayan adımlar atıldı.

Yeşiller Partisi milletvekili Agnieska Bruger ise Türk devletinin saldırılarından dolayı şu ana kadar 200 bin insan yerinden olduğuna dikkat çekerek “Buna izleyici kalamayız” ifadesini kullandı. Rojava’da oluşturulan yapının bütün bölgeye örnek olabileceğine dikkat çeken Bruger “Mesele Türkiye’nin güvenliği değil, Erdoğan bölgede etnik temizlik yapmak istiyor” dedi.

Yeşiller politikacı Federal hükümetin tutumunu ise şu sözlerle eleştirdi: “Efrîn’de Kürtler yerinden edildi, baskıya işkenceye uğradı. O zaman da başbakan Merkel Türkiye’nin uluslararası yasaları çiğnediğini söylemedi. Hükümet yaşananlar karşısında aciz değil, yapacağı çok şey vardır. Efrîn’in işgalinden bu yana 1 Milyar Euro’luk silah Türkiye’ye satıldı, bütün silah anlaşmaları iptal edilmeli. Türkiye için Hermes kredi garantisi verilmemeli, artık sonuç alıcı ciddi adımlar atılmalı.”

YEŞİLLER: ALMANYA TEK BAŞINA BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAZ

Oturumda CDU/CSU adına konuşan bir başka milletvekili Christian Schmidt ise Türkiye’ye “NATO üyeliğine göre adım at” çağrısını yaptı. Kürtler yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Schmidt “Kürtler bölgenin DAİŞ’ten temizlenmesinde önemli olumlu bir rol oynadı” diye konuştu.

SPD millevetkili Gabriela Heinrich de Türkiye’ye yaptırımlar konusunda Almanya’nın tek başına işin altından kalkamayacağını savunarak şu çağrıyı yaptı: “AB’nin birlikte hareket etmesi gerekiyor. AB ilk açıklamasını yaptı, yine açıklamalar için de hazırlık yapılıyor. Öncelikli olarak Kürt gruplara yönelik saldırılara derhal son verilmeli. Türkiye Suriye’deki birliklerini derhal çekmeli, şiddet sona ermeli.

SOL PARTİ KÖLN’DEKİ YÜRÜYÜŞ İÇİN DESTEK İSTEDİ

Sol Parti Milletvekili Stefan Liebch ise Almanya ve AB’nin Türk devletinin işgal saldırısında suç ortağı olduğunu söyledi. Cumartesi günü Türk devletinin saldırılarını protesto amaçlı Köln’de yapılacak kitlesel yürüyüş için destek isteyen Liebch “O gün şüphesiz Suriye’de Asuriler, Êzidîler, Ermeniler gibi azınlıklar için mücadele eden, onları koruyan YPG/YJP’nin bayrağını taşıyacağız” dedi.

Liebch YPG ve YPJ savaşçılarını kast ederek “Onlar olmadan Êzidîler kurtarılamazdı, DAİŞ bitirilemezdi ve güvenliğimiz tehlikede olurdu. Ancak onlar yalnızlığa terk edildi. Bunda Almanya ve AB’nin de suçu var. Yaşananlar tek kelimeyle skandal” ifadesini kullandı.

SPD Milletvekili Aydan Özoğuz de Türkiye’ye “askeri birliklerini geri çek, saldırıya son ver” çağrısı yaptı. Özoğuz, Türkiye’de savaşa karşı çıkan muhalefete destek verilmesi gerektiğini ifada ederken, SPD Milletvekili Daniela De Ridder, Türkiye’nin işgal saldırılarını öven Türk futbolcusu Cenk Şahin ile ilişkisini kesen Hamburg takımı St. Pauli’nin kararını selamlayarak sözlerine başladı.

“Bravo St. Pauli” ifadesini kullanan SPD’li parlamenter "Sadece bu futbol takımı değil, hepimiz faşizme karşıyız” diye konuştu. Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Maas’a yönelik sözlerini eleştiren De Ridder, Kürt kadın siyasetçi Hevrin Xelef’in katledilmesini de sert sözlerle kınadı. Xelef’in yaşamını yitirmesinden dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirten De Ridder “Bir NATO üyesinin Kürt halkına böyle saldırılar yapması kabul etmez. Bu saldırıların yol açmasına yol açan ABD de eleştirilmeli” çağrısını yaptı.