Strasbourg'da oturma eylemi: Ciddi bir başkaldırı hamlesidir

Strasbourg'da Kürt Halk Önderi'nin özgürlüğü için başlatılan oturma eylemi sürüyor. Kurum temsilcileri, KCK hamlesini sahiplendiklerini belirterek, bunun ciddi bir başkaldırı hamlesi olduğunu vurguladı.

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle Fransa’nın Strasbourg kentinde dokuz yıldır Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’nin sürdürüldüğü Avrupa Konseyi (AK) önündeki oturma eylemi üçüncü gününde.
"Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı" hamlesi kapsamında Strasbourg’daki oturma eylemi sürüyor. 12 Ekim’de Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu halkları ile inançların yanı sıra devrimci hareketlerin temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen basın açıklamasıyla başlayan eylem, yeni katılımlarla devam ediyor.

Oturma eylemcileri, Avrupa Konseyi önünde çeşitli dillerde yazılmış Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın hayatı, düşünceleri ve üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridi anlatan broşürler de dağıttı.

'ORTAK MÜCADELE' SEMİNERLERİ

Kürdistanlı ve Türkiyeli siyasetçi, demokratik, devrimci-sol kurum ve inanç temsilcilerinin sürdürdüğü eylemin ilk haftasına ATİK, MAR-DEF’li ve TEV-ÇAND’lı sanatçılar da katıldı.  
Bir ay sürecek eylemin ilk haftasında oturma eylemi sürdüren grup, eylem alanında “Tecrit, işgal ve yükselen faşizm” ile ilgili çeşitli seminerler düzenledi.
Seminerlerde, “Faşizme, Soykırıma, İşgale son”, “Öcalan’a Özgürlük zamanı geldi!” hamlesinin kurumlar açısından ne ifade ettiği ve faşizme karşı ortak mücadele zemininin nasıl güçlendirilebileceği konuları tartışıldı.

'FAŞİZME KARŞI CİDDİ BİR BAŞKALDIRI VE SET OLUŞTURMA HAMLESİ'

Eyleme ilişkin Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) adına konuşan bir yetkili ise Türkiye’deki faşist yönetimin sadece Kürtlere, Alevilere ve diğer halk ile inançlara değil, sosyalist kesimler, emekçiler, yazar ve aydınlara ciddi saldırılar düzenlediğini söyledi. ATİK yöneticisi, KCK öncülüğünde geliştirilen ve devrimci oluşumların da desteklediği hamlenin başta Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsakların özgürlüğünü talep etmenin yanı sıra bunun gerçekleşmesi için mücadele etme hamlesi olduğunu vurguladı.
Türkiye’deki tüm faşist saldırılara karşı ciddi bir başkaldırı ve set oluşturma hamlesinin yürütüldüğüne dikkat çeken ATİK yöneticisi, kendilerinin de bu hamleyi oldukça ciddi bularak sahiplendiklerinin altını çizdi. Kendilerinin ilk aşamada bir hafta oturma eyleminde yer alacaklarını ancak hamle boyunca ortak mücadelede yerlerini alacaklarını söyleyen ATİK yöneticisi, hamlenin başarıya ulaşması için herkesin mücadele etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

'DEVRİMCİ VE EZİLEN KESİMLER İÇİN BÜYÜK BİR EYLEMSEL ÇIKIŞ'

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVeG-KON) adına eylemde yer alan Tayfun Yılmaz ise hamlenin uluslararası güçlerin gözünü diktiği ve tüm bölgeyi kan gölüne çevirmeye çalıştığı koşullarda ‘faşizmi yeneceğiz’ şiarıyla örgütlenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Hamlenin aynı zamanda devrimci-sosyalist güçler ve ‘egemen sistemle sorunu olan inançlar’ açısından büyük bir eylemsel çıkış olduğunu söyleyen Yılmaz, Kürt Özgürlük Hareketi’nin hem bölgesel hem de küresel ölçekte ciddi bir devrimci potansiyel ve büyük bedellerle özgürlük ideallerini taşıdığının altını çizdi.
AKP-MHP faşizminin terör ve baskıyı arttırdığı, Yukarı Karabağ’dan Rojava’ya, Akdeniz’e kadar savaşları kışkırttığı bir ortamın yeni Osmanlıcı zihniyetin ürünü olduğunu söyleyen Yılmaz, kendisinin de bir Ermeni olarak buna karşı durduğunu belirtti. Bu zihniyeti geriletmenin çıkış yolunun KCK’nin başlatmış olduğu devrimci hamle olduğunu dile getiren Yılmaz, faşist cendereden çıkış yolunu arayan tüm kesimlerin de hamleyi sahiplenmesi ve güçlendirmesi gereğini ifade etti.

'TALEPLER AVRUPA KAMUOYUNA TAŞINMALI'

Kendilerini aynı zamanda bir Kürdistani örgüt olarak gördüklerini de vurgulayan AvEG-KON temsilcisi, “Dolayısıyla bizim bu hamlenin başarıya ulaşması için gerekli dinamiği ve enerjiyi açığa çıkartma iddiamız var ve bu iddiamızın arkasında duracağız” diye konuştu. Hamle ile dile getirilen özgürlük taleplerinin Avrupa kamuoyuna taşınması ve mal edilmesinin önemine işaret eden Tayfun Yılmaz, pratik anlamda bunun karşılığının sokak eylemleri, imza kampanyaları, yürüyüşler ve farklı diğer tüm kitlesel eylemlilikler olduğunu söyledi.
Taleplerinin haklılığı ve meşruluğunun tartışmasız olduğunu söyleyen Yılmaz, hamlenin başarısı için gerekli mücadeleyi yürüteceklerini sözlerine ekledi.

KADIN MÜCADELESİNİN ÖNEMİNE VURGU

Avrupa Devrimci Demokratik Komün İnisiyatifi’nden (ADDKİ) Aycan Gaye Serbes de uluslararası komplo ile 22 yıldır tecrit edilen Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü ve faşizme karşı direniş amaçlı hamleyi güçlendirmek için kendilerinin de 12 Ekim’den bu yana Strasbourg’da olduklarını söyledi. Öcalan’ın özgürlüğü için 9 yıldır Avrupa Konseyi (AK) önünde düzenlenen Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’ne de değinen Serbes, tecrit kaldırılana kadar kendilerinin de mücadeleyi sürdüreceklerinin dile getirdi.
Faşist rejimin özellikle kadınlara karşı düşman olduğunu belirten Serbes, buna karşı kadınların da büyük bir direniş sergilediğini ifade etti. Rojava’da faşist ve barbar çetelere karşı mücadelede de kadınların büyük bir mücadele yürüttüğünü hatırlatan Serbes, Rojava’daki devrime yönelik baskı ve saldırıların bir nedeninin de kadınların öncülüğünün verdiği korku olduğunun altını çizdi.
Abdullah Öcalan’ın, mücadelesinde kadınlara önemli bir yer verdiğini söyleyen Serbes, kadınlar öncülüğündeki mücadele sayesinde faşist ve baskıcı yönetimin yenileneceğini vurguladı.