Hıristiyan Demokratlar İsveç'in Seyfo Katliamı'nı tanımasını istiyor

Hıristiyan Demokratlar, İsveç hükümetinin parlamentonun 2010 yılında kabul ettiği Seyfo Soykırımı'nı tanımaya ve sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.

Yazılı bir soru önergesiyle Seyfo soykırımını parlamentonun gündemine getiren Hıristiyan Demokrat Milletvekili Pia Steensland, parlamentonun 2010 yılında kabul ettiği Seyfo soykırımının hükümet tarafından onaylanmasını ve yürürlüğe konulmasını istedi.

Türkiye'nin kurulmasından önce bölgede hakimiyetini sürdüren Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1915 yılında  Ermeni, Asuri-Süryani-Keldani ve Pontus Rumlarına yönelik soykırımı yapıldığını hatırlattı. 1,5 milyonu aşkın masum Hristiyan'ın etnik ve dini nedenlerle bilinçli olarak katledildiklerini söyledi.

Soykırımın halk arasında Seyfo (Kılıç) olarak adlandırıldığını hatırlatan Steensland,  tek bir dil, tek bir din (İslam) ve tek bir etnik grubun  hakimiyetinin sağlanması için katliam emrinin Genç Türkler tarafından verildiğini belirtti.  İnsanların sistematik göçe zorlandığını, katliam ve idamların gerçekleştiğini ve kadın ve çocuklara tecavüz edildiğini söyledi.

‘TARİHİ KÜLTÜREL BİNALAR VE KİLİSELER YIKILDI’

Kadınların seks köleleri olarak satışa çıkarıldıklarına, tarihi kültürel binaların ve kiliselerin yıkıldıklarına ve Hıristiyan halka ait mallara el konulduğuna dikkat çeken Steensland, Hıristiyanların büyük bir çoğunluğunu 1915-1916 yıllarında katledildiklerini belirtti. 

11 Mart 2010 tarihinde İsveç Parlamentosu'nun Seyfo'yu kabul ettiğini hatırlatan Steensland, İsveç hükümetinden Seyfo'nun uluslararası alanda tanınması,  Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından kabul edilmesi için girişimde bulunmasını istedi. Asuri-Süryani-Keldani ve Ermenilere yaptığı soykırımını kabul etmesi için Türkiye'ye baskı yapılmasını talep etti. 

Steensland, bundan 5 yıl önce Hıristiyan Demokratların inisiyatif ve girişimleri sonucu Avrupa Parlamentosu'nun DAİŞ'in Êzidî, Asuri-Süryani-Keldanilere soykırım yaptığını kabul ettiğini belirterek şunlara kaydetti çekti:

“Avrupa Parlamentosu'nun kararından sonra pek çok ülkenin ulusal parlamentoları aynı kararı aldı. Bu ülkelerden birkaçı Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Hollanda, İrlanda, Letonya, Avustralya ve ABD.  Amerika söz konusu olduğunda Başkan Obama döneminde Hristiyan ve Êzidîlere yapılan saldırıların soykırım sayılması kararı alındı.”

‘HÜKÜMETİ KURARSAK SOYKIRIMI KABUL ETTİRECEĞİZ’

İsveç Parlamentosu ve Avrupa Parlamentosu'nun kararlarına rağmen İsveç'in resmi olarak Seyfo'yu kabul etmediğine dikkat çekilen önergede 2014 yılında Asuri-Süryani-Keldanilerin yoğun olarak yaşadıkları Stockholm'un Södertelje ilçesinde düzenlenen bir toplantıda bir kaç yıldan beri başbakanlık yapan Sosyal Demokrat İşçi Partisi lideri Stefan Löfven'in hükümet kurmaları durumunda soykırımını kabul etme sözü verdiği hatırlatıldı.

Suriye ve Irak'ta 1915 yılındaki soykırım benzerini gerçekleştiren DAİŞ'lilerin İsveç'e gelmelerine izin verilmesi eleştirilen önergede ”Tüm dünya DAİŞ teröristlerinin vahşi yöntemlerine tanıklık etti. Benim seçim bölgem Sörmland'da özel olarak terörizme maruz kalan çok sayıda Asuri ve Êzidî yaşıyor. Onlar yaşamlarını kurtarmak için evlerini terk edip İsveç'e sığınmak zorunda kaldı. Bunların çoğunluğunun akrabaları Suriye'de DAİŞ teröristleri tarafından kaçırıldı ve alıkonuldu.” denildi.

TARİHİN TEKERRÜR ETME RİSKİ VAR 

Tüm bunların tarihin 1915 soykırımından 100 yıl sonra yeniden tekerrür etme riski taşıdığını ve dış dünyanın olanlar karşısında suskun kalabileceği ihtimali olduğu belirtilen önergede ”Bundan dolayı hükümetin Seyfo soykırımını kabul etmesi önemli” ifadelerine yer verildi. 

Soykırımın kabulünün en azından kurbanlar ve onların yaşamda bulunan yakınlarına gerçeklerle yüzleşme olanağı tanıyacağı belirtildi. Böylesi bir kararın kabul edilmesinin Asuri-Süryani-Keldani ve Êzidîlerin kabuslardan kurtulmalarına yardımcı olacağına ve bunun pek çok insanın günlük yaşamlarını değiştireceğine dikkat çekildi. 

Steensland, hükümetten 2010 yılında parlamentonun aldığı Seyfo soykırımı kararını yürürlüğe koymasını istedi. 

‘HÜKÜMET SÖZLERİNİ TUTSUN’

Uzun yıllardan beri Seyfo'nun kabul edilmesi için Avrupa çapında girişimlerde bulunan Avrupa Süryani Birliği temsilcisi Yakup Nuhomo'ya İsveç hükümetinin neden bu soykırımı hükümet politikası haline getirmediği değerlendirdi. 

Nuhomo, hem halk hem de soykırım konusunda aktif çalışma yürüten örgütler olarak İsveç Hükümeti'nin 1915 soykırımını kabul etmemesinden üzüntü duyduklarını söyledi. Soykırım konusunda araştırmalar yapan uzmanların 1915'te olanları soykırım olarak nitelediği için parlamenterlere sorumluluklarını üstlenmelerini ve soykırımını  soykırım olarak adlandırmalarını istediğine dikkat çekti.

Avrupa Süryani Birliği'nin değişik ülkelerde hükümetlerin soykırımını kabul etmeleri için gösteriler, açlık grevleri örgütlediğini ve konuyu Avrupa Parlamentosu'na götürdüklerini söyleyen Nuhomo, Batılı ülkeler için Türkiye ile olan ilişkilerinin Türkiye'nin insanlığa karşı gerçekleştirdiği korkunç suçlardan daha önemli olduğunu dile getirdi. 

Seçimlerin yaklaştığı dönemlerde İsveç ve diğer ülkelerde siyasi partilerin soykırımını oy almak amacıyla kullanmalarını trajik olarak niteleyen Nuhomo, partilerin ”Eğer bize oy verirseniz soykırımını kabul ederiz” diyerek söz verdiklerini ancak seçimlerden sonra verdikleri sözleri yerine getirmediklerini söyledi. 

Türkiye'de Süryanilere yönelik soykırımının asla son bulmadığını ve 100 yılı aşkın bir süre devam ettiği değerlendirmesini yapan Nuhomo, Türk devletinin son olarak PKK gerillalarına yardım etmekle suçladığı Süryani Ortodoks Rahip Aho Bilecen'in hapis cezasına çarptırıldığını söyledi. 

‘TÜRK DEVLETİ, MANASTIR VE KİLİSELERİ CAMİLERE DÖNÜŞTÜRÜYOR’

Yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmenin bir rahibin görevi olduğunu hatırlattıktan sonra Türk devletinin manastır ve kiliseleri sattığını veya Ayasofya'da yaptığı gibi camilere dönüştürdüğünü söyledi. 

Nuhomo, Sosyal Demokrat Parti içinde aktif olarak çalışan ve uzun yıllar belediye meclisinde yer alan üyeleri Metin Rhawi'nin Sosyal Demokrat Parti lideri Stefan Löfven'in Seyfo'yu kabul etme sözünü tutmadığı için partisinden ve diğer görevlerinden istifa ettiğine dikkat çekti.