CPT ile AİHM işkence ve tecridin ortağı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için Strasbourg'da eylem yapan Kürdistanlılar, CPT ve AİHM'in İmralı'daki ağırlaştırılmış tecridin ve işkencenin ortağı olduğunu söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağır tecritte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) gibi kurumların payı olduğunu düşünen Kürtler ve dostları önceki gün Strasbourg’ta eylem başlattı.

Biz de Avrupa Demokratik Kürdistanlılar Toplum Kongresi (KCDK-E) ve Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-E) çağrısıyla yapılan eyleme katılan Kürdistanlılara düşüncelerini sorduk.

Tahsin Türk: ”Ben İsviçre’den geliyorum. CPT ve AİHM’in ikiyüzlü politikaları ve sessizliğini protesto etmek amacıyla buradayım. Önderliğimiz üzerinde 20 yıla yakın bir zamandır hiç bir hukukta olmayan bir tecrit uygulanıyor. Bu bizi oldukça endişelendirdiği gibi öfkelendiriyor. Biz bu tecridi kabul etmiyoruz. Çünkü Öcalan sadece Kürt halkının değil, dünyada dışlanan ve ezilen milyonların umududur.”

Abdullah Değer: ”Almanya’nın Stade kentinden arkadaşlarımla buraya geldim. Önderliğimiz üzerindeki tecride karşı gerekirse ölüm orucuna girmeye hazırım. Tecrit bir insanlık suçu ve tecrit kararını da Avrupa ülkeleri verdi. Biz Önderliğimizin durumunu bilmiyoruz. Onlar ise her şey yolundaymış, İmralı’da her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir algı yaratıyor. Biz Önderliğimizle var olduk. Onun için kesintisiz bir şekilde eylem halinde olmamız gerekiyor.”

Metin Topçu: “Biz Almanya’nın Hemoor kentinden geldik. Gelir gelmez de yapılan basın açıklamasının ardından polisin saldırısına maruz kaldık. Barışçıl bir yürüyüş yaparak CPT’ye kadar yürümemize dahi izin vermediler. Yaşlı, kadın demeden herkesin üstüne gaz sıktılar. Bize bu işkenceyi reva görenler Önderliğimize neler yapmaz ki. Adı CPT olan kurum bizzat bu işkencenin ve tecridin ortağıdır. Bu saaten sonra bizim kimseden bir beklentimiz olmamalı. Önderliğimizi tecrit ve esareten kurtaracak olan bizim eylemlere katılım düzeyimizdir.  Herkes, haftanın her günü mutlaka bu eylemlerde yerini almalı. Tecrit gibi bir insanlık suçuna alet olan kurumlara şunu söylemek istiyorum: Önderliğimizle olan gönül bağımızı asla yok edemeyeceksiniz.”

Bedran Karacadağ: “Avrupa devletlerinin ikiyüzlülüklerini yüzlerine haykırmak için buraya geldim. Yıllardır Önderliğimizi tecrit altında tutan devletler, bizim de sağlığımızı bozdular. Onlar böyle yaparak bize Önderliği unuturmak istiyor. Ama bizim Başkan Apo’nun Kürtleri olduğumuzu da öğreniyorlar. Her koşul altında Önderliğimizin özgürlüğü için mücadele edeceğiz. Gerekirse burada aç, sussuz ve uykusuz kalacağız. Gerekiyorsa gözümüzü kırpmadan Önderlik için ölüm orucuna gireceğim.”

Salman Körkapan: “Biz eyleme katılmak için İsviçre’den  geldik. İlerlemiş yaşıma rağmen söz konusu Önderliğin durumu oldu mu mutlaka eylemlere katılıyorum. Avrupa devletleri Türk devletine hem silah veriyor,  hem de tecridi derinleştirmesini söylüyorlar. Kürtler her zamanki gibi devletlerin ekonomik çıkarlarına kurban ediliyor. Biz buraya geldik ama bize tahammül etmediler. Sıktıkları gazdan dolayı bazıları bayıldı, yaralananlar oldu. AİHM de CPT de bu tecridin ortağı. İsterlerse hemen heyet oluşturup İmralı’ya gönderebilirler. Ama sanki tecrit ve işkence yokmuş gibi davranıyorlar. Yine bunların silahlarıyla çocuklarımız katlediliyor.  Geleceğimiz karartılıyor.”

Bedriye Ana: “Düşmanın zalim olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Hastalara bile gaz bombası attılar. Bizler buraya Önderliğimizin özgür olması, tecridin kalkması için geldik. Yürüyüş yapmak ne zamandan beri suçtur? Söz konusu Kürt halkı ve Önderi oldu mu bütün dünya sağır ve dilsiz oluyor. Ama ne olursa olsun bizler, Önderimizin etrafında çember olacağız.Önderliğimizin hakkında bir bilgi alana kadar her gün buraya geleceğiz.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika