İlknur Birol: Beklentiler olumlu adımlarla desteklenmeli
Demokrasi, eşit ve özgür yaşam arzusunun bütün toplum için olduğunu belirten DEM Parti MYK Üyesi İlknur Birol, “Yükselmiş beklentilerin olumlu adımlarla desteklenmesi lazım” dedi.
Demokrasi, eşit ve özgür yaşam arzusunun bütün toplum için olduğunu belirten DEM Parti MYK Üyesi İlknur Birol, “Yükselmiş beklentilerin olumlu adımlarla desteklenmesi lazım” dedi.
İktidarın, başta hapishaneler olmak üzere atılabilecek adımları atmaktan kaçınmaması gerektiğini belirten DEM Parti MYK Üyesi İlknur Birol, "Öyle konular var ki, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çözülebilir; öyle konular var ki, bir bakanın idari tasarrufuyla hızlıca sonuçlandırılabilir. Meclis'te kurulacak bir komisyon da aynı şekilde. Beklentileri hayal kırıklığına çevirmek kimseye fayda sağlamaz" şeklinde konuştu.
ANF’ye konuşan DEM Parti MYK Üyesi İlknur Birol, Rêber Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısıyla sürecin, demokrasiye yürüyüşün gerekli olduğunu gösteren bir rotaya çevrildiğini belirterek, “Çünkü çok komplike, 100 yıllık ve 50 yılı çatışmalarla ve ağır sonuçlarla geçen bir sürecin barışa evrilmesi; silahsız ve demokratik siyaset mekanizmalarının tüm topluma ve siyasete hâkim olduğu bir atmosferin yaratılması; üstelik bu sorunun yerelden bölgesel bir soruna dönüşmesi, son dönemde meseleyi gerçekten karmaşıklaştırıp birçok etaba ayırıyor” dedi.
PKK’nin ateşkes ilanı, kongresini toplayarak kendini feshetmesi ve Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleye son verme kararını hatırlatan İlknur Birol, “Tabii ki bu, tek taraflı bir süreç değil. Dolayısıyla toplum bu meseleye bakarken çeşitli beklentiler geliştiriyor. Bu doğal bir sonuçtur ve herkesin bunu kabul etmesi gerekir” diye konuştu.
BEKLENTİLERE KARŞILIK GELECEK ADIMLAR
Bu nedenle, söz konusu beklentilere karşılık verecek somut ve güvenilir adımlar atmakla yükümlü olan iktidarın, süreci zamana yayan bir yöntemi tercih etmemesi gerektiğinin altını çizen İlknur Birol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana talep budur. İktidar ya da bu meseleye taraf olan güçler, yani yasa yapma, çeşitli kuralları uygulama ve idari tedbirler alma yetkisini elinde bulunduranlar, bu sürece yasal ve hukuki bir zemin kazandırmalıdır. Dolayısıyla, hukuki ve siyasi zeminin en güvenilir organı olan Meclis’in devreye girmesi, bir komisyonun kurulması sağlanmalıdır. İktidarın yanı sıra muhalefet de ipe un sermeden sürece dahil olmak zorundadır.”
TOPLUMUN İNANCI AŞINMAMALI
Kürt sorunu denildiğinde en önemli göstergenin hapishaneler olduğunu savunan İlknur Birol, şunları söyledi: “Devletin ve iktidarın cezaevleri konusunda atacağı adımlar son derece önemlidir. Bu sorun, idari anlamda inisiyatif kullanılarak çözülebilir. Bir kısmı ise çeşitli yasalarda revizyon gerektirebilir. Gücü elinde bulunduran ve yönetim erkini temsil eden yapılar bu konuda hızlı adımlar atmak zorundadır. Bu adımlar atılmadığı takdirde, toplumun devlete olan inancı ve güveni sarsılacaktır. Devlet de bunun farkında; ama bizim görevimiz hatırlatmak, güven artırıcı tedbirler konusunda telkinlerde bulunmaktır. DEM Parti olarak, demokrasinin yeniden şekillenmesine ilişkin süreçte atılacak adımlarda önemli bir yer tuttuğumuzun bilincindeyiz. Demokrasi meselesi sadece bizim değil, bu konuda talepte bulunan tüm toplum kesimlerinin ortak sorunudur. Bu soruna emek güçlerinin, inanç gruplarının, demokrasi talep eden gençlerin ve kadınların da aynı duyguyla yaklaşması; bu talebin hep birlikte yükseltilmesi gerekir.”
EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAM BÜTÜN TOPLUM İÇİNDİR
Soruna yalnızca silahların bırakılması ya da çatışmadan uzaklaşılması olarak değil, aynı zamanda yoksulluk, ezilmişlik ve geleceksizlik dayatılan bir coğrafyada demokrasiye yaklaşmanın, geleceği kavrayacak tek model olduğunu bilerek yaklaşmak gerektiğini belirten Birol, şunları söyledi:
“Devletin ve iktidar güçlerinin bunu bir kez daha hatırlaması; niyet sorgulaması yapmadan adımlarını atması, küçük siyasi çıkarlara ve dar grupların pragmatist yaklaşımlarına alan tanımadan meseleyi ciddiyetle ele alması gerekir. Demokrasi, eşit ve özgür yaşam arzusu, tüm toplum içindir. Yükselen beklentiler, olumlu adımlarla desteklenmelidir. Başta cezaevleri olmak üzere, atılabilecek adımlar atılmaktan kaçınılmamalıdır. Bu, iktidarın elinde olan bir durumdur. Öyle konular vardır ki bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çözülebilir; öyle konular vardır ki bir bakanın idari tasarrufuyla hızlıca çözüme kavuşturulabilir. Bu yalnızca devletin, bu erklerin bir talimatına bakar. Meclis’te kurulacak bir komisyon da böyledir. Beklentileri hayal kırıklığına çevirmek kimseye fayda sağlamaz.”