Dikta ve rejim ile yönetilen ülkelerde hedef listesinin en başına her zaman için muhalif basın-yayın kuruluşları konulur. Dikta ve rejim anlayışları bununla kamuoyunun gerçeklerden haberdar olmasının önüne geçmeyi amaçlayarak, kendi kirli politikalarını bu doğrultuda yaşatmaya çalışır. Sömürüye dayalı bir sistem ile yönetilen ülkelerde sıkça karşılaşılan bu durum, on yıllardır Türkiye’de sistematik bir şekilde devreye konularak işletilmiştir. Türkiye’de de on yıllardır devlet ve başa gelen iktidarlar tarafından bu şekilde basın-yayın organları hedefe alınarak, gerçeklerin kamuoyuna duyurulmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Osmanlı’dan bu yana ülkede her türlü baskı, sindirme, inkar ve imha karşısında gerçekleri kamuoyuna taşımaya çalışan Kürt Özgür Basını da sürekli olarak tarih boyunca Türk devleti ve iktidara gelen partilerin saldırılarına maruz kaldı.
22 Nisan 1989'da Mısır'ın başkenti Kahire'de sürgünde başlayan Kürt basın-yayın geleneği geride bırakmış olduğu 118 yıl boyunca içerisinde bulunduğumuz süreçle beraber sürekli olarak baskı, sansür, inkar ve imha politikalarıyla yüz yüze kaldı. Sürgünde başlayan ve bugüne kadar hep inkar ve imha politikalarıyla beraber yasaklı ve ağır ekonomik koşullara rağmen varlığını sürdürme mücadelesi içerisinde olan Kürt medyası, tüm yönelimlere rağmen gün itibariyle hem ulusal hem de uluslararası alanda güçlü bir ağa sahip ve dünya medyası içinde bir renklilik sunmaktadır. Tarihteki ilk Kürtçe gazetenin 22 Nisan 1898’de çıkmasıyla beraber yayın hayatı başlayan Kürt medyası, çıkış tarihini milat olarak kabul edip her yıl “Kürt Basın Günü” olarak kutlar.
BASIN SUSTURULARAK KATLİAM VE KİRLİ POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLDİ
İçerisinde bulunduğumuz süreçte her türlü yönelim ile karşı karşıya bulunan Kürt medyası, tüm bu yönelimlere karşı doğru ve gerçeği halka ulaştırma çabasını sürdürüyor. Sadece AKP/Saray rejiminin 2002’den bu yana Türkiye’de iktidara gelmesiyle beraber farklı düşüncelere dönük yürütmüş olduğu kirli politikalar çerçevesinde dahi en çok hedefe alınan ve yönelime maruz kalan alanın başında özelde Kürt medyası olmak üzere basının geldiğini görmek mümkün. Özellikle içerisinde bulunduğumuz yıl (2016) itibariyle dahi ele alındığında Kürt medyasına dönük; baskı, sindirme, inkar ve imha politikalarının hat safhaya çıktığını söylemek mümkün. AKP/Saray rejimi tarafından ülkede yürütülen kirli politikaların açığa çıkarılmaması ve gerçeklerin halka ulaşmasının önüne geçmek için özelde özgür Kürt basını olmak üzere tüm muhalif basın-yayın organlarının ekranları karartıldı, yayınları engellendi ve kurum kapılarına kilit vuruldu. Bununla başta Kürdistan’da devreye koyulan topyekûn imha ve inkar konsepti kapsamın yapılan katliam ve işlenen insanlık suçlarının basın-yayın yoluyla ulusal ve uluslar arası kamuoyu nezdinde paylaşılmasının önüne geçmek amaçlandı.
GAZETECİLER ÜZERİNDE TERÖR ESTİRİLMEKTE
Ancak, Kürt Özgür Basını geçmişte de karşılaştığı bu yönelimlere karşı vermiş olduğu bedellere rağmen hiçbir zaman susmayarak gerçekleri halka ulaştırmaya dönük çalışmaları her şart ve koşulda sürdürmeye devam etti. AKP/Saray tarafından sadece 2016 yılında ülkede başta Kürt Özgür Basını olmak üzere muhalif medyanın üzerinde estirilen terör kapsamında 278 gazeteci gözaltına alındı. Çoğunluğu Kürt Özgür Basın çalışanı olmak üzere Türkiye’de AKP/Saray rejiminin basın üzerinden estirdiği terör sonucu 11’i basın-yayın kuruluşların imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü olan 128 gazeteci an itibariyle Türkiye’nin farklı cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Yüzlercesi hakkında yürütülen soruşturmalar ve süren davalar var. Mesleğini icra etmeye çalışan muhalif yüzlerce gazeteci de yoğun baskı nedeniyle çalışmalardan uzaklaşmış durumda. Sosyal medya hesaplarında dahi bilgi amaçla yapılan paylaşımlarda gazeteciler, fişlenerek AKP/Saray rejiminin emrinde bulunan devletin resmi kurumlarına ihbar edilmekte. Yine kapatılan gazete ve ajans sayısı ise 64. Aynı şekilde 64 adeta de TV kanalı ve radyo kapatılmış durumda.
2016’DA BAŞTA TÜRKİYE OLMAK ÜZERE BÖLGE 15 GAZETECİ KATLEDİLDİ
Türkiye ve bölgede basın üzerinde yürütülen baskı, sindirme, sansür, inkar ve imha politikaları kapsamında yıl içerisinde 15 gazeteci de katledildi. Bunlardan bazıları şöyle: Azadiya Welat Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş, Azadiya Welat Gazetesi Çalışanı Ömer Baran, Ronahi Tv muhabiri Mistefa Mehemed, Roj Haber Ajansı’nın muhabiri Wedat Hisên Eli, Kurdistan TV kameracısı Mistefa Seîd, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi Sıtkı Uluç, YPJ Basın Merkezi’nde çalışan gazeteci Ronahî Ömer, Gazeteci Mustafa Cambaz, Rus gazeteci Pavel Şeremet, Hollandalı gazeteci Jeroen Oerlemans, Türkmen Gazeteci Ahmet Necmettin Haceroğlu, Suriyeli Gazeteci Muhammed Zahir El Şerkat, El Sumeriye televizyonu foto muhabiri Ali Risan, Tarım TV Muhabiri Gülşen Yıldız.
RTÜK’ÜN YANLI YÜZÜ
Yine 2016 yılında AKP/Saray talimatıyla hareket eden Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından onlarca TV kanalı ve radyonun da yayın lisansları uyarı yapılmaksızın iptal edildi. Paralel yapı ile iltisaklı, ilişkili ve destek içinde olduğunun tespit edildiği iddiasında bulunulan tüm radyo ve televizyon kuruluşlarının bütün yayın hak ve lisanslarını bu iddialar karşısında hukuksuzca iptal edildi. Yayın hak ve lisansları iptal edilen televizyon ve radyoların listesi şöyle: STV, Samanyolu Haber, Samanyolu Haber Radyo, Can Erzincan TV, Kanal 124, Yumurcak TV, Hira TV, MC TV, Dünya TV, Kanal Türk, Bugün TV, Mehtap TV, Berfin FM, Kanal Türk Radyo, Burç FM, Samanyolu Haber Radyosu, Radyo Mehtap, Haber Radyo Ege, Dünya Radyo, Radyo Küre, Merkür TV, Esra Radyo, Tuna Shoping TV, Samanyolu Haber Radyo Anadolu. Ardından sözde 15 Temmuz 2016 gecesi yapılan askeri darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL kapsamında 34 gazetecinin basın kartı iptal edildi. 16 televizyon, 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı kapatıldı. Kapatılan televizyon kanalları şunlar: Barış TV, Bugün TV, Can Erzincan TV, Dünya TV, Hira TV, Irmak TV, Kanal 124, Kanaltürk, İMC TV, Mehtap TV, Merkür TV, Samanyolu Haber, Samanyolu TV, SRT TV, Tuna Shopping TV, Yumurcak TV. Cihan Haber Ajansı, Muhabir Haber Ajansı ve SEM Haber Ajansı kapatılan ajanslar arasında. Gülen cemaatine yakınlığıyla tanınan ve bir süre önce AKP tarafından yönetimine el konulan Cihan Haber Ajansında, darbe girişimi sonrasında 60 kişinin işine son verildi.
CANLI YAYINDA BASINA SALDIRI ANBEAN GÖRÜNTÜLENDİ
Gazetecilere yönelik baskıların artması, televizyonların karartılmak istenmesi ve çok sayıda gazetecinin yanı sıra dayanışma gösterenlerin de tutuklanması üzerine bir araya gelen gazeteciler, Ben gazeteciyim adıyla bir inisiyatif oluşturma kararı aldı. Türkiye’de gazetecilere ve medyaya uygulanan ve giderek ağırlaşan baskıya karşı ses çıkarmak ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak için başlatılan #BenGazeteciyim kampanyası sosyal paylaşım sitesi olan Twitter’da kısa sürede gündem oldu. Yine Kürt Özgür Basını başta olmak üzere ülkedeki basın-yayın organlarına karşı sürdürülen terörün devamında “Örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından geçici olarak kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nde polis baskınıyla arama yapıldı. Çok sayıda gazeteci gözaltına alındı. İMC TV muhabirine canlı yayın esnasında polis saldırdı. Destek için Özgür Gündem Gazetesi’ne gelenler dışarı çıkarılırken, polis gazete önünde de görüntü alınmasını engellemeye çalıştı ve gelenleri kimlik kontrolünden geçirdi. Çok sayıda gazeteci bu baskın ve arama sonucu gözaltına alındı. Gözaltına alınanların isimleri şöyle: Günay Aslan, Reyhan Hacıoğlu, Ender Öndeş, Doğan Güzel, Ersin Çaksu, Kemal Bozkurt, Sinan Balık, Önder Elaldı, Davut Uçar, Zana Kaya, Fırat Yeşilçınar, Dicle Haber Ajansı muhabiri Mesut Karnak, İMC TV muhabiri Gülfem Karataş ve İMC TV kameramanı Gökhan Çetin. Gazetenin 5 katlı binasının her katına Özel Harekat polisi yerleştirildi.
KÜRT BASIN KURULUŞLARININ YAYINLARI KARARTILDI
Olağanüstü Hal sürecinde çıkarılan Karar Hükmünde Kararnameler (KHK) kapsamında, Hayatın Sesi TV, Denge TV, Jiyan TV, Zarok TV, Govend Tv, TV10, Azadî Tv, Van TV, Mezopotamya TV’nin de aralarında bulunduğu 12 TV ile Radyo Ses, Radyo Dünya, Radyo Yön, Özgür Güneş Radyo ve Doğu Radyo’nun aralarında bulunduğu 11 radyonun yayını durduruldu. 12 TV ve 11 radyonun ismi RTÜK tarafından TÜRKSAT’a bildirildi. TÜRKSAT, ismi iletilen kanallardan uydu ortamında yayın yapanların yayınını durdurdu. Böylelikle bir kez daha Türk devleti ve başında olan AKP/Saray rejiminin baskıları ile toplumun diline, kültürüne ve inancına yönelik baskılar ifşa oldu. Türkiye’deki gelişmelere bakıldığında basının hiç özgür olmadığı, sansürlenen özgür basın şahsında gerçeklerin inkar edildiği, renklerin, dillerin, inançların ve düşüncelerin yok edildiği devamla yaşandı. Sadece Eylül ayında 23 radyo ve televizyon kapatıldı. Bu ay içinde 18 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 11’i tutuklandı.46 gazetecinin pasaportu iptal edildi ve yurt dışına çıkmaları engellendi. 5 basın kuruluşu polis baskınına uğradı. Özgür Gündem Gazetesi’ne sahip çıktıkları için 27 gazeteci hakkında soruşturma ve davalar açıldı. Bu ay içinde en fazla muhalif basının susturulduğu ay oldu. Hem susturuldu, hem de mal varlığına el konuldu ve mühürlendi.
BASINA YÖNELİK TERÖR ULUSLARARASI BOYUTA TAŞINDI
2016’nın Ekim ayında ise AKP/Saray rejiminin Kürt Özgür Basını’na karşı sürdürdüğü terör ulusal çaptan uluslararası çapa çıktı. 3 Ekim’de AKP/Saray rejiminin baskısıyla Avrupa’da yayın yapan Kürt medyasından Fransız uydu şirketi Eutelsat üzerinden yayın yapan Med Nuçe ve Newroz TV’nin ekranları karartıldı. AKP/Saray rejimi devamla toplumun haber alma hakkı karşısında sürdürdüğü engelleme ve sansür yıl içerisinde yer yer internet bazlı bölgede kendini hissettirirken, 4 Kasım günü Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) hayata geçirilen siyasi soykırım saldırıları kapsamında bir bütünen internet ağı kesildi. Twitter, Facebook ve WhatsApp gibi haberleşme ve sosyal medya hesaplarına ulaşım engellendi. Yasakların ekonomiye faturası ise 35 milyon dolar oldu. Yine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından operatörlere gönderilen bir talimat ile VPN servislerinin kapatılması istendi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından operatörlere gönderilen bir talimat ile VPN servislerinin kapatılması istendi. VPN servislerinin kapatılmasının nedeni, Twitter, Facebook gibi servislere uygulanan erişim daraltmanın VPN ile bypass edilmesini engellemek amacıyla yapıldı. (Sanal Özel Ağ (Virtual Private Network) kelimelerinin kısaltılmışı olan VPN, genel internet ağı içinde özel ve güvenli bir tünel açmak anlamına geliyor.) Türk Başbakan Binali Yıldırım internet yasaklarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Güvenlik açısından zaman zaman bu tip tedbirlere başvurulabilir” demesi ise ülkede yaşanan hak ihlalleri bazında itiraf düzeyinde oldu.
BASINA YÖNELİK UYGULAMALARA ULUSLARARASI BOYUTTA TEPKİ
03 Kasım 2016: Dünyanın önde gelen gazeteci örgütleri, Türkiye’den acil toplantı talep etti Uluslararası 14 basın örgütü, kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) kapatılan basın kuruluşlarını ve Cumhuriyet gazetesine düzenlenen operasyondan rahatsızlık duyduklarını belirterek, ‘hukuk devletinin altını oymaya son verme’ çağrısı yapıldı. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hitaben, acil toplantı gerçekleştirme talebiyle yazılan çağrı mektubunda, gözaltı ve kapatma kararları kınanarak, “Dünyanın önde gelen basın ve ifade özgürlüğü örgütlerinden oluşan uluslararası koalisyonun altta imzası bulunan üyeleri olarak, Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonun ve Kürtlere yönelik yayınlarıyla bilinen 15 medya kuruluşunun kapatılmasının ardından, acil toplantı talebimizi iletmek üzere bu mektubu yazıyoruz” dendi. “Bu hamle, bizde derin bir rahatsızlık yarattı” şeklinde ele alınan mektuba; The International Press Institute (IPI), The Committee to Protect Journalists (CPJ), Reporters Without Borders (RSF), The International Federation of Journalists (IFJ), The European Federation of Jorunalists (EFJ), ARTICLE 19, Index on Censorship, The Ethical Journalism Network (EJN), PEN International, The World Association of Newspapers and News Publishers (WAN-IFRA), The South East Europe Media Organisation (SEEMO), IFEX, Association of European Jorunalists (EAJ) ve The European Centre for Press and Media Freedom imza verdi.
15 medya kuruluşunun KHK ile kapatılmasının tüm medyayı kontrol alma çabasında yeni bir adım olduğu kaydedilen mektupta, “Türkiye’de eleştirel haber ve yorumların yer alabildiği az sayıda kaynaktan biri olan Cumhuriyet’e yönelmekle birlikte, aynı zamanda önde gelen bir uluslararası insan hakları örgütünün temsilcisini de hedef alan bu hamle, bizde derin bir rahatsızlık yaratmıştır” ifadeleri kullanıldı.
YARIN: “Gerçekler Karanlıkta Kalmayacak” diyen Özgür Gündem Gazetesi’nin yayın hayatı boyunca maruz kaldığı yönelimler.