Strasbourg’daki açlık grevi 9'uncu gününde

Fransa’nın Strasbourg kentinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecridi protesto etmek, Öcalan’ın özgürlük, sağlık ve güvenliği talebi ile 17 Aralık’ta başlayan açlık grevi eylemi 9'uncu gününde.

Açlık grevi eylemcilerini dün Avrupa’da yaşayan Kürtlerin yanı sıra, sol ve demokratik kurum ile kuruluş yöneticileri ziyaret etti.

Frankfurt, Paris, Belçika, Stuttgart’tan gelen grupların yanı sıra Kürt siyasetçi Bedrettin Kavak, SYKP’den Tuncay Yılmaz ve KKP’den (Kürdistan Komünist Partisi) Kemal Bilgit de ziyaretçiler arasında yer alıyordu.

Açlık grevi eylemini ziyaret eden Bedrettin Kavak, Tuncay Yılmaz ve KKP’den Kemal Bilgit ANF’ye konuştu.

Bedrettin Kavak: Bu eylemin amacı tecridin kırılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık, güvenliği ve özgürlüğü talebi ile yapılıyor. Tecrit Kürt halkına karşı yürütülen savaş konseptinin bir parçasıdır. Eylem aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu birlikte yaşam felsefesini sahiplendiğimizi göstermek açısından önemlidir. Diplomasi yürütülerek, sonuç alınmalıdır.

P-KAN’dan (Platforma Kurden Anatolia Navin) Ömer Koyuncu: Öncelikle Önder Apo üzerindeki bu tecridi kınıyoruz. Orta Anadolu Kürtlerinin grubu yoldaşım ve hemşerim Leyla Güven arkadaşımızın bu eylemini selamlıyoruz. Başlattığı eylemin bize direniş yolunu gösterdiğini belirtmek istiyorum. Önderlik üzerindeki tecridin kalkması amacıyla yapılacak her eylem ve etkinliğe güçlü şekilde katılacağız. Orta Anadolu Kürtlerine hem de tüm Kürdistan halkına çağrım şudur: Bu eylemi güçlü şekilde sahiplenmemiz gerekli. Önderliğin özgürlüğü biz Kürt halkının özgürlüğü olduğunu unutmadan her tarafta sesimizi yükseltmemiz gerekli ve zorunludur.

İsmail Bozukluhan: Kürt halkının, Önderliğinin etrafında kenetlenerek, onun felsefesi etrafında örgütlenerek, mücadele ederek kurtuluşu sağlayacağına güvenim tamdır. Leyla Güven özelinden, bu eylemlerin olumlu sonuç alması için hepimizin bulunduğu yerde protestolar, eylemlerle düzenleyerek sesimizi duyurmamız gerekir.

Ferhat Gümüşboğa: Leyla Güven’in başlattığı bu eylem Kurdistan’dan bütün Avrupa’ya yayıldı. Kürt halkında büyük bir umut yeşertti. Eylemin amacına ulaşacağına olan inancımız tamdır. Süresiz- dönüşümsüz açlık grevi Kürt halkı için büyük bir onur, büyük bir şereftir. Bu iradeyi ortaya koyan arkadaşları selamlıyoruz. Hepimizin tek amacı bu eylemin etrafında kenetlenmektir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit Kürt halkına yönelik bir tecrit olduğunu unutmamamız gerekir.

Kemal Bilgit: Bu tecridi kırmak Kürdistan ve Türkiye halklarının mücadelesinin ortak görevidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin faşist girişimini geriletmek gibi bir temel görevimiz var. Türkiye’de toplum nefes alamaz hale geldi. Bu sıkıntılı dönemde nefes almanın temel noktası Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin kırılmasıdır. Bunun kırılması aynı zamanda Türkiye’deki hukuksuzluğun da kırılması anlamına gelecektir. Arkadaşlarımızın eylemini sahiplendiğimizi ve yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Tuncay Yılmaz: Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit aslında bugün Türkiye’de inşa edilen faşizmin; AKP, MHP koalisyonu arkasında eski statükocu güçler ile inşa edilmeye çalışılan faşist sistematiğin ana kilit noktasından biridir. Buradan güçlü bir çağrım var. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Kürt halkı kendi önderliğini, Önderliğinin paradigmasını, Kürdistan’da ve tüm Ortadoğu’da barışı inşa etmek için elinden geleni yapıyor. Çağrım Türkiye halklarınadır. Kendi geleceğinizi, adalet ve yaşamınızı düşünüyorsanız Kürt halkı ile barışmanın formülünü bulmak zorundayız. Onların özgür, eşit yasama taleplerini karşılayacak bir formül bulmak zorundayız.

Bundan dolay Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için elimizden geleni yapmak ve bunu kaldırmak zorundayız. İkinci çağrım Avrupa halklarına ve dünya halklarınadır. Biz biliyoruz ki halkların dilinden devletler değil halklar anlar. IŞİD’den korkanlar, Ortadoğu’daki savaşların kendi ülkelerine gelmesinden korkanlar, bugün göç göçmen sorunları dert etmeyenler şunu çok iyi bilmelidir ki, Kürt halkının Kürdistan’da, Rojava’da verdiği mücadele göçleri engellemiştir. İnsanların kendi yaşam alanlarında yaşamalarını devam etmesini sağlayan bir perspektif sunmuştur.

O yüzden de Öcalan’a sahip çıkma, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını savunmak sadece bir halka enternasyonalist bir dayanışma değil Avrupa halkları açısından da bir varlık-yokluk sorunu olarak görmek zorundadır…