Geçtiğimiz yıl Xana Axpar (Çınar) ve Şemrex (Mazıdağı) ilçelerine bağlı 10 köyde yaşanan büyük yangında 15 kişi yaşamını yitirdi. Aralarında kadın ve çocukların da olduğu 15 kişinin geç yapılan müdahale nedeniyle yaşamını yitirdiğini sık sık dile getiren köylüler, aradan geçen bir yılda ekili birçok arazisinden oldu. Xana Axpar'a bağlı Tobînî (Köksalan) köyünde yaklaşık 37 yıldır bakım ve onarımı yapılmayan elektrik direklerinden çıkan yangında DEDAŞ hiçbir şekilde sorumluluk üstlenmedi. Bilirkişi raporlarında "atmosferik olay" ifadesi ile DEDAŞ aklanmak isterken, köylülerin şikayetleri sonrası DEDAŞ köylülere gözdağı vererek tarlalarda bulunan onlarca kuyunun suyunu "borçları var" gerekçesiyle kesti. Kesinti nedeniyle suya erişemeyen köylüler bu süreçte ekim de yapamıyor. Elektrik ve su sorununun çözülmediği köylerde kesintiler sistematik bir şekilde devam ediyor.
DEDAŞ'ın köylerinde kendilerine zulmettiğini anlatan Tobînî köyü sakinlerinden Memduh Eren ve Osman Esen, yangından sonra yaşadıkları sorunları ajansımıza anlattı. Yangında köylerinde iki kişinin yaşamını yitirdiği ve o günden sonra yaşamlarının tamamen değiştiğini ifade eden köylüler, yangından önce yaşadıkları sorunların hala tekrarlandığını ifade etti.
Köy halkından Memduh Eren, yaşanan sorunları şöyle özetledi: “Bir yıldır köydeki tarlaların elektriği kesik. Her yıl 100 dönüm mısır ekiyorduk ama bu yıl devlet de DEDAŞ da izin vermedi. DEDAŞ açık açık, ‘Ekerseniz elektrik vermeyiz’ dedi ve gerçekten de elektrik verilmedi. O günden bu yana ne tarlalarda ne de evlerde elektrik var. Onlarca su kuyumuz atıl durumda kaldı. Tüm köylü ailelere haksız yere milyonlarca liralık cezalar kesildi.”
Tarım faaliyetlerini tankerlerle taşınan suyla sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Eren, bunun hem verimsiz hem de sürdürülemez olduğunu vurguladı: “Geçen yıl çıkan yangında yüzlerce dönüm ekili arazi yok oldu. Eğer mısır ekili olsaydı, toprak daha nemli olurdu ve yangın bu kadar yayılmazdı. Zaten büyük bir felaket yaşadık, zararımız karşılanmadı. Şimdi üstüne üretim de yasaklanıyor.”
100 KOYUNUM YANDI, DEDAŞ BİZİ İKİNCİ KEZ MAĞDUR ETTİ
Yangından doğrudan etkilenen köylülerden Osman Esen ise, o kara günü şöyle anlattı: “Yangın elektrik direklerinin birbirine çarpmasıyla başladı. Rüzgarın etkisiyle bir anda yayıldı. Tarlamız, bahçemiz, hayvanlarımız... Hepsi yandı. 100 koyunum kül oldu. Yangında zaten büyük acılar yaşadık, şimdi DEDAŞ'ın zulmüyle baş etmeye çalışıyoruz. Elektriği, suyu kestiler. Yaşamı sürdürmemiz neredeyse imkansız hale geldi.”
Esen, o dönem halkın dayanışması sayesinde ayakta kalabildiklerini belirtti: “İnsanlar koyun gönderdi, gıda yardımı yaptı. Çobanlar kendi aralarında hayvan topladı bize ulaştırdı. Bu desteği unutamayız. Ama DEDAŞ bizim halimizi görmezden geldi, mağduriyetimizi artırdı.”
YANGININ KÜLLERİ KALKMADAN CEZA YAĞDI
Köylüler, yaşadıkları felaketin ardından devletten destek beklerken cezalarla karşılaştıklarını, üretimden uzaklaştırıldıklarını ifade ediyor. Elektriksiz ve susuz bırakılan köyde yaşam koşullarının giderek ağırlaştığını söyleyen yurttaşlar, yetkililere çağrıda bulundu: “Tarım yapamıyoruz, hayvan besleyemiyoruz. Üretmeden nasıl yaşayacağız? Elektrik bizim temel hakkımız. Bu köyde insanlar öldü, canlar yandı. Şimdi bizden yaşamamız bekleniyor ama elimizden her şey alınıyor.”