HRW: Türkiye’de OHAL bitti ama baskılar bitmedi!

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), yayınladığı 2019 dünya raporunda Türkiye’deki baskıcı yönetimin OHAL’in kaldırılmasıyla da sona bulmadığı tepkisinde bulundu.

HRW 2019 Dünya Raporu’nda Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baskıcı yönetiminin olağanüstü halin son ermesiyle birlikte son bulmadığını belirtti.

Raporda “Muhaliflerin uyduruk terör suçlamalarıyla uzun süreli ve keyfi olarak tutuklanması, Türkiye’nin normali olmuş durumda” denildi.

GERİ DÖNÜŞ UMUTLARI YIKILDI

20148’deki seçimlerin medyanın sansürlendiği, bazı vekiller ve Selahattin Demirtaş kast edilerek bir Cumhurbaşkanı adayının hapiste olduğu bir ortamda yapıldığını hatırlatan HRW, 2017’deki yapılan referandumla yürürlüğe giren başkanlık sistemine de dikkat çekti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson, “Olağanüstü halin altı ay önce son bulmuş olmasıyla birlikte, insan haklarına saygı duyulan bir iklime geri dönüleceğine ilişkin tüm umutlar yıkıldı” dedi.

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PARAMPARÇA OLDU

Williamson, “Erdoğan hükümetinin muhaliflerin ve eleştirel seslerin peşine düşmesi, Türkiye’de hukukun üstünlüğüne dayanan çerçeveyi paramparça etti, adaletin ise altını üstüne getirdi” diye ekledi.

Raporda Türkiye’ye ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı:

“Türkiye’de mahkemeler bağımsız değil ve yetkili makamlar eleştirel sesleri ve muhalifleri terör suçlamalarıyla uyduruk soruşturmalara ve davalara maruz bırakırken, mahkemeler de onları hapse tıkmaktan hiç gocunmuyor. Terörle mücadele yasalarının istismar edilerek, hükümete muhalif kişi ve kesimlere karşı yaygın bir şekilde kullanılması, 2016 askeri darbe girişiminin sorumlularının yargılanması yönündeki meşru çabaları baltaladı.

Gazetecilere siyasi saiklerle açılmış çok sayıda dava, 2018 yılında mahkumiyetle sonuçlandı. Bir mahkeme tanınmış yazarlar Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ı, şiddeti savunmayan ama mahkemenin hükümeti devirmeye teşebbüs ettiğine karar verdiği yorum yazıları nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti.

Yetkili makamlar insan hakları savunucularını hedef almaya hız verdiler. Bunların arasında İstanbul’da 2013 yılında gerçekleşen ve Gezi Protestoları olarak bilinen eylemlere odaklanan yeni bir soruşturma da vardı. Soruşturulanların başında haksız bir şekilde hapiste tutulan iş adamı ve bir kültür örgütünün lideri Osman Kavala yer alıyordu.

Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin muhalif politikacı Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi yönünde verdiği bir kararı hiçe saydı. Demirtaş iki yıldan beri başka milletvekilleri ve Kürt yanlısı partilerden seçilmiş belediye başkanlarıyla birlikte, keyfi bir şekilde hapiste tutuluyordu. 2019 Martında yapılacak yerel seçimler öncesinde, ülkenin güneydoğusunda yerel demokrasi askıya alınmış durumda. Hükümet, Kürt nüfusun seçtiği temsilcileri görevden aldıktan sonra, bölgedeki 94 belediyenin kontrolünü kendi eline aldı.”