İHD'den 'Antalya ve Alanya cezaevleri' raporu

İHD Antalya Şubesi Hukuk Komisyonu, Antalya ve Alanya cezaevlerine dair hazırladıkları raporu açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi Hukuk Komisyonu, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde açlık grevini sonlandıran tutsaklarla yaptıkları görüşmelerde tespit ettikleri hak ihlalleriyle ilgili hazırladıkları raporu açıkladı. Komisyon, 26 Mayıs’ta açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinin sonlandırılmasıyla Antalya ve Alanya L Tipi Kapalı Cezaevlerine gittikleri ve Tabipler Odası Birliği'nin algoritmasını hastaneler ile cezaevlerine faksladıklarını belirtti.

'CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA RAĞMEN HEKİM DAHİ GÖRMEDİLER'

Komisyon, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan Hacire Çay ve Gurbet Öztürk adlı tutsakların sağlık durumlarının uzun süredir endişe boyutta olduğunun altını çizdi. Komisyon, kadın tutsaklara ilişkin yaşananları rapora şöyle kaydetti: 
“Kanlı dışkı ve kan kusma, mide krampları, ağız ve boğazda yaralar, denge, baş dönmesi sorunu, kısmi halüsinasyon, uyuyamama gibi ciddi sağlık problemleri mevcut idi. 27 Mayıs’ta Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne  tekrar gidildiğinde, açlık grevindeki 4 kadın mahpusun hastaneye götürüldükleri öğrenilmiş ve kendileriyle görüşülememiştir. Komisyonumuz, özellikle Hacire ve Gurbet’in yatışının yapılacağını varsayarak hareket etmiştir. Ancak ailelerle yapılan telefon görüşmesinde, Antalya Eğitim Araştırma Hastanesine götürülen kadın mahpusların sadece kanlarının alınarak geri getirildikleri, hekim dahi görmedikleri, ring aracıyla götürüldükleri, saatlerce soğuk nezarethanede bekletildikleri öğrenilmiştir.
Cezaevi aile hekimi, Tabip Odası’na ve meslekten hekim olan şube eşbaşkanımız Prof. Erdal Gilgil’e bilgi vermemiş, kendisinin gereken her şeyi yaptığını ‘neden sürekli arandığını anlamadığını’ beyan etmiştir. HDP milletvekili Kemal Bülbül ve HDP Antalya İl Eşbaşkanı Avukat Muhsin Taşar, 29 Mayıs günü, C.İ.K. müdürü ile görüşme yaptıklarını, 2 kadının tekrar sevk edileceğini bildirmişlerdir. Süreçlerden sürekli Tabip Odası da haberdar edilmiştir. 1 Haziran günü, Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi de, süreci takip etmek için bir heyet göndermiştir. Meslektaşlarımız paylaştıkları ön bilgide, kadın mahpusların, yeniden aynı koşullarda götürülüp, geri getirildiklerini, sadece kan tahlili yapıldığını bildirmişlerdir. 
Bunun üzerine 3 Haziran günü, komisyonumuz tekrar hapishaneye gitmiştir. 1'inci Müdür ve nöbetçi olan 2'nci Müdire ile görüşülmüştür. Açlık grevinden çıkan bütün kadın mahpusların, ring aracıyla 27 Mayıs günü Eğitim Araştırma Hastanesi, acil servisine götürüldükleri, hastanede uzun süre soğuk nezarethanede bekletildikleri, sadece kanları alınarak geri gönderildikleri, 30 Mayıs günü, bu kez  Eğitim Araştırma Hastanesi, Dahiliye Bölümüne sevk edildikleri, bu defa hekim gördüklerini, ancak hekimin rahatsızlıklarının ne olduğunu sorduğunu, ancak kan tahlillerinde ciddi bir sorun olmadığını söyleyerek, hapishaneye geri getirildiklerini bildirmişlerdir. 
Oysa Gurbet Öztürk’ün, mide bulantısı, kusma, bağırsaklardan kan gelmesi sorunları grevden sonra 1 haftaya yakın devam etmiştir. Beslenmelerinde de yeterince özenli bir program uygulanamadığını,  örneğin grevden sonra,  salçasız ve baharatsız çorba verilmediği, pirinç lapası taleplerinin sadece ilk gün karşılandığını, yoğurt çorbasının  yarmalı yapıldığını, haşlanmış patates ve yumurta verildiğini bildirmişlerdir. Gurbet Öztürk, patates püresini dahi yutamadığını, sulu püreler talep ettiğini bildirmiştir. Talebi üzerine bebe bisküvisi  gönderildiğini, bisküvileri yoğurda doğrayarak yiyebildiğini iletmiştir. Mama ile besleme opsiyonunun hiç düşünülmediği gözlemlenmiştir. 
Yemek yiyebilen mahpusların beslenmesi  bakımından da, sadece haşlanmış patates ve yumurta gibi taleplerin karşılandığı, ancak haşlanmış sebze ve tavuk-et gibi gıdaların sağlanmadığını bildirmişlerdir. Kantinden ihtiyaçları olan gıdaların tam karşılanmadığı da gelen yakınmalar arasındadır.”

'ÇOĞU HASTANEYE KALDIRILMADI'

Açlık grevine katılan 36 erkek tutsaktan B-11 koğuşunda kalan 6 tutsağın hastaneye sevk edilip, sadece kan tahlillerinin alındığını kaydeden komisyon, şöyle devam etti:
“21 kişinin açlık grevi yaptığı E 7 koğuşundan ise hastaneye sevk yapılmadığı, hekim muayenesi de gerçekleşmediği, ancak revirden kan alınarak tahlile gönderildiği bilgisi verilmiştir. Grevden çıkan erkek mahpuslar, ciddi sağlık sorunları olmadığını, genel olarak beslenme konusunda, çaba harcandığı, ancak takip konusunda idarenin eksik kaldığını bildirmişlerdir. Kantinden ihtiyaçlarını karşılayamamaları, bu konuda hazırlık yapılmamış olması ortak yakınmadır. Müdire Hanımla yapılan görüşmede, beslenme konusundaki eksikliklerin giderilmesi ele alınmış, Gurbet ve Hacire isimli mahpuslar için, tıbbi mama tedarik edilmesi konuşulmuştur. Cezaevi aile hekiminin, bayram izninde olduğu, tatil boyunca, hapishanede hekim olmayacağı tespit edilmiştir. Ne cezaevinin ne de hastanenin, açlık grevcilerinin tedavisi ve bakımı için özel bir hazırlık yapmadıkları, yeterince bilgi edinmedikleri düşünülmektedir. Cezaevine diyetisyen getirilmiş, beslenme planı konuşulmuş, ancak mutfak bu plana uygun yürümemiş, kantin de gerekli ihtiyaçları tedarik etmemiştir. Hacire Çay'ın denge ve baş dönmesi sorunu da devam etmektedir. Ciddi sağlık sorunları olan, 4 aylık açlık grevinden çıkan kadın mahpusların, durumun ciddiyetine uygun tetkikleri ve  tedavileri yapılmamıştır.”