İpekyüz: Türkiye'de tecrit işkence sistemine dönüştü

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride tepki gösteren HDP vekili Necdet İpekyüz, "Türkiye'de tecrit işkence sistemine dönüşmüş durumda. İmralı'da 22 yıldır devam ediyor" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Siyasi tutsaklar tecridin ve cezaevlerindeki hak ihlallerin sona ermesi için 27 Kasım'da süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı. HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, İmralı tecridini ve tutsakların açlık grevi eylemini ANF'ye değerlendirdi.

İmralı'da 22 yıldır tecrit içinde tecrit yaşandığını belirten İpekyüz, "Tecrit uluslararası alanda da açık bir şekilde kabul edildi. En son CPT raporunda da İmralı'da tecrit olduğunu duyurdu. Artık kimse tecrit gerçeğini saklayamaz ve tecrit yok diyemez. Sayın Öcalan İmralı'da tek başına tutuluyor. Telefon hakkı, Avukat hakkı ve mektup hakkı yok, hukuksal hiç bir haktan yararlanamıyor. Bütün hakları gasp edilmiş durumda. İmralı'da tecrit hiç bir zaman tam olarak sona ermedi" diye konuştu.

İmralı'da uygulanan tecridin artık tüm ülkeye yayıldığına dikkat çeken İpekyüz, muhalif kesimlerin de hükümetin tecrit politikalarına tepki göstermesi gerektiğini vurguladı. Tecridin işkence sistemine dönüştüğünü kaydeden İpekyüz, Türkiye ve Ortadoğu'da tıkanma yaşandığında ilk olarak İmralı'ya gidildiğini ve Öcalan'dan yardım istendiğinin altını çizdi. Öcalan'ın her zaman çözümden yana olduğunu ifade eden İpekyüz devamla şunları belirtti: "Öcalan'ın bütün fikirleri ve önerileri Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan Kürt sorunun çözümünü esas alıyor. Sayın Öcalan her zaman şiddet dilinden uzak durmuş ve barış için çalışmalar yürütmüştür. Fakat bugün tecrit daha da derinleşti. Siyasi tutsaklar 27 Kasım'dan bu yana tecridin ve hak ihlallerin sona ermesi için süresiz-dönüşümsüz açlık grevindeler."

CEZAEVİ UYGULAMALARI POLİTİKTİR

Koronavirüsten salgınından dolayı Türkiye ve Kürdistan'daki cezaevlerinin çok kötü durumda olduğunu hatırlatan İpekyüz konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Cezaevlerindeki uygulamalar tamamen siyasi ve politiktir. Kimse bu durumu göz ardı etmemeli. Cezaevlerinin gözü kulağı olmalıyız. Devlet pandemi sürecini fırsata çevirerek, kendi çıkarları için kullandı. Türkiye'de insanlar hukuksuz bir şekilde yargılanıp, tutuklanıyor. Kürdistan'da on binlerce kişi fikirlerinden dolayı tutuklu ve aylarca mahkemelere çıkmayı bekliyorlar. Yine 10 kişilik koğuşlarda 20 kişi kalıyor. Pandemi sürecinde bu bile başlı başına bir sorun.

Hiç bir tutuklu sağlık bir şekilde beslenemiyor. Cezaevleri zulüm ve tecrit mekanları haline geldi. Devlet özellikle Kürdistan'da cezaevlerini kâr alanlarına dönüştürmüş ve bunu da güzel bir habermiş gibi 'İyi hizmet veriyoruz' diye açıklıyorlar. Sorun insanları tutuklayara çözülmez. Sorun çözüldüğünde, tecrit sona erdiğinde Türkiye'deki tüm sorunlar da çözülecek ve ülkeye barış gelecektir. Ülke huzura kavuşur ve Ortadoğu'ya örnek bir ülke olacaktır. Eğer tecrit devam ederse, şiddet artacak ve varolan kriz daha da derinleşecek."