Belçikalı tarihçiler: II. Leopold terör rejimi kurdu

Belçika’da onlarca tarihçi ortak bir metinle, Kongo’de terör rejimi oluşturan kral II. Leopold’e ilişkin bir konsensüs olmadığı iddiasını yalanlayarak, tarihçilerin siyasi tartışmalara alet edilmemesini istedi.

Farklı üniversitelerden onlarca tarihçi, Le Soir gazetesinde ortak bir metin yayınladı. Kraliyet Sarayı’nın II. Leopold’ün Kongo’daki vahşetine ilişkin “tarihi bir konsensüs” olmadığı iddiasına yanıt veren tarihçiler, “Son otuz yıllık tarihi çalışmalara bir göz atılırsa, açık bir şekilde bir konsensüsün olduğu görülür” dedi.

GENİŞ BİR TARİHİ KONSENSÜS VAR

Tarihçiler, “II. Leopold’ün Kongo’daki terör hükümranlığındaki sorumluluğuna ilişkin tartışmalar, bazı açılardan iklim değişikliklerine ilişkin tartışmaları hatırlatıyor. Bu anlamda, küçük bir azınlık, zaten birikmiş ezici kanıtlar karşısında kör kalmaya devam ediyor” diye vurguladı.

Tarihçiler şunları ifade etti: “II. Leopold, Bağımsız Kongo Devleti’nin otokrat egemeni olarak, ‘kendi’ kolonisinin kaynaklarını azami derecede sömürmeyi hedefleyen ve son demografik/tarihsel hesaplamalara göre nüfusunu 1 ila 5 milyon azaltmaya götüren kitlesel ve yapısal şiddete dayalı bir rejimden sorumluydu. Alanda işlenen vahşetlerin farkındaydı ama durdurmak için neredeyse hiçbir şey yapmadı. Bu konularda geniş bir tarihi konsensüs var.”

BELÇİKA DEVLETİNİN DE SORUMLULUĞU VAR

II. Leopold üzerine odaklanmanın, 1908 yılında Kongo’nun kontrolünü eline alan Belçika devletinin sorumluluklarını da gölgelememesi gerektiğini kaydeden tarihçiler, “Kongo’daki Belçika rejimi de kolonilerin bireysel motivasyonlarından bağımsız olarak ırkçılık, baskı ve sömürüye dayanıyordu” vurgusunda bulundu.

BUGÜNKÜ IRKÇILIK VE AYRIMCILIKLA BAĞI VAR

Sömürgecilik ile ırkçılık ve ayrımcılığa ilişkin mevcut sosyal sorun arasındaki bağı da kimsenin reddetmediğini kaydeden tarihçiler, bazı siyasetçilerin “çağdaş ırkçılık ve ayrımcılığın sömürgecilikle bağlantılı canavarlaşma” ile bağını reddetmesine tepki gösterdi.

Tarihçiler şöyle noktaladı: “Kolonyal geçmişin en önemli yönlerine ilişkin tarihi bir konsensüs var. Parlamenter bir ‘hakikat komisyonu’ kurma fikri, bu tarih etrafında siyasi konsensüs ortaya çıkarmak için bir araç olabilir ama tanımayı geciktirmenin bir yöntemi olmamalı.”

ABD’de Mayıs ayında siyah bir Afro-Amerikalının Bayaz bir polis tarafından öldürülmesinden sonra sömürgecilik ve ırkçılık karşıtları son haftalarda II. Leopold ve sömürgeciliği temsil eden kamusal alandaki diğer sembollere karşı eylemler düzenledi. Bazıları yıkırken, bazıları tahrip edildi. Anvers kenti ise Leopold’ün bir heykelini kaldırdı.

II. LEOPOLD’ÜN KONGO’DAKİ TERÖR REJİMİ

1865 yılında Fransa’nın son kralının torunu Leopold Louis Philippe, babasının ölümünden sonra Belçika tahtına oturur. Bir sömürgeye sahip olma arzusuyla tutuşan II. Leopold’a 1885 yılındaki Berlin sözleşmesiyle nihayet bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti “özel mülk” olarak verilir.

Belçikalıların Kralı, Afrika’da “Hristiyanlığı yayma”ya yönelik “uygarlaştırma” adı altında, gerçekte baskıcı ve kanlı bir sistem hayata geçirir. Bu sistemle, yerel halk “Bağımsız Kongo Devleti” adı verilen “özel mülkiyette” zorla çalıştırılır.

II. Leopold 1891’den itibaren yoğun bir sömürü başlatır. Fildişi kaynakları ve kauçuk tarlaları işletilir, yerel nüfusun bir kısmı köleliğe indirgenir. Böylece işkence, kamçılama, tecavüz ve rehin alma bu vahşetin günlük pratikleri haline gelir. Kaçmaya çalışanların ise ya elleri kesilir ya da katledilir.

Leopold’ün, Kongo’ya hiç ayak basmadan 1885 ile 1908 arasındaki 23 yılda 10 milyon kişinin katledildiği tahmin ediliyor.

Bu vahşetin belgeleri ortaya çıktıktan sonra, Belçika hükümeti sömürgenin denetimini eline alır. Böylece bu ülke, 1908 yılında Belçika sömürgesi haline gelir. 1960 yılında ise bağımsızlığını kazanır. II. Leopold ise 1908’de ölümünden hemen önce bu döneme ilişkin belgeleri yakar. Sözkonusu döneme dair arşivler 1980’li yıllara kadar, devlet sırrı olarak kalır.