Kürt basın çalışanları açlık grevcilerinin sesi olacak!

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride kırma şiarıyla Strasbourg’da 33’ünü gününe giren süresiz-dönüşümsüz açlık grevine destek veren Kürt basın çalışanları, haklı taleplerin sesi olmaya çalışacaklarını vurguladılar.

Strasbourg Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) lokalinde devam eden açlık grevini ziyaret eden çok sayıda Kürt basın emekçisi, Leyla Güven’in 72’inci, Hewler’de Nasır Yağız’ın 59’uncu günündeki eylemlerin önemine dikkat çektiler.

“DİRENİŞİNİZİN SESİ OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ”

Basın çalışanlarından Memed Drewş, kendilerinin açlık grevlerinin sesi olmaya çalışacaklarını söylerken, halkın gönlünün bu eylemlerde attığına ve dayanışmak istediğine vurgu yaptı.

Kürt kamuoyunda eylemin başarıya ulaşacağına dair güçlü bir kanaat olduğuna işaret eden Drewş, “Umuyoruz ki, sizlerin burada gösterdiği; cezaevlerinde ve diğer şehirlerdeki direniş tecridi kıracak, Başkanı ve Kürdistan’ı özgürleştirecektir” diye konuştu.

“BU DİRENİŞ MUTLAKA KARŞILIK BULACAK”

Açlık grevinin öneminin bilincinde olduğunu söyleyen Suna Tunç ise, eylemlerin dünya ve Kürt kamuoylarına doğru bir biçimde yansıtılmasının elzem olduğuna işaret etti.

Açlık grevlerinin oldukça ciddi bir süreçte geliştiğine dikkat çeken Tunç, bunun Doğu Kürdistan’da da yankılarının görüldüğünü belirtti. Basın emekçisi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da direnişin karşılığını bulacağını sözlerine ekledi.

Uzun yıllardır Kürt basın kurumlarına emek veren Apê Sinan da, Öcalan’a yönelik tecride karşı durmak için bedenlerini açlığa yatıran herkesin önünde saygı ile eğildiklerini söyledi. Kendisinin de böylesi bir eyleme katılmak istediğini söyleyen Ape Sinan, ancak sağlık sorunlarından dolayı meslektaşlarınca ikna edildiğini kaydetti.

“NE KADAR BARBARCA OLURLARSA OLSUN DİRENİŞ KARŞISINDA ÇARESİZ KALACAKLAR”

Kürt mücadele tarihinde benzeri açlık grevlerine atıfta bulunan Xeyri Çelik de, açlık grevlerinin faşizan siyasete boyun eğdireceği görüşünü paylaştı. “Siyasetleri ne kadar barbarca ve düşmanca olursa olsun bu eylem karşısında çaresiz kalacaklar” diyen Çelik, bunun dünya ve Kürt özgürlük mücadelesi tarihinde tescillendiğini dile getirdi. Çelik, mücadelenin bu gücü Mazlum Doğanların ve Hayri Durmuşların cezaevleri direnişlerinden aldığını söyledi.

“ESARET VE TECRİDE KARŞI YETERSİZ KALDIK”

Bir diğer basın çalışanı  Aslan Aslan ise Öcalan’ın 20 yılı bulan esaretine dikkat çektiği konuşmasında, esaret ve tecride karşı mücadelede yetersiz kaldıklarını söyledi. İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) veya diğer Avrupa kurumlarına bugüne kadar ‘sessiz kaldıkları’ eleştirisi getirdiklerini hatırlatan Aslan, “Bugün artık anlaşılıyorki, sessiz kalmıyorlar; açıkça Erdoğan’ın suçlarına ortak oluyorlar. Şehirlerimizi yıktılar, Efrin’i işgal ettiler. Bugün Avrupa açıkça bu suçlara ortak oluyor” diye eleştirdi.

Barzan Şehsuvar adlı basın emekçisi ise, açlık grevlerinin bireyin bedenini zorlaması dikkate alındığında oldukça fedakarca bir eylem olduğunun altını çizdi.

İKE: KAZANACAĞIMIZA OLAN İNANCIMIZ TAM

Meslektaşlarına teşekkür eden açlık grevi eylemcisi gazeteci Gülistan İke, Leyla Güven’le başlayan ve kendilerinin de sürdürdüğü açlık grevlerinin artık Kürt kamuoyunun dışına taşarak dünyaya yayıldığını söyledi. Açlık grevlerini direnişinin artık topyekün bir direniş olarak görülmesi gerektiğini söyleyen İke, “Bu direniş yaşanan durumu tersine çevirecektir” diye konuştu. İke, seslerini tüm dünyaya duyurdukları için tüm Kürt ve uluslararası basın çalışanlarına teşekkürü borç bildiklerini söyledi.

İke, direnişle başarmanın mutlak hedefleri olduğunu ve buna inandıklarının altını çizerken, bunun için bundan sonra daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.