20 Haziran Dünya Mülteciler Günü: İHD’den nefret söylemine tepki

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla Türkiye’nin farklı şehirlerinde insan hakları örgütleri ve sivil toplum temsilcileri mülteci hakları için çağrıda bulundu.

İstanbul, İzmir ve diğer kentlerde yapılan açıklamalarda, mültecilerin temel haklarının tanınması, ayrımcılığın son bulması ve sığınma hakkına saygı gösterilmesi istendi.

İHD İstanbul Şubesi Göç ve Mülteci Hakları Komisyonu, yaptığı basın açıklamasında, mültecilerin insan onuruna yaraşır yaşam koşullarına erişebilmesi için politika değişikliği talep etti. Komisyon üyesi Gülseren Yoleri, mültecilerin sınır dışı edilme, işkence, açlık ve şiddet gibi tehditlerle karşı karşıya kaldığını belirtti. Gülseren Yoleri, denizlerde yaşamını yitiren mültecilerin yanı sıra, sınır bölgelerinde devlet şiddetine uğrayanların da varlığına dikkat çekerek, bu koşulların özellikle kadınlar ve çocuklar açısından büyük risk oluşturduğunu vurguladı.

Gülseren Yoleri, Yunanistan’daki Moria Kampı’nda yaşanan yangını ve Türkiye'nin saldırılarına maruz kalan Maxmûr Kampı’nı örnek göstererek, mülteci kamplarında güvenliğin sağlanamamasını eleştirdi. Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu coğrafi çekincenin kaldırılması, Geri Kabul Anlaşması’nın iptal edilmesi ve mültecilere hukuki statü verilmesi talepleri dile getirildi.

İHD İzmir Şubesi’nde yapılan açıklamada, mültecilerin sistematik hak ihlallerine maruz kaldığı belirtildi. Şube yöneticisi Ahmet Rodi Polat, mülteci hakları savunucusu Taha El Gazi’nin vatandaşlığının iptali ve sınır dışı edilmesine dikkat çekerek, bunun Türkiye’deki baskıcı uygulamaların bir örneği olduğunu söyledi.

İzmir Barosu Mülteci Komisyonu üyesi Dinçer Dikmen ise, siyasetçilerin mültecilere yönelik ayrımcı ve popülist söylemleriyle toplumu kutuplaştırdığını ifade etti. ABD'deki son gelişmeleri örnek göstererek, yanlış göç politikalarının ırkçılık ve kriminalizasyonla sonuçlandığını belirtti.

Temel talepler şöyle sıralandı: 

- Sığınma hakkının insan hakkı olarak tanınması

- Coğrafi çekincenin kaldırılması ve mültecilere statü verilmesi

- Geri Gönderme Merkezlerinin kapatılması

- Nefret söylemi ve suçlarının cezasız kalmaması

- Kırılgan grupların (kadın, çocuk, LGBTİ+, engelli vb.) özel olarak korunması

- Anadilde eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerine erişim sağlanması