Öldüren devlet 'maktul sağ' diyor
Türk devleti 1992 yılında gözaltında kaybettiği Mehmet Ertak'ın öldüğünü kabul etmiyor. AİHM Türk devletini Ertak davasında mahkum etmişti.
Türk devleti 1992 yılında gözaltında kaybettiği Mehmet Ertak'ın öldüğünü kabul etmiyor. AİHM Türk devletini Ertak davasında mahkum etmişti.
Türk devleti, AİHM’in bu konuda kesin hükmü olmasına rağmen Şırnak’ta 25 yıl önce gözaltına kaybedilen Mehmet Ertak’ın öldüğünü halen kabul etmiyor. Mehmet Ertak’ın oğlu Serhat Ertak, Nüfus Müdürlüklerine verdiği ölüm beyanlarına rağmen devlet kayıtlarında hala sağ görünüyor.
Türkiye’de dirilere devlet baskısından nasibini alıyor ama ölen de yakasını devletten kurtaramıyor.
Olay 1992 yılında Şırnak merkeze bağlı Rezuk Mezrasında yaşandı. Şırnak Alay Komutanlığı 1992 yaz ayında köylere büyük bir operasyon düzenledi. Operasyonlar nedeniyle 3 gün 3 gece büyük bir çatışma yaşandı. Çatışma sırasında askerler samanlıkları ve evleri ateşe verdi, köyler ateş altına alındı. Köylülerin 3 gün boyunca evlerine girmesine izin verilmedi. Askerlerin neredeyse her gün evine gelip kardeşini sorduğu Ertak çatışmalar yaşanırken gözaltına alındı. 3 sahibi Mehmet Ertak’ın akrabaları onun eşine giderek “Artık buralardan gitmemiz gerek, hiçbirimizi yaşatmayacaklar” diyerek köyden ayrıldılar.
‘AİHM YAŞAM HAKKI İHLALİ KARARI VERDİ
Sivil giyimli polisler tarafından gözaltına alınan Mehmet Ertak’tan bir daha haber alınamadı. Devlete yapılan tüm başvurular reddedilince aile AİHM’e gitti. AİHM 2000 yılında yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye’yi mahkum etti.
‘BABANIN ÖLDÜĞÜNÜ ISPATLA’
Oğul Ertak’ın bugüne kadar babasının ölüm beyanını vermek için Nüfus Müdürlüğü’ne yaptığı başvurular ‘Babanın öldüğünü ispatlaman lazım’ diyerek geri çevriliyor. Yani devlet öldürdüğü Mehmet Ertak’ın öldüğünü inkar ediyor ve resmi kayıtlara geçmiyor.
Hukuki prosedüre göre 5 yıl haber alınamayan biri için resmi kayıtlara ölü olarak geçmesi gerekiyor. Ailede bugüne kadar cenazesi dahi bulunamayan Ertak için gaiplik başvurusunda bulunmadı. Gaiplik olduğu halde o zaman faillerin yargılanması mümkün olmuyor.
‘AİHM KARARINA RAĞMEN DEVLET KABUL ETMİYOR’
Yaşadıklarını anlatan oğul Serhat Ertak, babası katledildiğinde 6 yaşındaydı. Babasının acısını hep içinde yaşayan ve Cumartesi eylemlerinde babasının kemiklerini isteyen Ertak yaşadıklarını şöyle anlattı: Babam 1992 yılında sivil giyimli polisler tarafından gözaltına alındı. Dedem İsmail Ertak defalarca babamın gözaltında olduğuna dair başvurularını yaptı. Bunu doğrulayan tanıklar olmasına rağmen tanıklar asla dinlenmedi. İç hukuk yolları tamamen sona erdikten sonra AİHM’e başvuruda bulunduk. Mahkeme 2000 yılında yaşam hakkının ihlaline ilişkin karar verdi. Türkiye tazminat cezasına çarptırıldı” diye konuştu.
Ertak, “ Ben o tarihlerde 6 yaşındaydım haliyle yaşananları tam olarak anımsamam mümkün değil. Ancak aklımda sadece yakılmış, yıkılmış bir şehir kaldı. Bugünlerde haberlerde yaşanan şehirleri gördüğüm zaman aklıma sadece Şırnak’ın o görüntüsü geliyor.Yıllarca gözyaşı döktüm ama nafile, babam bir daha hiç geri gelmedi. Babam defalarca gözaltına alınmıştı. Dağda olan bir amcam olduğu için sürekli gelip babama onu soruyorlardı. O günlerde Şırnak’ta meydana gelen olaylar olduğunda dahi tankla evimizin önüne gelip ateş açtılar. Ailem arka odaya kaçarak kurtuluyor. Babama her amcamı sorduklarında o da ‘Siz biliyorsanız kardeşimin yerini bize getirin, biz bilmiyoruz onun nerede olduğunu, ölmesini istemiyoruz’ diyordu. Babam muhalif olduğu için bilinçli bir şekilde katlettiler. Aradan 26 yıl geçti ama hala babamı çok özlüyorum. O özlem hiç azalmadı içimde. Öyle bir noktaya geliyorsunuz ki bir kemiğe dahi ihtiyaç duyuyorsunuz.”
ANNE ERTAK: DEVLET DİRİSİNE DE İŞKENCE YAPTI, ÖLÜSÜNE DE
Mehmet Ertak’ın eşi Emine Ertak da “1992 yılında akrabalarımın bana gelip ‘Mehmet gözaltına alınmış, buralardan kaçacağız’ demesinden bu yana 26 yıl geçti. Bütün başvurularımız sonuçsuz kaldı. Devlet eşimin gözaltına alındığını da öldürüldüğünü de inkar etti. Bize ağlayacağımız bir mezarı bile çok gördüler. Ancak bu işin peşini sonuna kadar bırakmayacağız” diye konuştu.