TCŞ ve TEKO-JIN'den yeni eylem hamlesi: Bi hev re serhildan!

Avrupa Kürt gençlik örgütleri TCŞ ve TEKO-JIN, "Bi hev re serhildan-Birlikte başkaldır” şiarıyla yeni bir hamle başlattı.

Kürdistan'da ve dünya çapında faşizmin saldırılarını yoğunlaştırdığı dönemde Avrupa Kürt gençlik örgütleri Tevgera Ciwanên Şoreşger (TCŞ) ve Jinên Ciwanên Têkoşer (TEKO-JIN) yeni bir eylem hamlesi başlattı.

"Bi hev re serhildan-Birlikte başkaldır” şiarıyla başlatılan hamle ile Avrupa'da yaşayan tüm Kürdistanlı ve antifaşist gençliğe çağrı yapılan yapıldı.

“Bugün onurlu bir yaşam yolunda kahramanca mücadele eden şehitlerin ve tüm arkadaşların Rojava devriminin yıldönümünü kutluyoruz. Kürt halkının soykırımdan geçirilmek istenmesine karşı ve insanlık değerlerini savunmak için binlerce arkadaşımız ve onurlu halkımız canını feda etti. En son özellikle de Başûrê Kurdistan direnişinde ve Rojava'da şehit düşen arkadaşları saygıyla anıyoruz” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Faşist ve soykırımcı Türk devleti, Kürdistan üzerinde uyguladığı soykırım, asimilasyon ve sömürge politikalarına barbarca devam ediyor. Faşist AKP-MHP iktidarı tüm Kürdistan'ı sömürgeleştirerek soykırımı derinleştirmek ve iktidarlarının ömrünü uzatmak istiyor. Türk devleti, Kürdistan'ın kazanımlarına, topluma ve tüm değerlere insanlık dışı bir şekilde saldırarak Kürt kültürünü, kimliğini ve Kürdistan tarihini yok etmek istiyor. Çünkü Kürt halkının özgür ve alternatif yaşam ütopyası gerçekleştikçe, bu durum emperyalist ve kapitalist güçlerin gözüne diken gibi batıyor.

Faşist Erdoğan rejimi hiçbir uluslararası hukuku ve ahlaki ilkeyi tanımıyor. Tecavüz, işkence, öldürme, şehitlikleri yağmalama halkımıza reva görülüyor. ‘Yeni Osmanlı’ hayallerine göre, sadece Kürt adı değil Kürtlük adına bir düşünce bile Mezopotamya ve dünyada yer almamalı. AB de Türk devletinin halkımıza karşı soykırım saldırıları karşısında üç maymunu oynarken çocuklar tecavüze uğruyor, kadınlar sistematik olarak katlediliyor ve farklı siyasi görüşlere sahip herkes tutuklanıyor. AB devletlerinin sessizliği bize ahlak ve etik gibi değerlerin kendi kâr ve sermaye çıkarları uğruna satıldığını çok net bir şekilde göstermektedir. İmralı cezaevinde devam eden sistematik işkence ve mutlak tecrit, uluslararası komplonun güncellenmesinde bir kez daha faşist ve iktidarcı devletlerin ortaklığını gösteriyor. Kapitalist modernite, Rêber Apo'nun Rojava'da nefes alıp-veren paradigmasını kendi sistemi için büyük bir tehdit olarak görüyor. Çünkü dünyanın dört bir tarafında insanlık Demokratik Konfederalizmi alternatif bir yaşam umudu olarak görüyor. İktidarcı-devletçi sistem tarafından doğanın yok edildiği, iktidarlarını korumak için şiddetin ölçüsüz kullanıldığı, hastalıklar üreten, zengin-fakir arasındaki makasın daha da açıldığı bu dünya sisteminde direniş herkesin görevidir.

Faşizmin nasıl arttığını, kapitalist modernitenin yaşadığı krizin daha da derinleştiğini günlük olarak görüyoruz. Talan, faşizm ve cinsiyetçilik kapitalist modernitenin esas ayaklarıdır. Faşizm bir Leviathan gibi büyüyor ve kontrol edilemiyor. Faşizm devletin bekçi köpeği gibi etrafı daraldıkça saldırıyor. AB devletleri siyasi ve ekonomik çıkarları uğruna kendi ilkelerini bile çiğnerken göz boyamak için Erdoğan'a sadece küçük uyarılar yapıyor. Devletçi sistem odakları tüm güçleri ile alternatif yaşamı yok etmek istiyorlar. Alternatif yaşamı yaşamak isteyenler ya öldürülüyor ya da tutuklanıyor. En son Amerika'da, Türkiye ve Almanya'da yaşanan olaylar bize gösteriyor ki faşizmin bir sınırı yoktur. Bir dünya krizi içerisindeyiz ve faşizmin farklı yüzleri vardır, fakat hepsi birer maskedir. George Floyd, Barış Çakan’ın öldürülmesi, Almanya'nın Hanau kentindeki ırkçı saldırı ne ilk saldırıdır ne de son...

Asimilasyon ve savaş faşizmin gerçek yüzüdür. Ulus-devlet faşizmi, toplum üzerindeki militarist baskılar ve polis şiddetinde görülüyor. Kürdistan şehirlerinde, Amerika ve Avrupa’da yaşanan direniş ve ayaklanmalar bize diriliğini hiç bir zaman yitirmeyen gençlik ruhunu ve duruşunu gösteriyor. Gençlik ve özellikle de genç kadınlar ülkelerini sömürgecilere, faşistlere ve kapitalistlere bırakmayacaktır. Gücümüzü görmemiz ve topraklarımız üzerinde yürütülen işgale karşı hep birlikte direniş göstermemiz önemlidir. Gençlik, direnişin gücüdür; hep birlikte ayağa kalkmalı ve faşizme, kapitalizme ve ataerkilliğe karşı mücadele etmeliyiz.
Hayal kurma cesareti olmayan bir insanın savaşma gücü de olamaz.

Özgür bir dünya için birlikte mücadele etmenin ne kadar anlamlı olduğunu tekrar belirtmek istiyoruz. Tüm gençlere ve genç kadınlara çağrı yapıyoruz; İspanya, Nikaragua ve Rojava devrimlerinin ruhuyla ayaklanmalara başlayalım, mücadeleyi büyütelim ve özgür bir dünyayı hep birlikte yaratalım. Gelin, sadece hayal kurmakla kalmayalım, hayallerimizi gerçekleştirelim ve savunalım.

Bu vesile ile tekrardan faşizmi, sömürgeciliği ve kapitalizmi yıkacağımız ‘Bi hev re serhildan’ hamlesini başlattığımızı duyuruyoruz. Sadece birlikte mücadele ile cinsiyetçiliği, sömürgeciliği, faşizmi ve kapitalizmi yok edebilir ve yeni bir dünya yaratabiliriz. Özgür bir yaşam ve dünya için başlattığımız serhildan yürüyüşüne herkesi katılmaya çağırıyoruz. Gün ‘Bi hev re serhildan’ hamlesi ile faşizmi yıkma ve özgür bir dünyayı yaratma günüdür. “Bi Hev Re Serhildan” hamlesi ile tecriti kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim.”