AKP-MHP Türkiye ve Kürdistan’da yürüttüğü baskılara ve Almanya’nın Kürt ve demokratik kurum sembollere yönelik yasaklamalara karşı 43 Kürdistanlı, Türkiyeli, Ermeni, Asuri-Süryani ve Alman kuruluşun bir araya gelerek düzenlediği “Faşizme geçit yok! Abdullah Öcalan ve bütün politik tutsaklara özgürlük” yürüyüşünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşınmasını gerekçe gösteren polisin saldırısı birçok çevrenin tepkisine neden oldu.
Polisin şiddetinden çok sayıda kişi yaralanırken, onlarca kişi de göz altına alındı. Sabah saatlerinden akşama kadar devam eden saldırıda Kürtler geri adım atmayarak, Öcalan’ın posterlerini indirmedi ve bir miting gerçekleştirdi. Polisin saldırılarına karşı yürüyüş tertip komitesi akşam saatlerinde Düsseldorf Demokratik Toplum Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya birçok kuruluş temsilcisi katılarak tepkisini dile getirdi.
‘ALMAN DEVLETİNE KARŞI KAMPANYA BAŞLATIYORUZ’
Kürtçe ve Türkçe yapılan basın toplantısının açılışını yapan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, Alman polisine karşı gösterilen direnişe dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bugün burada öz yönetim ve Gezi’nin ruhu ile Düsseldorf direniş meydanı oldu. Alman devleti Öcalan’ın posterleri, devrimci ve Kürt sembollerini yasaklayarak, bizim önümüzü kesmeye çalıştı. Ancak halkımızın direnişiyle bunu boşa çıkardık. Biz tertip komitesi, olarak direnişte olan herkesi selamlıyoruz. Halkımız her koşul altında önderliğine sahip çıkma mesajını vermiştir, polisin bütün vahşi saldırılarına rağmen direnişini saatlerce sürdürdü. Büyük bir saldırı vardı. Gaz, cop ve TOMA’larla saldırdılar ama halkımız geri adım atmadı. Tek bir slogan vardı, “Bijî berwxedan”, “Bijî Serok Apo’. Bi zde bütün halkımızı selamlıyoruz.”
Koç, Almanya’ya karşı mücadele içeresinde olacaklarını belirterek, “Komite olarak 11 Kasım tarihinde bir araya gelerek, Almanya devletine karşı bir kampanya başlatacağız” bilgisini verdi.
‘TARİHİ BİR GÜNE TANIKLIK ETTİK’
AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk ise yürüyüşün içeriğine ilişkin bilgi vererek, başladığı konuşmasında, “Öcalan 1999 yılından beri tecrit altında. Son 1,5 yıldır da kendisiyle görüşme olmuyor. Bunun hiçbir hukuku dayanağı yok. Halkımız büyük bir direniş ile saldırılara karşı çıktı. Biz tarihi bir güne tanıklık ettik. Çünkü halkımız bütün saldırılarına rağmen önderliğine, bayrak ve amaçlarına sahip çıkarak, şehir merkezini direniş alanına çevirdi ve mitingini yaparak, gereken mesajını verdi. Akşam saatlerinde de kendi inisiyatifiyle mitingini sonlandırdı” dedi.
Almanya’nın Türkiye ile olan çıkarlarından dolayı demokrasiyi rafa kaldırdığını vurgulayan Selçuk, bundan sonra Almanya’da ciddi bir şekilde demokrasi mücadelesini vereceklerini söyledi.
‘ÖCALAN VE TÜM POLİTİK TUTSAKLARA SAHİP ÇIKTIK’
ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan da saldırının Türkiye ve Almanya dışişleri bakanlarının yaptığı görüşme ile bağlantı kurarak şunlara dikkat çekti: “Bu görüşmede alınan karar, Düsseldorf’ta uygulandı. Ama ortak duruşta bu fiili direniş ile kararları parçalandı. Biz demokrasi güçleri olarak başta Öcalan ve tüm politik tutsakların yanında olduğumuzu bugün Düsseldorf sokaklarında gösterdik.”
NAV-DEM Eşbaşkanı Ayten Kapan ise Türkiye’nin yasakçı zihniyetin Almanya’da uygulandığını belirterek, “Kürt halkının kendisinin siyasi irademdir dediği Abdullah Öcalan’ın posterlerinden vazgeçmedi. Kürt halkı Alman devletine gereken cevabı vermiştir” şeklinde konuştu.
TJK-E aktivistlerinden Yıldız Filmci de Alman devletinin saldırılarının bugün ile sınırlı olmadığını daha önce başladığını belirterek, buna karşı daha güçlü bir mücadele içerisinde olması gerektiğinin altını çizdi.
Yeşil Sol Parti adına konuşan Mehmet Cengiz ise Türkiye’de akademisyenler ve demokrasi güçlerine uygulanan politikanın Almanya’da da devam ettiğini ifade ederek, Alman devletinin saldırılarını kınadı. Devrimci Parti adına Hüseyin Ateş ise birlikte mücadelenin ne olması gerektiğini bugün Düsseldorf’ta gösterildiğini belirterek, bunun devam edilmesi gerektiğini söyledi.