Yazılı bir açıklama yapan NAV-DEM, şunları belirtti: “Birçok kurumun ortaklaşa düzenlediği ‘faşizme geçit yok, Öcalan ve tüm tutsaklara özgürlük’ ve Kürdistani ve Türk demokratik sol kurumlara yönelik kriminalizasyon politikalarına karşın yapılan yürüyüş için halkımız Avrupa’nın birçok yerinden sabahın erken saatlerinden Almanya’nın Düsseldorf şehrine geldi.

Fakat 21. yüzyılda kendisini Avrupa’nın öncüsü olarak gören hak, adalet, demokrasi ve özgürlükten bahseden Alman devletinin dün Düsseldorf’ta bunlardan çok uzak olduğunu ortaya koydu.

Kürt halkının siyasi iradem olarak gördüğü Öcalan’ın posterleri ve Rojava’da kahramanlık destanı yaratan YPG/YPJ bayraklarının taşınmasını bahane ederek halkımızın etrafı yığınca polisler tarafında sarılması ve saatlerce rehin tutulması, susuz ve aç bırakılması daha sonra da saldırılarla birlikte gözaltı ve birçok kişini yaralanmasına neden olmasını kınıyoruz.

Biz NAV-DEM olarak, Alman devletinin Düsseldorf’ta bu yaptığını kabul etmiyoruz. Buna karşı gerek hukuki gerekse toplumsal mücadelemizi yapacağız. Bütün bu baskılara karşı on binlerce kişi değerleri olan sembollerini ve bayraklarını indirmeyip gösterdiği tarihi direnişten dolayı başta halkımızı tüm birleşenleri ve alman dostlarımızı selamlıyoruz.

Alman devletinin Kürt halkına karşı yaptığı bu tür kriminalizasyon politikasını tekrar gözden geçirmesi, Türk devletinin Kürt halkına uyguladığı benzer baskı ve şiddetin Alman devletine yakışmadığını, bu tür uygulamaların bir daha yaşanmaması çağrısında bulunuyoruz.

Bu yürüyüşün halklar için bir irade beyanı olduğu, bu coşkulu katılımla irade beyanlarını açıkça AKP hükümetine ve Alman devletine gösterdi. Bu büyük organizasyonda bir araya gelen halkların, inançların ve kültürlerin ortaya çıkan ortak taleplerinin doğru okunup algılanması gerekiyor. Başta Almanya ve Avrupa devletleri ve ilgili kurumları olmak üzere yürüyüşte ortaya konulan bu iradeye herkes saygı göstermeli, Kürt iradesini tanımalı, Kürt kurum ve siyasetçileri üzerinde sürdürülen haksız uygulama ve yasaklamalara son verilmeli ve Almanya’da yargılanan tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Alman devletinin Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne, Kürt sorununun demokratik çözümüne ve Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunmalıdır.

Biz NAV-DEM olarak tüm bileşenlerimizin Düsseldorf’ta göstermiş olduğu direniş ve bu direnişten almış olduğu güçle serhildan sürecini sürdürerek, Kürt sorununun çözümünü mutlak bir biçimde elde edene kadar baskıcı egemenler karşısında boyun eğmeden direnişini sürdürmelidir. Tekrardan, saatlerce Alman polisinin kuşatması ve baskıcı uygulamasına karşı açlığa susuzluğa büyük sabır ve tahammül gösterip katılan yurtsever halkımıza, devrimci, demokrat dostlarımıza ve emeği geçen herkesi selamlayarak binlerce kez sonsuz teşekkür ediyoruz.”