PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi ve Şam’la müzakerelerde bulunan heyetin Eşbaşkanı Foza Yûsif, ANF’ye verdiği röportajda Suriye geçiş hükümetinin politikalarını eleştirdi.
Şam’da ilan edilen geçici anayasa, “Ulusal Diyalog Konferansı” ve parlamento hazırlıkları gibi süreçlerde Kuzey ve Doğu Suriye’nin dışlandığını vurgulayan Yusuf, Halep ve Şam’daki nedensiz tutuklamalara tepki gösterdi. Foza Yûsif ayrıca, Efrîn ve Serêkaniyê gibi işgal altındaki bölgelere güvenli dönüş için oluşturulan komitenin henüz çalışmalara başlamadığını ifade ederek, Şam hükümetine sorumluluk çağrısı yaptı.
Şam’da geçici bir anayasa ilanı gerçekleşti. Ardından “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı” adı altında Şam’da bir toplantı gerçekleştirildi. Bir geçiş hükümeti oluşturuldu. Şam’la 8 maddelik bir anlaşma imzalanmış olmasına rağmen, bütün bu süreçlerin dışında tutuldunuz. Şimdi de Suriye geneli adına bir parlamento kurma hazırlıkları yürütüldüğü yönünde bilgiler var. Bu konuda sizinle herhangi bir diyalog veya görüş alışverişi oldu mu?
Bizim de takip ettiğimiz kadarıyla şu an tüm Suriye’yi kapsayacak bir parlamento oluşturma hazırlıkları yürütülüyor. Ancak maalesef şimdiye kadar müzakere heyetimizle bir ilişkiye geçilmedi. Diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ve halk meclisleri var ve şu ana kadar buralarla bir ilişki kurulmadı. Geçtiğimiz süreçte geçici Suriye anayasası ilanında, hükümet oluşturma konusunda, yine toplanan ulusal diyalog konferansı sırasında birçok eksiklik yaşandı. Biz bunu birçok defa değerlendirdik ve eleştirdik ama bu durum bir kez daha tekrarlanıyor.
Suriye’deki taraflar arasında daha fazla güven oluşması için bu geçiş sürecini birlikte yürütmemiz, yeni Suriye’yi birlikte geliştirmemiz gerekiyor. Ancak şu ana kadar uygulanan yöntemin görmezden gelme tarzında olduğunu görüyoruz. Ötekileştirme yöntemi hâlâ devam ediyor. Bu yöntem, Suriye halklarının birliğine hizmet etmiyor; Suriye’deki taraflar arasında güven oluşmasına da hizmet etmiyor. Aksine, her gelişen süreçte bölge bileşenleri sürece dahil edilmediği, bölge iradesine süreç kapsamında yer verilmediği ve yine Suriye’nin diğer yerlerinin iradesi buna dahil edilmediği zaman, bu daha fazla kopuş ve zayıflığa yol açıyor. Şam’ın bu yaklaşımlarından ve geliştirmeye çalıştığı bu stratejiden vazgeçmesini umuyoruz. Bu bölgelerin kendi iradeleriyle adilane ve demokratik bir tarzda katılımı ne düzeyde sağlanırsa, o düzeyde daha fazla Suriye halklarının birliği gerçekleşir; o düzeyde uzun vadeli anlaşmalar yapabilmemizin zemin ve imkânı ortaya çıkar.
BU BİR TUZAKTIR, BİREYSEL KATILIM HALKI TEMSİL ETMEZ
Söz konusu parlamentoda yer almaları için kişisel düzeyde bazı davetler olduğu söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Biz de parlamentoda yer almaları için birçok kişiyle ilişkiye geçtikleri yönünde bilgiler alıyoruz. Şunu söylemek istiyoruz: Eğer iradeli bir katılım, diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye’nin temsili resmî olarak gerçekleşmeyecekse, gidip katılacak şahsiyetler bölgelerimizi ve halklarımızı temsil etmeyeceklerdir. Bu bir tuzaktır. İnsanlarımız, aydınlarımız, böyle davetiyeler alan kişiler bu tuzağa düşmemelidir. Bizim bir davamız var. Demokratik bir Suriye inşa etmek istiyoruz. Bu nedenle siyasi irade göz önünde bulundurulmalıdır. Halkımızın haklarını garanti altına almak istiyoruz. Örgütlü Kürt halkının iradesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Kuzey ve Doğu Suriye adına görüşmeler gerçekleştirebilecek bir heyet var, Kürtler adına oluşturulmuş bir heyet var. Resmi bir düzeyde bu kurumlarla ilişki kurulur ve bu temelde adımlar atılırsa gelişme olur. Ama kişilere dayalı ilişki geliştirmenin hiçbir faydası olmaz. Aksine, tüm insanlarımız, yurtseverlerimiz ve aydınlarımız kendilerini bu tuzaktan korumalıdırlar ve birlikte çalışma yürütmeliyiz ki haklarımızı anayasal olarak, siyasi ittifaklar yoluyla ve resmi olarak elde edebilelim. Aksi halde bireysel çözümler veya bireysel katılımlar bu davaya hizmet etmez. Tam tersine, bu ortak tutumumuzu daha fazla zayıflatır ve kimsenin bu tuzağa düşmemesini umuyoruz.
ŞAM VE HALEP’TE KÜRTLERE YÖNELİK TUTUKLAMALAR GÜVENSİZLİK YARATIYOR
Son süreçte Halep ve Şam’da hiçbir gerekçe ortaya konulmadan bazı tutuklamalar gerçekleşti ve tutuklananların akıbeti hakkında bir şey bilinmiyor. Bu durum hakkında ne söylemek istersiniz?
Son günlerde Halep ve Şam’da birçok kişi tutuklandı. Bu tutuklamalar büyük bir kaygı yaratıyor, hatta şöyle bir soruyu akla getiriyor: Acaba eski Suriye rejiminin uygulamaları farklı bir yöntemle tekrar mı ediliyor? Bu yönlü sorular halk arasında çok fazla soruluyor. Bizim de takip edebildiğimiz kadarıyla, şimdiye kadar gerçekleşen tutuklamalar nedensiz yere gerçekleşiyor. Kürt oldukları için ya da Özerk Yönetim veya QSD ile çalıştıkları iddialarıyla tutuklamalar gerçekleşiyor. Ancak Suriye geçiş hükümeti QSD ile anlaşma gerçekleştirmiş. Diğer yandan Suriye geçiş hükümeti Kuzey ve Doğu Suriye ile diyalog içerisinde bulunuyor. Gerçekleştirilen sınavlar gibi ortak yürütülen çalışmalar söz konusu. Bu nedenle de bu uygulamaları gerçekleştiren taraflar kim? Geçiş hükümeti dikkatli bir şekilde bu durumu takip etmeli ve bu tutuma son verilmelidir. Bu tutumun devam etmesi hâlinde, bu durum ciddi reaksiyonlara yol açacaktır.
Bu, geliştirilen diyaloga ve sürece hizmet etmeyecektir. Bu nedenle de tüm taraflar kendi açısından tutum ve uygulamalarını iyi belirleyip, o temelde yaklaşım geliştirmelidir. Tutuklananların derhal serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz. Geliştirilen uygulamalar güvensizliği daha da derinleştiriyor, kaygılara yol açıyor. Yine bölgeler arasında kopukluğu geliştiriyor. Bu uygulamalara son verilmeli ve önü alınmalıdır. Aksi takdirde bu uygulamalar, Suriye halkı arasındaki toplumsal ve siyasal istikrarı son derece olumsuz bir şekilde etkileyecektir.
Diğer yandan bu durum, eskiden Kürtlere yönelik geliştirilen şoven ve milliyetçi uygulama ve yaklaşımların, yine BAAS rejiminin geliştirdiği nefret söyleminin tekrar ettiği biçiminde bir düşünceye yol açacaktır. Bu, Suriye’de geliştirilmek istenen çözüme hizmet etmiyor.
EFRÎN VE SERÊKANİYÊ’YE GÜVENLİ DÖNÜŞ ACİL BİR İHTİYAÇTIR
Başta Efrîn ve Serêkaniyê olmak üzere işgal altındaki bölgelere halkın güvenli dönüşü için bir komite oluşturulduğunu açıkladınız. Bu konuda bir gelişme var mı?
Şam komitesi tarafından Kurban Bayramı’ndan sonra görüşme olması yönünde söz verilmesine rağmen, Efrîn için oluşturulan komite henüz çalışmalarına başlamadı. Her ne kadar bu çalışmanın başlatılması için görüşme yönünde talepler olmuşsa da, geçici Şam hükümeti henüz bir cevap vermedi. Bu da kuşkusuz olumsuz bir etki yaratıyor.
Suriye’deki göçmen sorunu çok önemli bir sorun. Tüm Suriye halkı, yerinden ve yurdundan edilmiş herkes, en kısa sürede yerlerine dönmelidir. Başta yerlerinden çıkartılmış Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî halkı ve diğer yerlerdeki Suriye halkı, herkesin güvenli bir şekilde yerlerine dönmesi gerektiği inancındayız. Şimdiye kadar herhangi bir adım atılmıyor.
Bugün hâlâ Efrîn’de gerçekleştirilen şiddet uygulamaları, tutuklamalar, fidye isteme, yine yerlerine dönenlerin karşı karşıya kaldığı kötü uygulamalar, henüz bu uygulamalara son verilmediğini gösteriyor. Bu da oldukça kaygı verici bir konudur. Bu nedenle oluşturulan komiteler en kısa sürede bir araya gelmeli ve Efrîn’de atılması öngörülen adımlar, güvenlik ve yaşamsal istikrar için ortaklaşa çalışma yürütülmelidir. Bu konuda tek taraflı atılacak adımlar çözüm getirmez; çünkü binlerce insan burada bulunuyor, çok zor koşullarda yaşıyor, iki defa yerlerinden göçertilmişler.
Geçici Şam hükümetinin bu konuda sorumlulukları var ve bu halkın güvenlikli ve örgütlü bir şekilde yaşamsal koşulları oluşturularak yerlerine dönmeleri gerekiyor. Bu nedenle bu konu temel bir sorun olarak gündemimizde yer alıyor. Çünkü Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî halkımız bugün çok zor şartlar altında yaşıyor. Bu da çok kısa bir süre zarfında çözüme kavuşturulmayı şart kılıyor. Bu da Efrîn için oluşturulan komite ve Şam’a bağlı oluşturulan komitenin çalışmalara başlaması önünde bir görev olarak duruyor.
DEMOKRATİK SURİYE İÇİN HERKES SORUMLULUK ÜSTLENMELİ
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bütün Suriyeli tarafların, herkesin birlikte demokratik bir Suriye inşa edebilmemiz için sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Herkesin çözüm ve diyaloğun gelişebilmesi için çalışması gerekiyor. Hepimizin, bunu zayıflatacak ve geriye çekecek her türlü uygulama ve tutumdan kendimizi korumamız gerekiyor.