3 yıl geçti devletin Suruç nefreti bitmedi

Emniyet ve MİT gözetiminde DAİŞ eliyle gerçekleştirilen ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç katliamının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen sorumlular hala ortaya çıkarılmadı.

3 yıl içerisinde adalet talebinden vazgeçmeyen Suruç ailelerine yönelik baskılar artarak sürdü. Katliamdan yaralı kurtulan onlarca kişi ve davanın avukatları tutuklanırken, yaşamını yitirenlerin ise mezarlarına saldırıldı.

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tek adam rejiminin inşa süreci savaş, katliam, infaz ve siyasi soykırım operasyonlarıyla başladı. Erdoğan'ın 30 Ekim 2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) karar bağlanan "Çöktürme Planı"nın ardından yaşanan katliamlardan biri de Suruç'ta gerçekleşti. Tüm dünyada yankı bulan Rojava Devrimi ve 7 Haziran 2015 yılında gerçekleşen seçimlerde yaşadığı yenilginin bir nevi intikamı almak isteyen Erdoğan DAİŞ çetelerinin eliyle ülkeyi adeta kan gölüne çevirdi.

20 Temmuz 2015’de, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, "Beraber savunduk, beraber inşa" edeceğiz şiarıyla Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Urfa'nın Suruç ilçesinde olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı meydana geldi. DAİŞ'çi Abdurrahman Alagöz'ün gerçekleştirdiği saldırıda 33 kişi yaşamını yitirdi, 100'ü aşkın kişi de yaralandı.

KATLİAM SONRASI MUHALİFLERE YÖNELİK OPERASYON YAPILDI

MİT ve Eminiyet gözetiminde yaşanan katliamın ardından 22 Temmuz günü Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesini gerekçe gösteren iktidar, Kandil, Zap, Metînan, Garê, Haftanîn, Avaşîn ve Xakurkê bölgelerine yönelik hava saldırısı gerçekleştirerek o güne kadar Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la yapılan "çözüm süreci" görüşmelerini bitirip tekrar savaşın startını verdi.

Suruç Katliamı ile beraber kanlı bir dönem başlatan Erdoğan, katliamın üzerini örtmek için elinden geleni yaptı. Katliamı gerçekleştiren DAİŞ çeteleri yerine HDP ve SGDF üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklama furyası başlatıldı. Onlarca ilde yapılan baskınlarda yüzlerce kişi gözaltına alınıp tutuklandı.

YAKLAŞIK 2 YIL SONRA MAHKEME GÖRÜLDÜ

Katliamla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015 yılında "Dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği" gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Katliamın üzerinden tam 18 ay geçtikten sonra Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı.

Hazırlanan iddianamede, 10 Ekim 2015 yılında Ankara Tren Garı patlamasından dolayı tutuklanan sanık Yakup Şahin, Suriye'de oldukları iddia edilen Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Suruç Katliamı ile ilgili dava ise olaydan 21 ay sonra, 4 Mayıs Perşembe 2017 yılında Hilvan’daki Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün içerisindeki Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

KATLİAMDA PAYI OLAN İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜNE ÖDÜL GİBİ 'CEZA' VERİLDİ

Emniyet birimlerinin canlı bombadan haberdar oldukları ve olası bir saldırıyı beklediklerinin ortaya çıkmasının ardından 33 kişinin hayatını kaybettiği katliamda sorumluluğu bulunan dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal adeta ödüllendirildi.

Yapalıal'a, "Görevi ihmal ve kötüye kullanma" suçundan sadece 7 bin 500 TL para cezası verildi ve ceza 12 takside bölündü. Suruç aileleri ve yaralıları katliam sonrasında emniyet yetkilileriyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Ardından Suruç’ta müfettiş soruşturması yapıldı ve sadece iki polisin yargılanmasına dönük kanaat bildirildi.

SURUÇ AİLELERİ, AVUKATLARI VE YARARLILARI TUTUKLANDI

Suruç Emniyeti’nden 2 polisin "Görevi kötüye kullan ve ihmal" suçuyla yargılandığı davanın 2. duruşması ise 26 Mart 2018 günü görüldü. Duruşmada tutuklu bulunan sanık polis Ali Koçak ifadesinde, saldırıyı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz ile ilgili emniyetin bilgilendirildiğini ama herhangi bir önlem alınmadığını belirtti. Suruç Katliamı'nın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen görülen davada olumlu hiçbir gelişme yaşanmadı. 3 yıl içinde üç soruşturma savcısı, bir de mahkeme heyeti değiştirildi.

Suruç katliamının arkasındaki güçler ortaya çıkarılmazken, Suruç aileleri, katliamdan yaralı kurtulanlar, tanıklar ve Suruç dava avukatları ise sürekli gözaltı ve tutuklama ile karşı karşıya kaldı. Suruç davasının avukatlarından Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar, yaralılardan Havva Cuştan, İlke Başak Baydar, Mazlum Demirtaş, Koray Türkay ve Ali Deniz Esen tutuklanan isimlerdendi.

KATLİAMDA YAŞAMINI YİTİRENLERİN MEZARLARINA SALDIRDILAR

Adalet arayışından vazgeçmeyen Suruçlu Ailelere gözdağı vermek isteyen devlet Suruç'ta hayatını kaybedenlerin mezarlarına dahi saldırdı. Katliamda hayatını kaybeden Veysel Özdemir'in Amed Yeniköy Mezarlığı'nda bulunan mezarı 2 kez saldırıya uğradı. Bombalı saldırıda yaşamını yitiren ve Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilen 20 yaşındaki Ece Dinç’in mezarı da 15 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Saldırıda Dinç’in mezarına asılan kızıl bayrak yakıldı.

Katliamda hayatının kaybeden 33 kişiden biri olan İngilizce Öğretmeni Süleyman Aksu'nun Hakkari'nin Gever ilçesindeki mezarı da devlet çeteleri tarafından tahrip edildi. Aksu’nun, Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirmesinin ardından ailesinin Yüksekova’daki evi de sokağa çıkma yasakları döneminde devlet çeteleri tarafından yıkıldı, aile zorunlu göçe maruz kaldı.

ÖMRÜ ADALETİ GÖRMEYE YETMEDİ

Suruç saldırısında hayatını kaybeden Polen Ünlü’nün annesi Şennur Ayaz Ünlü ise, katillerin yargılandığını göremeden hayatını kaybetti. Anne Ünlü, 3 Nisan 2018 günü geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Anne Ünlü, kızı Polen'in mezarının bulunduğu Ihlamurkuyu Çırçır Mezarlığı’na defnedildi.

Katliamda yakınlarını kaybeden Suruç aileleri ise, katillerin yargılanması ve adaletin yerini bulması için Suruç Aileleri İnisiyatifi öncülüğünde her ayın 20'sinde "Suruç için adalet, herkes için adalet" sloganıyla Kadıköy'de eylem yapıyor. Suruç için yürütülen adalet mücadelesinin başından beri birçok baskı ve saldırıya maruz kalan Suruç ailelerinin çağrısı ile yaşamını yitirenler katliamın 3. yıl dönümünde pek çok kentte yapılacak etkinliklerle anılacak.