Şehbalılar Türk vahşetini anlattı
Türk ordusu tarafından zorla yerlerinden göçertilen Şehba halkı, yaşadıkları zulmü paylaşarak, QSD güçlerinden yardım bekliyor.
Türk ordusu tarafından zorla yerlerinden göçertilen Şehba halkı, yaşadıkları zulmü paylaşarak, QSD güçlerinden yardım bekliyor.
Qehtelkevin köyünden Mistefa Ehmed, Türk çetelerinin DAİŞ’ten beter olduklarını belirterek, “Fırat Kalkanı çeteleri köydeki kız çocuklarını kaçırıyor, köylülerin mal ve mülklerine el koyuyor” dedi. Silsimat köyünden Ehmed Hemo, başka yerlerden getirilen Türklerin yanı sıra Humus, Rakka ve Şam’dan kendilerine Arapların da köylere yerleştirilerek, bölgenin Kürtsüzleştirildiğini söyledi. Bab’ın Nemanê köyünden Nîvmiyas Mehmûd ise Türk ordusu çetelerinin gençleri tutukladığını, çırılçıplak soyup işkence yaptığını aktardı.
Şehba bölgesinda yaşayan Kürtlerden Türk vahşetinden dolayı Efrîn’e göç eden Qehtelkevin köyünden Mistefa Ehmed, Til Betar köyünden Ebû Elî Tîl Betar, Silsimat köyünden Ehmed Hemo ve Bab’ın Nemanê köyünden Nîvmiyas Mehmûd, işgalçi Türk ordusunun yaptıklarını ANF ile paylaştı.
DAIŞ’IN YAPAMADIĞINI YAPIYORLAR
Qehtelkevin köyünden Mihemed Ehmed, DAİŞ'in insanların kafasını kestiğini, işkence yaptığını, kadınları içeriye kapattığını belirterek, Türk ordusu ve bünyesinden çetelerden oluşan "Fırat Kalkanı'nın iyi olacağını sandıklarını söyledi. Ama içlerinde tanıdıkları DAİŞ'lilerin olduğunu, Siûdiye’den Ebû Mihemed ve Hiba oğlu Ebû Hesen'in sadece farklı kıyafetler giydiğini, bir süre sonra ise bu çetelerin DAİŞ'ten beter uygulamalara imza attığını kaydeden Ehmed, "DAİŞ’in bile yapmadığını, Fırat Kalkanı yaptı" dedi.
KÜRTLERİN EVLERİNİ YAĞMALIYORLAR
İtirazın hükümsüz olduğunu, hemen bir milyon Suriye lirasına varan paralar alındığına işaret eden Ehmed, anlatmaya devam etti: "Ben köylü bir insanım, evimdeyim. Şimdi tek tek evleri gezip hangi evler Kürtlerinse o evi yağmalayıp yıkıyorlar, ağaçları kaldırıyorlar, toprağını satması için baskı kuruyorlar. Zorla toprağa el koyuyorlar. Bu dediğim şeyleri Kürt köylerinde yapıyorlar. DAİŞ ve Cebhet El Nusra Arap köylerine girmediler, sadece Kürt köylerine girdiler. Çoğu zaman baskı yapıyorlar, 'Bu kişi PKK’lidir, Kobanê veya Efrîn’dedir, gidin getirin. Eğer getirmezseniz 2 milyon veya 3 milyon verin ve evinize geri dönün' diyorlar. 5 sene evvel ölmüş olup benim de tanıdığım kişilerin ailelerine, gidin bu kişiyi mezardan çıkartın getirin, diyorlar."
KIZ ÇOCUKLARI EZAZ’A KAÇIRILIYOR
Ehmed, köyün içindeki ajanlarının hedefinin Kürtler olduğunu belirterek, kadınlar korkudan başlarını bile kaldıramadığını söyledi. "Bunlardan kim hesap soracak?" diye soran Ehmed, anlatmayı sürdürüyor: "Korkudan kimse onlara karşı çıkamıyor. Kız çocukları kaçırıyorlar. En son Sûskê köyünde 2 kız çocuğunu kaçırıp Ezaz’da Sultan Murat çetesine götürdüler. Korkudan kimse yalnız başına sokakta bile yürüyemiyor. Hırsız ve katilleri halkın arasına yerleştirmişler."
KÜRTLERİ ÇIKARTIYORLAR
Kürtlerden nefret ettikleri, oradan sürdüklerini ifade eden Ehmed, köylerine Humus ve Dêr Hafrê'den 200’e yakın aile yerleştirildiğini söyledi. Ehmed, "Yakalanan birisi diri diri öldürülür mü? Bernê köyünden birisini yakalayıp sandalyeye bağlayıp yaktılar ve bu kişiden 3 milyon lira para almışlardı. Sultan Murat DAİŞ’ten daha beterini yaptı. Allahu Ekber diyerek evlerimizi yağmaladılar, yaktılar, yıktılar..." diye konuştu.
KESİNTİSİZ YAĞMA VAR
Til Betar köyünden Ebû Elî Til Betar, 10 gündür köyden çıkmış, şimdi Efrîn’de. Türk çetelerinin DAİŞ'ten beter olduğunu belirten Ebû Elî, "Mehrûfa köyünden Hecî Îsmê adlı bir kadının evine girip kızları, gelinin altınları ve 4 milyon liraya el koydular. Hecî Sileman’ın oğlu Hesen’in Ebû Nûh adındaki kişinin de evine girdiler ve talan etmedik bir şey bırakmadılar. Köyde yağmaladıkları onlarca ev bulunmakta. Bundan 10-15 gün önce yine evlere girdiler, her evden 200 dolar paraya el koydular. Ya 200 dolar verirsiniz ya da Kürtlere karşı savaşırsınız dediler" dedi.
AİLELERDEN FİDYE İSTİYORLAR
Önceki sabah aldığı bir haberi paylaşan Ebû Elî, "Akşam bir kız çocuğunu kaçırıp babasından fidye istemişler. Sonra kızı öldürdüklerini duyduk. Amaçları halkı korkutup sindirmek. Aile olarak dağılmış durumdayız. Her birimiz bir tarafa savrulduk. QSD'den, El Ekrad Cephesi'nden yardım istiyoruz, öncülük yapsınlar. Biz yurtseveriz, köyümde yaşayıp orayı savunmak istiyorum" diye seslendi.
KALANLAR DA TEHDİT ALTINDA
Silsimatê köyünden Ehmed Hemo, köylerinin önce DAİŞ ardından da Türk çeteleri tarafından işgal edildiğini belirterek, köyden aldığı bilgileri de paylaştı. Humus, Rakka ve Şam’dan getirilenlerin köylerine yerleştirildiğini aktaran Hemo, şunları söyledi: "Kısa bir süre önce köyümüzden biri geldi. Kendisi Kürt olduğu için tehdit etmişler, baskı ve işkence uygulamışlar. Köyümüzde 300’e yakın aileyi zorla çıkarmışlar. Şu an köyde 90 aile kalmış. Köylüleri tehdit ediyorlar."
EVİME HUMUSLUYU YERLEŞTİRMİŞLER
Bab’ın Nemanê köyünden Nîvmiyas Mehmûd, eskiden Eyzumin bölgesindeymiş. DAİŞ köye gelince, bir süre orada kalmış ama sonra çıkıp Efrîn’e gelmiş. DAİŞ'in bir yıldan fazla süren işgalinin ardından Türk çeteleri devralmış. "Fırat Kalkanı köyümüze gelince, tekrardan bölgeye döneriz diye düşündük" diyen Mehmûd, kısa sürede yanıldıklarını dile getirdi. DAİŞ ile Türk çetelerinin farkının olmadığını anladıklarını belirten Mehmûd, şöyle devam etti: "DAİŞ’in içinde olup önceden tanıdığımız bir çok kişinin Fırat Kalkanı'na katıldıklarına şahit olduk. Bütün köylüler onları tanıyor. Şu an köyümüzde 90 ev var. 50 ev ise Fırat Kalkanı çeteleri yüzünden göç etti. Köyde yakaladıkları gençleri çırılçıplak soyup işkence ediyorlardı. Bu yüzden de aileler Kobanê ve Efrîn’e göç ettiler. Fırat Kalkanı çeteleri yüzünden çevredeki her köy ve kasabadan aileler Efrîn’e göç ediyor. Halk bu durumdan memnun değil. Bölgedeki köylerin tarihi bin seneye kadar gitmekte. Bin senedir burda olan birisi, keyfinden göç etmez. Zorla göç ettirilen bir çok ev var. Mehmûd Simaîl’in ailesini zorla göçerttiler. Kürt oldukları için Fırat Kalkanı evlerini yağmalamış. Macid Hemdik’in de evine girmişler. Okulları askeri merkezleri olarak kullanıyorlar. Köylüler buna tepki gösterince işkence etmekte; 3,4 gün boyunca onları tutuklamakta. Saldırılardan dolayı benim de evim biraz yıkılmıştı, şimdi ise Humus’tan gelen bir aileyi evime yerleştirmişler."