Sanatçılardan işgale karşı çağrı

Kürdistan’ın dört parçasından sanatçılar, Türk işgal saldırılarına karşı direnen gerillanın yanında olunması gerektiğini belirterek, herkesi görev ve sorumluluk almaya davet etti.

Türk devletinin, öncelikle gerillaya saldırdığını ama hedefinin tüm Kürdistan ve Kürt halkı olduğunu söyleyen Kürt sanatçılar, her Kürt bireyinin üstüne düşeni yapmasını, Türk saldırganlığına ve işbirlikçilere karşı durmasını istedi.

Kürt sanatçılar Xelîl Xemgîn, Nasir Rezazî, Beser Şahîn, Nebez Abdullah, Yelda Abbasî, Şazad ve Fatemeh Îsmaîliyan, Türk işgal saldırılarıyla ilgili ANF’ye konuştu.

XELÎL XEMGÎN: GERİLLANIN YANINDA OLMALIYIZ

Xelîl Xemgîn: Bu savaş bir varlık ve yokluk savaşıdır. Nerede olursak olalım, ne olursa olsun bu savaşta kana susamış düşmana karşı yerimizi almalı, birliğimizi güçlendirmeli,  gerillalarımızın yanında yerimizi almalıyız. Gerillalarımızı yalnız bırakmayalım, ittifakımızı kuralım ve kendimizi her şeye hazırlayalım. Savaş sadece Medya Savunma Alanlarına değil, tüm Kürt kazanımlarına yöneliktir. Bu savaşın amacı odur. Unutmayalım ki; Türk devletinin Misak-ı Milli olarak adlandırdığı stratejidir ki Kerkük'e, Musul'a, Şengal’e hatta Efrîn'e kadar uzandığını söylüyorlar. Bunu yapmak istiyorlar. Bu amaçları için bir yıl kaldı. Şu anda sürdürülmekte olan savaş tamamen bunun içindir. Bu hedefin önündeki en büyük engel, gerillanın gücü ve Kürt halkının başarılarıdır. Bu hedef, dünyanın nazarında çok nettir ama ne yazık ki birçok Kürt partisi, iç sorunlar nedeniyle bunu göremiyor. Gerillalar bu tarafı gördü. Bu savaşta halk olarak yer almalıyız. Bazı siyasilerimiz bunu yapmıyorsa biz de onlara baskı yapmalıyız. Ortada kalan Kürt partileri ve politikacıları, söze gelince çok şey söylüyor ama iş pratiğe gelince hiçbir şey yapmıyor. Bu partiler neden rol oynamıyor? Bütün bu partiler bilsin ki düşman kazanırsa sizin için hayat olmayacak, hiçbir şeye yaşam olmayacak. Güney Kürdistan için de durum aynıdır.

Türk devleti, Kürt ve Kürtlük adına hiçbir şeye izin vermeyecek, hepsini yok edecek. Hatta kendilerine bağlananlar, onlara yol gösterenler, onlar için eylem yapanlar, onların lehine ihanet edenlerin bile hiçbirini bırakmayacak. Türk devletinin tarihi bu konuda açıktır, görülebilir. Uygulamaları da ortada. Bunların hiçbirini yaşatmıyor. Bu nedenle çok dürüst olan ve halkı için bir şeyler yapmak isteyen aradaki partiler, çaba içinde olmalı. Kürtler arasında Kürt koordinasyonu olsun, en azından savaş olmasın. Düşman cephesinde yer alanlar, düşmana yol gösterenler, düşmana gerilla üssünü gösterenler durdurulsun. Güçlü olanlar, gücünü ulusu için, halkı için, insanları için kullansın. Bugün Kürt halkımızın onuru gerillalar tarafından korunmaktadır. Biz de bu savaşta, bu cephede yerimizi almalıyız. Bu da bir çalışmadır. Bu nedenle  Kürtler nerede olursa olsun bu gerçeği, durumumuzu dünyaya anlatmamız gerekiyor. Sesimizi yükseltelim, susmayalım. Bu seferki savaş sıradan değil. 2023'e bir yıl kaldı. Türk devleti bu hedefe ulaşmak istiyor. Şu anda yürütülmekte olan savaş çok büyük bir savaş, öyle sıradan bir savaş değil. Bu savaş, Kürtlerin tüm kazanımlarına karşı büyük bir savaştır. İnanın düşman kazanırsa Kürtlerin kazanımlarından biri bile kalmayacak.

NASIR REZAZÎ: HER KÜRT’ÜN GÖREVİDİR

Nasir Rezazî: Şerefli ve kahraman Kürt halkı, Türk devletinin Kürdistan'a yönelik saldırılarının amacının Kürtler arasında sorun yaratmak, birleşmesine izin vermemek, amaçlarına ulaşmasını engellemek olduğu herkesçe açıktır. Uzun zaman oldu Kürdistan'da Kürtlere karşı pek çok kötülük yapalı. Kürdistan'ın bütün güzel yerleri ve bölgeleri Türk devleti tarafından yerle bir edilmiştir. Güney Kürdistan'da 500'den fazla köy Türk birlikleri tarafından boşaltıldı ve halkı Kürdistan'ın diğer bölgelerine zorla göç etti. Bu bir işgaldir. Maalesef biz Kürtler birlik değiliz. Biz Kürtler birleşirsek, işgalcilere, düşmanlara karşı durursak bunu yapamazlar. Onurlu ve emekçi her Kürt’ün görevi bu işgale gerçekten karşı çıkmak, tutum sahibi olmaktır. Kürtler kendileri için bir şey yapmadıkça kimse Kürtler için bir şey yapmaz. Kürtler kendi kendilerini savunmalı. Kürtler, yoksulluğun başlarına gelmemesi için bir şeyler yapmalıdır. Tekrar ediyorum; Kürdistan'ı savunmak, Kürt halkını korumak, her Kürt’ün görevidir. Sadece Türk devletinin değil, başka bir işgalcinin Kürdistan'a bu şekilde yaklaşmasına izin verecek bir iş yapmamalı. Son olarak her Kürt’ün bunu mahkum etmesi gerektiğini söylüyorum ve ben de bir Kürt sanatçı olarak bunu mahkum ediyorum.

BESER ŞAHÎN: KÜRT HALKINA İNANIYORUM

Beser Şahîn: Kürdistan anamızdır, gerilla da bu ananın çocuklarıdır. Başûrê Kurdistanlı annelere çağrım var. Sevgili anneler, dikkatli bir şekilde Kürt halkının düşmanına izin vermesinler. Çocuklarınızın gerillalara karşı savaşmasına izin vermeyin. Halkımız! Bu aşama çok tehlikeli bir aşamadır. Varlık ve yokluk durumu var, savaş çok kirli ve büyüktür. Kürt halkının kazanımlarına yöneliktir. İnanıyorum ki sevgili halkımız, yıllarca süren kutsal çalışmalarla düşmanın tüm oyunlarını, planlarını boşa çıkardı. Kürt halkının ayağa kalkacağına ve bu oyunu büyük bir uyanıklık ve güçlü duruşla yeneceğine inanıyorum. İster Avrupa'da, ister Türkiye metropollerinde, isterse Kürdistan şehirlerinde olsun, Kürdistan'ın dört parçasının da halkımız üzerinde tarihi bir sorumluluğu var. Bu durumu anlayan insanlarımızın özellikle Avrupa şehirlerinde ayağa kalkacağına, sessiz kalmayacaklarına inanıyorum.

NEBEZ ABDULLAH: BUGÜN TAVRIMIZI GÖSTERMELİYİZ

Nebez Abdullah: Gün, çalışma ve düşmanlara karşı durma günüdür. Güney'deki tüm sanatçıları, aydınları ve özgürlük yanlıları, aktivistleri ve tüm vatandaşları gerçekten seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Bu, her Kürt bireyinin ulusal görevidir. Kürt halkının tüm kazanımlarını yok etmek istiyorlar. Bu nedenle tüm saldırılara karşı sanatçılar, toplumun tüm sınıfları ve bireyleri olarak sesimizi yükseltmeliyiz, çünkü sessizlik milletimizin başına gelenleri kabullenme anlamına gelir. Güney Kürdistan'daki mevcut saldırılar sadece PKK'ye yönelik değil, hedefi tüm Kürtlerdir. Kandil'de PKK'nin bitmesi, Kürdistan'ın her yerinde Kürtlerin bitmesi demektir. Düşmanın amacı Kürtleri yok etmektir. Başta Güney Kürdistan olmak üzere tüm Kürt bireylerinin düşmana karşı durmaları, memnuniyetsizliklerini göstermeleri ve her ne şekilde olursa olsun alanlara çıkıp halkına hizmet etmeyi ulusal bir görev bilmeli.

Pêşmergenin cepheye gitmesine, kardeşlerine, gerillalara karşı savaşmasına izin vermeyin. Bu Kürt düşmanının talebidir.  Milletimizin yanında olmalıyız, gerçekten sanatçıysak, vicdanımız varsa, ülkemizi gerçekten seviyorsak, yeni nesillerimize huzur dolu bir gelecek istiyorsak bugün tavrımızı göstermeliyiz.

Türk devleti 1923'te olduğu gibi Kürdistan'ın tamamını ele geçirmek ve Osmanlı rüyasını gerçekleştirmek istiyor. Kürt halkının bu tarihi kazanımlarını kendini satmışlar üzerinden, Türk devletinin kiralıkları üzerinden, MİT üzerinden, Güney'in tüm il ve ilçelerinde çok kirli bir ağ üzerinden yok etmek istiyor. Yurtsever ve uyanık pêşmergelerin gerillalara karşı savaşmaması gerekir.

YELDA ABBASÎ: SAVAŞA HAYIR

Yelda Abbasî: Savaşın talan ve yıkımdan başka bir sonucu yoktur. Türkiye'nin Kürtlere karşı savaşı yıllardır devam ediyor ve binlerce masum insan kurbanı oldu. Bir sanatçı olarak arzum, ulusların barışı ve dostluğudur. Savaşa hayır diyorum, her yerde savaşa hayır diyorum. Savaşa hayır! Her yerde bulunan Kürtlerin de gününün geleceğini umuyorum.

ŞAZAD: HER KÜRT KARŞI KOYMALI

Şazad: Güney Kürdistan'daki Türk işgaline karşı biz sanatçılar, aydınlar ve yazarlar olarak ortak bir tavır alacağımızı umuyoruz. Gerillanın işgal bahanesi olarak gösterilmesi yalan ve aldatmacadır. Doğru, gerilla ve PKK'nin görevi Kürtleri ve Kürdistan'ı korumaktır, ancak amaçları sadece gerillaları ve PKK'yi yenmek değil, Kürdistan'ı ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni de yenmek, yok etmektir. Kürdistan'ı her türlü gelişmiş silah ve uçakla yerle bir eden Türk devletinin saldırılarına karşı tüm aydınların, sanatçıların ve Kürtlerin tek elden, tek renkten duracaklarını umuyorum. Bazı yerlerde Türk devleti yok ama yok ediyor. Onlar için önemli olan Kürdistan'ı, toprağını, külünü, ağaçlarını, bağlarını, bahçelerini, köylerini yok etmektir. Yüzlerce köyü yıktı ve yağmaladı, petrol ve doğalgazı elinden geldiğince yağmaladı, sonra da yıktı, yaktı ve bir yerlere attı. İnanın ki hükümet yetkilileri, Bölge Başkanı, Bölge Başbakanı, Barzani Ailesi bilsin ki gerillaların yenilgisi ve yokluğu, Kürdistan'ın da yokluğu demektir. Vicdan gereklidir. Binlerce şehit verildi. Rica ediyorum, hepimizin renkleri olsun, birbirimizin güzelliklerinde güzelliğimizi bulalım. İşgalci Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırısına karşı her Kürt’ün el ele vermesini ve karşı koymasını umuyorum. Kürdistan'ın yıkımı hepimizin yıkımıdır. Yaşasın Kürdistan toprağı, yaşasın Kürdistan toprakları, yaşasın birliğimiz!

FATEMEH ÎSMAÎLIYAN: KÜRT SOYKIRIMINA HAYIR

Fatemeh Îsmaîliyan: Savaşın herhangi bir ülkede halk için iyi bir ödülü yoktur. Savaşın ödülü yıkım ve cinayettir, çocukların yetim bırakılması, ülkenin yıkımıdır. Savaş, özgürlüğü seven insanların amacı değildir, diktatörlerin amacıdır. Türk rejimi yıllardır Kürtlere saldırıyor. Kürdistan'ın farklı yerlerinde her gün farklı nedenlerle savaşıyor ve kan döküyor. Horasanlı bir Kürt kadın olarak savaşa hayır diyorum. Soykırıma hayır, kan dökülmesine hayır, Kürt soykırımına ve çocuk cinayetlerine hayır