3 kentte hasta tutsaklar için eylem

3 kentte düzenlenen eylemlerde hasta tutsaklar Aysel Tuğluk, Abdurrahim Demir ile Sıddık Güler’in durumuna dikkat çekildi, tutsakların ölüme sürüklendiği belirtildi.

Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 413’üncü haftasında, İHD Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. Eylemde, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Abdurrahim Demir’in (59) durumuna dikkat çekildi. İHD Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, Abdurrahim Demir’in tedavilerinin yapılması gerektiğini belirterek, tahliye edilmesi çağrısında bulundu.
Demir’in yaklaşık 23 yıldır cezaevinde tutulduğuna dikkat çeken Turgut, doğuştan kronik rahatsızlığı olan Demir’in hayatını devam ettirmekte güçlük çektiğini söyledi. Demir’in kronik böbrek yetmezliği hastalığı olduğunun altını çizen Turgut, “Sağ böbrek tamamen işlevini yitirmiştir. Sol böbreğinde üç adet kist mevcut olup böbreği neredeyse işlevini yitirdi ve şu anda ancak yüzde 30 kapasite ile çalışmaktadır. Kronik böbrek rahatsızlığından dolayı yaşamını devam ettirmede zorluk çekiyor” dedi.
Mesane divertükül (mesane duvarının dışarıya doğru bir kese veya fıtık şeklinde çıkması) rahatsızlığı nedeniyle Demir’in ameliyat olduğunu vurgulayan Turgut, “İdrarda zorlama ve tıkanma yaşanıyor ve mesanede idrar birikmesinin yaşanmasından dolayı da böbreklerde de hasar oluşmasına neden oluyor. Mesane hastalığından kaynaklı olarak açık ameliyat olmuştur. Prostat hastası ve prostatta büyüme durumu oluştuğundan dolayı zorlama yaşıyor. Bağırsak hastalığından dolayı sigmoid kolonda lümende 7,5 mm çapında nodüller meydana gelmiştir ve bu rahatsızlıktan dolayı bağırsaklarda hareketsizlik ve kabızlık yaşanıyor. 2021 yılında verilen raporda bu rahatsızlıktan dolayı kolonoskopik tetkik önerilmiştir. 2021 yılında verilen raporda, ince bağırsakları karın duvarının arka bölümüne bağlayan ve ince bağırsakları besleyen damarları içeren karın zarı kısmında kısa, aksi simetrik olmayan left nodülleri izlendiği belirtilmiştir. İşitme engeli var ve ayrıca görme kaybı yaşıyor, gözlerde katarakt meydana gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Demir’in 21 Mayıs 2021’de R Tipi Cezaevi’ne sevk istemi için heyete çıkarıldığına değinen Turgut, “10 Haziran 2021 tarihinde düzenlenen raporla, tüm hastalıkları tespit edilmesine rağmen bu talebi kabul edilmemiştir. Abdurrahim Demir’in ağır böbrek rahatsızlığı ve kalp rahatsızlığı nedeniyle hapishanede yaşamını devam ettirmesi mümkün değil ve her geçen gün durumu ağırlaşmaktadır. Ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavisinin devam ettirilmesi için infazının ertelenmesi ve bu süreç zarfında tüm tedavilerinin yapılması gerekmektedir” diye belirtti.


İZMİR  
İHD İzmir Şubesi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için eylemlerinin 257’ncisini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eyleme demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, Kürt Siyasetçi Aysel Tuğluk'un sağlık durumuna ilişkin konuştu. Çiçek, ATK’nin Tuğluk için verdiği “Cezaevinde kalabilir” raporlarının bağımsız hekimlerce incelenmesini istedi.
Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 82 yaşındaki Sıddık Güler’in de sağlık durumunun kötüleştiğini ifade eden Çiçek, Güler’in 28 yıldır cezaevinde olduğunu ve ailesinin yaşadığı İstanbul veya Amed'e sevk talebi olmasına rağmen, 29 Mart’ta, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiğini hatırlattı.
Çiçek, Güler'in yaşadığı sağlık sorunlarına ilişkin şunları belirtti:
“Sıddık Güler, hipertansiyon, kalp ve iltihaplı eklem romatizması hastası olup, ileri derecede unutkanlık ve konuşma güçlüğü yanında özellikle soğuk ve rutubetli ortamlarda artan diz ağrıları, morluklar gibi şikâyetleri nedeniyle yürüyememekte, atak geçirdiği dönemler tekerlekli sandalyeye bağlı kalmaktadır. Bu durumun nedenleri tespit edilememiştir. Ayrıca kalp anjiyosu yapılmıştır. İskenderun’da iken Covid-19 rahatsızlığını da geçirmiştir.
Konuşma sırasında, uzun süre karşısındakinin gözlerine bakarak düşünüyor sonra yanıt veriyor. Ayrıca son süreçte başlayan hızla artan unutkanlığının daha da yoğunlaştığını belirttiler. O kadar ki su içmeyi unuttuğu ve içtiğini sandığı için seruma bağlanmak zorunda kalınmıştır. Görüşe sürekli gelmeyenleri de tanıyamadığını, son görüşmeye gelirken duvarlara tutunarak, zorlukla gelebildiğini de kaydetti. Sıddık Güler, ailesine, havalandırmaya çıktığında, tek başına yürümekte zorluk çektiğini, ayakta duramadığını da aktardı.
Güler'in tek kişilik odada tutulmaya devam edilmesinin yaşamına dair tehdit oluşturduğunu vurgulayan Çiçek, “Biz insan hakları savunucuları, Sıddık Güler’in durumunu yakından takip etmeye devam edeceğiz” dedi.


İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çektiği “F Oturumu” eyleminin 541’inci oturumunda, Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve demans tanısı konulan Kürt Siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekti. Şube binası önünde yapılan açıklamada, “Tedavi haktır engellenemez” yazılı pankart açıldı. Oturumda, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “Tecrit işkencesine son” ve “Hasta tutukluları serbest bırakın” sloganları atıldı. Oturumda ayrıca Tuğluk ile birlikte durumu kritik olan birçok hasta tutsağın fotoğraflarının yer aldığı dövizler de taşındı. Eyleme Oyuncu Nur Sürer,  İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, çok sayıda hasta tutsak yakını, Cumartesi Annesi ve sivil toplum örgütü temsilcisi de destek verdi. Basın metnini ise İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
Gülseren Yoleri, “Nisan-Mayıs-Haziran 2022 tarihlerini kapsayan Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’muzda da belirttiğimiz üzere hapishanelerde artan işkence ve kötü muamele ile sağlık ve tedaviye erişimde yaşanan sorunların çözülmemesinin, yaşam hakkı ihlallerinin artışındaki rolü, giderek daha görünür hale gelmiştir” dedi. Yoleri, 11 tutsağın önlenebilir nedenlerle yaşamlarını kaybettiğini belirtti.
Yine 2022 başından bu yana en az 36 tutsağın yaşamını yitirdiğinin tespit edildiğini dile getiren Gülseren, “Hasta mahpus listemizde yer alan Necdet Erik Adli Tıp Kurumu'nun verdiği rapora dayanılarak 5 Ağustos'ta tahliye edilirken, 25 Haziran’da tutuklanarak Metris Hapishanesine konulan ve hemen ertesi gün 26 Haziran’da ağır bir yanık vakası olarak koma halinde hastaneye kaldırılıp, koma hali devam ederken 29 Haziran’da hakkında tahliye kararı verilen Ali Ataç, ölümüne neden olan olaylara dair arkasında bir çok soru bırakarak, dün yaşamını yitirmiştir” ifadelerini kullandı. Yoleri, Ali Ataç’ın yakınlarına başsağlığı diledi.
Aysel Tuğluk’un durumuna dair konuşan Yoleri, “Tutuklu bulunduğu ‘Kobane’ Davası’nda bugün itibari ile hakkında tahliye kararı verilen siyasetçi Aysel Tuğluk, ağır demans hastası olmasına ve hapishanede kalamayacağına dair hastane raporuna rağmen halen serbest bırakılmamakta, yaşamı riske sokulmaktadır” dedi. Tuğluk'un demans hastası olmasında, annesi Hatun Tuğluk’un vefatı ardından, defni sırasında cenazesine yapılan çirkin saldırının neden olduğu psikolojik yıkımın önemli bir rol oynadığını söyleyen Gülseren Yoleri, “Söz konusu durum Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda da açıkça zikredilmiştir. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 12 Temmuz 2021 tarihli raporda, Aysel Tuğluk’un ‘demans’ hastalığından muzdarip olduğu, hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğu açık biçimde belirtilmiştir. Kurul, hapishane koşullarında yaşamını yalnız başına sürdüremeyeceğine vurgu yaparak, cezasının infazının ertelenmesi gerektiğini dile getirmiştir” ifadelerini kullandı.
Yoleri, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, üniversitenin raporunu görmezden gelen Adli Tıp Kurumu’nun tıbbi dayanaktan yoksun raporunu esas alarak, “infaz erteleme” talebini 03 Eylül 2021 tarihinde reddetmiştir.  Hastalığın hızla ilerlemesi karşısında, Tuğluk hakkında bugüne kadar 2 defa daha ‘hastalık nedeniyle ceza infazının ertelenmesi’ talep edilmiş, ancak olumlu sonuç alınamamıştır. Üniversitenin raporuna ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın bilimsel mütalaasına rağmen, Adli Tıp Kurumu’nun 22 Haziran 2022 tarihli son raporuna dayanılarak, bir defa daha Aysel Tuğluk için ‘Cezaevinde kalabilir’ denilmiş ve ağır demans hastası Aysel Tuğluk’un yaşamı bu kararla yeniden riske sokulmuştur. Adli Tıp Kurumu’nun son raporuna 3 üye tarafından konulan şerhte, Tuğluk’un 3 ay boyunca izlemeye tabi tutulduktan sonra karar verilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun, ciddi sorunlar içeren 16. Maddesi mahpuslara eşit uygulandığında dahi, Aysel Tuğluk’un tedavi maksadı ile infaz ertelemesi talebinin kabulü gerekmektedir. Demans hastası olması nedeni ile yaşamı risk altında denilerek geçtiğimiz günlerde cezasının infazına bir yıl süreyle ara verilerek serbest bırakılan Orgeneral Çevik Bir örneğinde olduğu gibi aynı gerekçelerle Aysel Tuğluk da serbest bırakılmalı, yaşam hakkı korunmalıdır."