2015-2016 yıllarını kapsayan raporda, insan hakları ihallerinin artmasına paralel olarak hukuk devleti ilkelerinin giderek zayıfladığı ve gücün giderek cumhurbaşkanında toplandığı, denetleyici ve dengeleyici fonksiyonların zayıfladığına dikkat çekiliyor.
KÜRT YANLISI ÖRGÜTLER VE MEDYAYA ENGEL
Tüm bu gelişmelerin muhaliflerin çalışmalarını güçleştirdiği belirtilen raporda, HDP milletvekilleri ve yöneticilerinin tutuklanmalarına dikkat çekildikten sonra “Üstelik Kürt yanlısı örgütlerin çalışma yürütmeleri zorlaştı, televizyonlar ve radyo istatsyonları kapatıldı ve el konuldu. İfade özgürlüğü ve sivil toplumun olanakları kademeli olarak sınırladı” deniliyor.
Birleşmiş Milletler Özel Raportörünün 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki haftalarda darbeye katılanların yakalanmaları sırasında kötü muamele ve işkenceye başvurulduğunu tespit ettiği belirtilen raporda Türkiye’de artan ifade ve basın özgürlüğü ihlallerine şu cümlelerle dikkat çekiliyor:
TUTUKLAMALAR OTO-SANSÜRE NEDEN OLDU
“Çok sayıda bağımsız medya kuruluşu basıldı ve kapatıldı. Gazeteciler, akademisyenler, insan hakları aktivistleri ve pek çok kişi terör yasasarına dayanılarak tutuklandı, ki bu oto-sansürün artmasına yol açtı. Medyada çoğulculuğunun kısıtlanması da ifade ve medya özgürlüğünün sınırlanmasına neden oldu.”
Raporda, PKK ve Türk devleti arasındaki savaşın yeniden başlamasıyla yüzbinlerce insanın topraklarını terk etmek zorunda kaldığı da vurgulanıyor.