İngiltere-AB Parlamenterler Heyeti’nin Kürdistan’daki görüşmeleri sürüyor. Aralarında lordların da bulunduğu 14 kişilik heyet, dün Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ve KDP Lideri Mesud Barzani ile bir görüşme gerçekleştirdikten sonra Kuzey ve Doğu Suriye'ye geçti.

Mesud Barzani ile Selahaddin kentinde yapılan görüşmede, Barzani, Kürdistan halkının uğradığı katliamlara dair kısa bir tarihçe sundu. Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı Demokratik Toplum Çağrısı’na da değinilen görüşmede, barış için bir fırsat ve çözüm yolları açık olduğu sürece hiçbir tarafın çatışmaya başvurmaması gerektiği belirtildi.

SÜRYANİ KONSEYİ İLE GÖRÜŞME

Heyet, Güney Kürdistan’daki görüşmelerinin ardından Rojava’ya geçti. Heyet, burada ilk olarak Süryani Konseyi Temsilcileri ile bir araya geldi. Heyeti, Süryani Konseyi Dış İlişkiler Temsilcisi Madira Gavriye karşıladı. Bölgedeki Hristiyan ve Süryanilerin durumu hakkında bilgilendirme yapan Madira Gavriya, Hristiyan toplulukların karşı karşıya olduğu varoluşsal tehdit konusundaki endişelerini dile getirerek, toplu göçün hâlâ devam ettiğini söyledi. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına da değinen Madira Gavriya, Türkiye’nin Xabur Nehri üzerindeki su akışını kesmeye devam ettiğini, bunun sonucunda nehrin kuruduğunu ve Süryani halkının geçim kaynaklarının ciddi şekilde zarar gördüğünü belirtti.

‘ANAYASA SÜRECİNE KATILIM İÇİN YENİ KOMİTELER OLUŞTURULACAK’

Ardından Qamişlo’da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ahmed ile bir araya gelen heyet, bölgedeki son siyasi, güvenlik ve ekonomik gelişmeler hakkında kapsamlı bilgiler edindi.

Îlham Ahmed, Kürt siyasi partileri arasındaki diyaloğun halen sürdüğünü ve birlik konusunda ciddi görüşmelerin yapıldığını da dile getirdi. 18 Nisan’da bir konferans düzenleneceği bilgisini veren Îlham Ahmed, bu konferansın ardından yeni Suriye anayasasının hazırlanması sürecini denetleyecek ortak bir komite kurulacağını söyledi.

Îlham Ahmed, anayasa sürecine tüm toplumsal kesimlerin kapsayıcı bir şekilde katılmasının önemine dikkat çekerek, bu sürece katkı sağlamak üzere farklı toplumsal bileşenleri bir araya getirecek yeni komitelerin oluşturulacağını belirtti. Bu komitelerin kurulmasının, anayasa taslağının yazımına geçmeden önce atılması gereken zorunlu bir adım olduğunu vurgulayan Eşbaşkan, ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımlarından söz ederek Rojava’nın da bu durumdan muaf olmadığını söyledi. 

‘TÜRKİYE İNSANİ KRİZE YOL AÇIYOR’

İşgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının sürdüğünü kaydeden Îlham Ahmed, su kaynaklarını kasıtlı olarak kesmesinin, özellikle Hesekê kantonunda ciddi bir kuraklığa yol açtığını ve yaklaşık bir milyon insanın temiz içme suyuna erişiminin kalmadığını aktardı. Îlham Ahmed, Türkiye’nin bu saldırılarının insani krizlere yol açtığını vurguladı. 

Şam yönetimini de eleştiren Îlham Ahmed, bu yönetimin tamamen İslami ve selefi bir ideolojiye dayandığını, bu nedenle Suriye’nin çok uluslu ve çok kültürlü yapısını temsil edemediğini ifade etti. Rejimin uluslararası topluma duyarlıymış gibi bir imaj çizdiğini, ancak eylemlerinin bu imajla çeliştiğine de dikkat çekti. 

Îlham Ahmed, son olarak şeffaf ve demokratik seçimlerin temelini oluşturacak açık ve kapsayıcı bir anayasa hazırlanmasının önemini vurguladı. Böyle bir belge olmadan, seçim sistemi ve prosedürlerine dair soruların ciddi sorunlar yaratmaya devam edeceğini belirtti.

Heyet, Rojava’daki temasları kapsamında Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdî ile de bir araya gelecek.