Öğrenciler yemekhane zammına tepkili

İstanbul Üniversitesi öğrencileri yemekhanelere gelen yüzde 71’lik zammın geri çekilmesini istiyor. Barınma sorununun yanı sıra en temel ihtiyaçlarını da karşılamakta zorluk çeken öğrenciler, yemeklerin tamamen ücretsiz olmasını istiyor.

İstanbul Üniversitesi öğrenci yemekhane ücretlerine yüzde 71’lik zam yapıldı. Yeni tarifeye göre en son 4 lira 50 kuruş olan bir öğün yemek, bundan sonra 6 lira olarak ücretlendirilecek. Öğrenciler bu zamma karşı, zira üç öğün okulda yemek yiyen bir öğrenci için yemekhane masrafı, burs ücretinin yarısından fazlaya denk geliyor.

Gökhan, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden biri. O da geçtiğimiz günlerde yapılan zam protestolarına katılan öğrencilerden. Okul henüz açılmadığı için Gökhan’a göre, eylemler küçük ama okul açıldığında herkes duruma itiraz edecek. 

Gökhan ile yemekhanelere yapılan zamlardan İstanbul’da okuyan bir öğrencinin ekonomik olarak karşılaştığı birçok zorluğu ANF için konuştuk.

YEMEK TEMEL İHTİYAÇ

Gökhan, yemek yemenin temel ihtiyaçlardan biri olduğunu söylerken yapılan zammın azmış gibi görünse de bir öğrenci için yüksek oluşundan bahsetti. Gökhan, şöyle konuştu: “Yemek yemek, temel ihtiyaçlarımızdan bir tanesi. Biz devlet üniversitesinde okuyoruz ve bir öğün yemek için 6 lira çok yüksek gibi görünmüyorsa da bir öğrenci için o para gerçekten çok. Zaten ortalamaya vurduğunuz zaman aylık 540 lira civarına geliyor. Öte yandan aldığımız burs çok düşük, ki herkes burs da alamıyor. Geri ödemeli alanlar var ama karşılıksız burs yaygın değil. 

Yüzde 71 oranında zam yapıldı, oysa ki biz tamamen ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz; çünkü yemek, temel bir ihtiyaç. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Türkiye'de en çok ödenek alan üniversite. Bu kadar ödenek alırken neden hala bir şeylere zam yapma derdindeler ve bunu da öğrencinin cebinden çıkarmaya çabalıyorlar. Biz 4 sene okuyoruz bu okulda, tıpçılar 6 sene. Ortalama 6 senede bir öğrenciyi besleyemiyorlar mı?”

İSTANBUL'DA YAŞAMAK DA ÇOK ZOR 

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Gökhan, üniversitenin aldığı ödeneklere değinirken rektörün de kayyum olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Yüksek ödeneklerin yanı sıra bizim rektör zaten kayyum. Rektörünün çok iyi arabalara bindiği üniversitede, öğrencinin yediği yemeğe zam yapılıyor. Mesela yemekhaneden sonra kantin zamları da gelecek üstüne. Onun dışında alacağımız kitaplara zamlar gelecek. Ulaşım zaten zamlandı. İstanbul'da yaşamak çok zor. Barınma zaten geçen yıl en çok tartışılan ve hala yakıcılığını koruyan bir şey. Devlet onu şu şekilde hasıraltı etmeye çalışıyor; yurtların kapasitesini artırarak. Yurtlar neredeyse kışlaya dönecek bu şekilde.

Hadi diyelim yurt çıkmadı -herkese çıkmıyor çünkü-; İstanbul’da kiralar inanılmaz derecede yüksek. Sadece öğrenci için de değil, herkes için çok yüksek. Ama öğrencinin geliri olmadığı için çok büyük bir sorun. Çalışan insanlar için bile kiralar yüksek iken öğrenciler ne duruma düşüyor, düşünsenize! Ayrıca 4 seneyi üniversite için farklı bir şehirde geçiriyorsunuz, haftada bir ya da iki gün dışarıda vakit geçirmek, sosyalleşmek de istersiniz ama günümüz koşullarında artık bu çok zor. Hatta bir lüks oldu.”

TÜM BUNLARI NASIL KARŞILAYACAĞIZ?

Gökhan okula yeni başlayan bir öğrenci değil ama bu şartlarda yeni gelecek öğrencilerin daha büyük bir külfet altında olduğunu anlattı. Birçok kişinin bu sebepten dolayı okulu kazansa da gelmediğini belirten Gökhan, “Şimdi yeni gelen arkadaşlar olacak. Ben yeni değilim, devam eden bir öğrenciyim. Yeni gelen arkadaşların kitap, alışveriş masrafları olacak. Yeni geldikleri için buraya yerleşme masrafları olacak. Skalayı genişlettikçe karşımızda kocaman bir soru çıkıyor: Tüm bunları nasıl karşılayacağız? Cevap yok. Örneğin İstanbul ya da başka bir yeri kazanan bazı öğrenciler orada barınamayacağı ya da yaşayamayacağı için okula gitmiyor. Gidemiyor çünkü nasıl gidebilsin ki?” dedi.

EYLEMLER BÜYÜYECEK

Eylemlerin okul açılınca daha da büyüyeceğini tahmin ettiğini ifade eden Gökhan, hem öğrencilere hem de kamuoyuna şu çağrıda bulundu: “Şu an bizim okula başlamadığı için daha büyük eylemler olmadı. Ufak çaplı bir ilki yapıyoruz. Okul başladığından gelen arkadaşlarımız da buna itiraz edecektir. Bu rektörler öğrenci düşmanı. O yüzden bütün arkadaşlarımız da bence bunun farkında. Zaten herkes geldiğinde gerekeni yapacaktır diye düşünüyorum. Mücadeleye her türlü desteğini verecektir. Çünkü yemek yaşamsal bir ihtiyaç. Ve bu yaşamsal ihtiyacın karşılanması için mücadele etmemiz gerekiyor. Ama sadece öğrenciler yapıyor diye toplum da alkışlamakla yetinmemeli, her türlü desteği bekliyoruz.”