İletişim Başkanlığı, Danıştay'ın iptal kararının arkasından dolanmış

Danıştay tarafından iptal edilen Basın Kartı Yönetmeliği daha sert maddelerle geri geldi. Sadece muğlak ifadelerle kalmayan yönetmelik, haberin içeriğine müdahale etmesinin yanı sıra gazetecileri terörist olarak yaftalama yetkisini de elde ediyor.

Uzun zamandır tartışılan Basın Kartı Yönetmeliği, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla değişti. Daha önce yapılan değişiklik Danıştay tarafından kabul edilmemişti ve yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Zira Danıştay değiştirilen Basın Kartı Yönetmeliği’ni basın özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle durdurmuştu. Nisan ayının başında açıklanan bu iptale rağmen Danıştay'ın daha önce muğlak bulduğu bu ifadeler çok daha sert bir şekilde yeni yönetmeliğe girdi.

DANIŞTAY DAHA ÖNCE YÜRÜTMEYİ DURDURDU

Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelikte “Şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması” ifadeleri yer alırken ayrıca “Suç ve de suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması hallerinde komisyon tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda, bu kişilerin sürekli nitelikte basın kartlarının iptaline karar verilebilir. Komisyon tarafından verilen iptal kararları Başkanın onayı ile derhal uygulanır” maddeleri bulunuyor.

Bu uygulamaların özellikle muhalif basını hedef alması yönünde değerlendirmeler yapılırken AKP’nin sözcüsü gibi açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise bu değişikliğe ilişkin “Terör ve şiddet propagandası yapanların basın kartının arkasına sığınmalarının önüne geçen maddeler güçlendirildi” dedi.

ALTUN, HAKİMLERİ SUÇLADI

ANF’ye konuşan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş-Direktörü avukat Veysel Ok da Altun’un Danıştay’ın ilk kararı sonrasında sanal medyada yazdığı tweeti hatırlatıyor: “Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdiğinde Fahrettin Altun bir tweet attı ve hem o hakimleri teröre destek vermekle suçladı hem de daha açık ve sert bir yönetmelik hazırlayacaklarını ifade etti. O yüzden böyle bir yönetmelik bekliyorduk. Çıkan yönetmelik aynı içerikte ama bu defa muhabirlerin gazetecilik anlayışına da müdahale eden bir metin. Yani yaptığınız haberler teröre teşvik, iltisak gibi hukuki olmayan terimlerle değerlendirilecek. Oysaki bir gazetecinin haberi devlet kurumu tarafından değerlendirilemez. Öyle bir yetkisi hukuki olarak da etik olarak da yok. Gazetecinin soruşturma geçirmesine falan da gerek yok bu düzenlemeyle buna tamamen birkaç memur karar verecek. Biz Danıştay'a yeniden başvuracağız. Ama benzer bir karar çıkar mı bilemiyorum çünkü dediğim gibi hakimler ilk karar sonrası tehdit edildi. Zaten basın kartı, Saray akreditesi olan gazetecilere veriliyordu. Şimdiyse hem kartı vermiyor hem de gazetecileri haberlerinden dolayı terörist ilan ediyor.”

KEYFİ UYGULAMALAR DEVAM EDİYOR

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş da Altun’un uygulamalarına dikkat çekiyor: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un gazetecilik mesleğine ilişkin keyfi uygulamaları devam ediyor. Gazetecilerin basın kartına ulaşımını kolaylaştırması gereken İletişim Başkanlığı, gazeteciler ile kart arasındaki mesafeyi açmaya devam ediyor. Basın kartını ulaşılmaz noktaya getirdi. Son çıkartılan Basın Kartı Yönetmeliği keyfilik daha da artacak. İletişim başkanının uygun görmediği hiç kimse basın kartı alamayacak, var olan kartı da iptal edilebilecek. Kartı almak açtığınız davayı kazanmanız da yeterli olmayacak temiz bir adli sicil kaydı götürmeniz gerekecek. İşsiz kalmanız durumunda geçici basın kartını sadece 1 ay taşıyabileceksiniz.”

GAZETECİYE İŞ BULMASI İÇİN BİR AY VERİLMİŞ

Durmuş ayrıca yönetmelikle değiştirilen işsiz kalmaya bağlı ortaya çıkan durumlarda da bazı maddelerin gazetecilerin aleyhine olduğunu belirtiyor: “Danıştay kararı ile yürütmesi durdurulan; ‘sigorta primlerinin çalışma mevzuatı esaslarına uygun olarak yatırılmış olması’ ibaresi değiştirilmiş ve ‘mücbir haller dışında 1 aydan fazla olmamak üzere ara vermeden çalışması’ şeklinde düzenlenmiş. Böylece, sigorta primlerinin yatırılmış olması şartı aynen korunduğu gibi aha da ağırlaştırılarak, gazetecinin işsiz kaldığı sürenin 1 ayı geçmesi halinde, basın kartının elinden alınacağı düzenlemesi getirilmiştir. İşsiz kalan gazeteciye iş bulabilmesi için sadece 1 ay süre verilmiştir.”

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI KENDİSİNİ YARGI YERİNE KOYUYOR

İletişim Başkanlığı’nın Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararının arkasından dolandığını ifade eden TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş: “Böylece mevcut siyasi iktidar yüksek yargı organı kararlarını yok sayan düzenlemelerine bir yenisini eklemiştir. İletişim Başkanlığı, bu yönetmelik değişikliği ile kendisini, Terörle Mücadele Savcısı ve Özel Yetkili Mahkeme ilan etmiştir. Şöyle ki; basın kartına sahip kişilerin ‘Milli güvenliğe ve kamu düzenine açıkça aykırı faaliyetlerde bulunması veya bu faaliyetlere açıkça destek vermesi; şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması; suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması’ durumunda kartları iptal edilebileceği maddeleri yer almıştır. Bu değerlendirmeleri de İletişim Başkanlığı kendisi yapacak. İletişim Başkanlığı, ülkenin yasama-yargısı ve hatta her şeyi olmaya adaydır. Kabul edilemez, hukuka aykırı, iptal edilmesi kesin olan bir hukuka aykırı metin ortaya çıkarılmıştır” şeklinde konuşuyor.

MESLEK ÖRGÜTLERİ TARAFINDAN VERİLMELİ

Durmuş, yönetmeliğin iktidarın uygun gördüğü kişilere gazetecilik hakkı tanımasından ibaret olduğunu sözlerine ekliyor: “Bu yönetmelik kısaca iktidarın benim uygun gördüğüm kişiler gazetecidir ve onlar sadece bu kartı alabilir demektedir. Biz TGS olarak basın kartının adil bir biçimde gazetecilere ulaştırılabilmesi için meslek örgütleri temsilcileri tarafından oluşturulacak bir komisyon tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. O yüzden hukuk dışı ve gazeteciler ile basın kartı arasındaki mesafeyi arttıran bu yönetmeliğin iptali için gerekli girişimlerde bulunacağız.”