Dünyanın en önemli sorunlarından biri de nüfustaki yaşlanma

Japonya’da 28-29 Haziran tarihleri arasında yapılacak G20 Zirvesi’nde giderek yaşlanan dünya nüfusuyla birlikte ortaya çıkabilecek sosyal ve ekonomik sorunlar da önemli bir başlık oluşturacak.

Fukuoka’da düzenlenecek G20 Zirvesi’nin ev sahibi Japonya, özellikle dünya nüfusundaki yaşlanmanın ele alınmasını istiyor. Japonya, dünya nüfusundaki yaşlanmanın hem sağlık giderlerinin hem de işgücü açığının artmasına yol açacağı endişesini yaşayan ülkelerin başında geliyor.

Dünya nüfusundaki yaşlanmaya ön plana çıkaran Japonya’da 127 milyonluk nüfusun dörtte birinden fazlası 65 yaşın üzerindeki bireylerden oluşuyor. 2050 yılına kadar 65 yaş üstü grubun nüfus içindeki oranının yüzde 40’a yaklaşacağı tahmin ediliyor.

Yaşlanma ile birlikte yaşlı-genç dengesinin gençler aleyhine en fazla değişmesi beklenen ülkeler gelişmiş ve sanayileşmiş ülkeler. Batılı ülkeler ile Japonya’da İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki ekonomik büyümeyle paralel olarak doğum oranları artarken, bu oranlar son on yıllarda gerileme eğilimindeydi. Ortalama yaşam sürelerinin uzaması ve doğumların azalmasıyla da nüfustaki yaşlanma devam ediyor.

ŞİMDİLİK GELİŞMİŞ VE YÜKSELMEKTE OLAN ÜLKELERİ VURUYOR

Güneydoğu Asya’daki birçok sonradan sanayileşen ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler kategorisinden ‘Yükselen ekonomiler’ kategorisine sıçrayan bazı G20 ülkeleri de benzer bir sorun yaşıyor. Yani yaşlanmanın ekonomiye etkisi yoksul ülkelerden çok G20 üyesi ülkeleri vuracak.

Japonya’daki G20 Zirvesi öncesi yapılan toplantılardan birine katılan Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurria’ya göre, dünya nüfusundaki yaşlanma tüm ülkeleri ilgilendirse de özellikle G20 ülkelerinin sorunu.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİ KÖTÜ ETKİLEYEBİLİR

Japonya Maliye Taro Aso’ya göre ise, nüfustaki yaşlanmayla birlikte sosyal güvenlik sisteminde çıkacak mali açıkları önlemek için erken önlem almak gerekiyor. Aso, toplumdaki yaşlanmanın bir ülkenin ekonomik olarak zenginleşmeden başlaması halinde alınacak önlemlerin ‘gecikmiş’ olacağının altını çiziyor.

Önümüzdeki 20 yıla kadar Japonya, Almanya, İtalya, İspanya, Güney Kore veya Fransa gibi ülkelerde yüzde 25’lerin üzerinde olan 60 yaş üzeri bireylerin oranının üçte birler ve hatta beşte iki oranına kadar yükselmesi kesin gibi. Gelişmekte olan ülkelerde de bu sorunun emeklilik ve sağlık gibi giderlerin artması nedeniyle ciddi ekonomik sıkıntıları beraberinde getirmesi bekleniyor. Zira OECD verilerine göre, günümüzde 7,5 milyarı aşkın nüfus içinde 1 milyar civarında olan 60 yaş üstü bireylerin sayısı, 2050’de 2 milyarı aşmış olacak.

CİDDİ İŞGÜCÜ AÇIĞI ORTAYA ÇIKACAK

Dünya nüfusundaki yaşlanmanın doğrudan sonucu olarak emeklilik ve sağlık sistemlerinde ortaya çıkacak ciddi bütçe açıklarının yanı sıra iş piyasasında da açık oluşacak. Buna en iyi örnek olarak dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan ve G20’ye ev sahipliği yapacak Japonya gösteriliyor. İşsizlik oranının yüzde 2’lerde olduğu Japonya’da Nisan ayı verilerine göre her 163 iş ilanına karşılık sadece 100 iş başvurusu kayıtlara geçti. Yani işgücü açığının kapatılması eğer ciddi bir göçmen akışı olmazsa mümkün olmayacak.

İşgücündeki açığın büyümesiyle birlikte ekonomik büyümenin etkilenmesi kaçınılmaz olacak ve başta Avrupa’da olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde dışarıdan göçe ihtiyaç olacak. G20 Zirvesi’nde tartışılacak konulardan biri ise, başta yaşlıların bakımı olmak üzere bireylere yönelik hizmetlerde daha ziyade robot sistemlerinin kullanılması olacak.