Saarbrücken DKTM Kongresi yapıldı
Saarbrücken Demokratik Kürt Toplum Merkezi 4. Kongresini yaptı.
Saarbrücken Demokratik Kürt Toplum Merkezi 4. Kongresini yaptı.
Kongrede konuşan DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, "Başûr Halkı KDP ve Barzani’ye karşı daha gür ses çıkarmalı" dedi. Yüksek, "Bu kirli politika bitecek ve yakın bir zamanda Erdoğan’ın da sonu gelecek. Referandumda tüm dünya gördü ki, AKP ve Erdoğan'ın önünü almak mümkün" derken, farklı güçlerle ittifak ve ulusal birliğin önemine dikkati çekti.
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Saarbrücken’de katıldığı Demokratik Kürt Toplum Meclisi Kongresi’nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk devletinin Şengal ve Rojava’daki hava saldırılarının Kürdün statü kazanmasının önünü almak amacıyla yapıldığını belirten Yüksek, Başûr halkını KDP ve Barzani siyasetine karşı sesini daha gür çıkarmağa davet etti.
4. Kongresini gerçekleştiren Saarbrücken Demokratik Kürt Toplum Merkezi yeni meclisini belirledi. Meclis kongresine KCD-E Eş Başkanı Yüksel Koç, DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, Diyasporada Şengal Meclisi Başkanı Fikret İğrek katıldı. Oruç Dapar’ın açılış konuşmasını yaptığı kongre 3 kişilik divan seçiminn ardından başladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Saarbrücken derneğinin ilk kurucularından olan ve Kürdistan dağlarında girdiği çatışmada hayatını kaybeden Abdulhalim Zerey’in posterlerinn asıldığı salonda gerçekleşen kongre, şehir direnişleri sırasında yaşamlarını yitiren Mehmet Tunç ve Pakize Nayır’a adandı.
KOÇ: ÖRGÜTLÜ BİR HALKA KARŞI ÇARESİZ KALIRLAR
Divan adına konuşan Yüksel Koç, herkesin Kürtler üzerine konuştuğu bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Avrupa'daki kurumlarımız ve meclislerimiz Kürdistan’daki direnişin Avrupa’daki temsilcileridirler. Avrupa’da Kürtler kadar örgütlü bir halk yoktur. Artık meclisler aracılığıyla yeni paradigmaya uygun örgütlenmemiz gerekiyor. Eski paradigmamımızda merkeziyetçi bir yapı vardı fakat yeni paradigmada meclisler doğrudan demokrasinin en önemli araçlarıdır. Örgütlü bir halka karşı gelişmiş askeri teknikler bile çaresiz kalır. Mecliste yer almak kendi başına yetmiyor; her meclis çalışanı bir diplomat gibi olmalıdır. Yeni sistemde herkesin yapacak bir işi vardır. Eskisi gibi herkes aynı işi yapmak zorunda değil.
YASAĞA TEPKİ
Derneklere üye olmalıyız, var olan üye sayısı bizim için bir ayıptır. Bu halimiz Alman devletinin yasaklama politikalarına cesaret veriyor. Ayrıca Alman devleti bilmelidir ki, bu halk, Önderliğinin ve kurumlarının bayraklarını taşımaya devam edecektir. Yasaklar engel olamaz, onların da bizim değerlerimize saygılı olması gerekiyor. Değerlerimiz söz konusu olduğunda kimseye eyvallahımız yoktur."
Bir yıllık faaliyet ve maliye raporunun okunmasının ardından yapılan oylama sonucunda, eş başkanlığa Oruç Dapar ve Dİlan Akdoğan seçildi.
YÜKSEK: BAŞÛR HALKI KDP'YE SESİNİ ÇIKARMALI
İkinci oturumda ise DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına "Final diye adlandırabileceğimiz bir sürecin içinden geçiyoruz" tespitiyle başlayan Yüksek, şunları dile getirdi:
"Halk olarak geldiğimiz aşama küçümsenecek bir aşama değildir. Türk devietinin hava saldırıları amacına ulaşamaz. Saldırıların amacı Kürdün statü kazanmasının önüne geçmektir. Bu hususta KDP’yi destekleyen Başûr halkına da bir çağrıda bulunmak istiyorum: Türk devleti KDP eliyle Kürtlerin kazanımlarını boşa çıkarmak istiyor. Eğer KDP Rojava'da, Şengal’de başarıya ulaşırsa, bilinmelidir ki sıradaki Başûr’daki federesyon olacak. Kerkük’teki bayrak içn Erdoğan kıyameti kopardı. 'Barzani’den dost olmaz; ancak ayağımızın altına post olur‘ diyenler ile ittifak yapanların yanında yer almak Kürt hakına bir şey kazandırmaz. Başûr halkı KDP ve Barzani siyasetine karşı sesini daha gür çıkarmalıdır.
Dedelerimiz ulusal görevlerini yerine getirmedikleri için bizler bugün mücadele etmek zorundayız fakat bizlerin gelecek kuşaklara özgür bir ülke bırakma fırsatı var. Artık geçmişteki gibi sığıncak bahanelerimiz de yok çünkü dünya siyasetine Kürtler artık yer edinmiş. Şengal ve Rojava’da bu hareketin nasıl bir hareket olduğunu, insanlığa karşı nasıl sorumluluk duygusuyla yaklaştığını kanıtladı, herkes anladı ki çetelere karşı savaşan ve Ortadoğu’daki diğer halklara ve dinlere saygıyla yaklaşan ve onları koruyan bir hareketiz.
'AKP KUŞATMA ALTINDA'
Ortadoğu’da demokrasiyi inşa edecek gücümüz var. Ben de Strrasbourg’da görüşmelerde bulundum, konseyin toplantısına katıldım. Oroda çok önemli bir karar çıktı ve Türkiye için denetleme sürecine alınma kararı çıktı. Siyasi olarak AKP hükümetini bir kuşatma altına almışız.
Yüzlerce belediye başkanımız, onlarca milletvekilimiz tutuklandı, siyaset yapmamızın yolu kapatıldı fakat ne içeride ne dışarıda AKP’ye diz çökmedik. Ve inanıyorum ki, bu kirli politika bitecek ve yakın bir zamanda Erdoğan’ın da sonu gelecek.
Referandumda tüm dünya gördü ki, AKP ve Erdoğan'ın önünü almak mümkün. Bunu 7 Haziran’da ve referandumda Türkiye halkları kanıtladı. Bir ve iki yıl içinde Türkiye ve Bakurê Kürdistan ve Rojava’da çok önemli gelişmeler olacak. Ne yaparlarsa yapsınlar, Rojava’da Kürt halkının bir statü sahibi olmasını engelleyemeyecekler. Koalisyon güçleri Rojava’ya karşı Türkiye’ye açıkça yanlarında yer almayacağını defalarca dile getirdi.
Kürtlerin artık başını koyabileceği bir yuvası olmalıdır. Başarının için ise iki yolu var; farklı güçlerle ittifak ve ulusal birlik."