Şengal'in Özerkliği Ortadoğu halklarının kazanımıdır
Êzidî Kültür Vakfı Kurucu Başkanı Azad Barış, Şengal’de ilan edilen özerkliğe ilişkin “Kürtler, azınlıklar ve Ortadoğu’da yaşayan inançlar ve halklar için bir kazanımdır” yorumunda bulundu.
Êzidî Kültür Vakfı Kurucu Başkanı Azad Barış, Şengal’de ilan edilen özerkliğe ilişkin “Kürtler, azınlıklar ve Ortadoğu’da yaşayan inançlar ve halklar için bir kazanımdır” yorumunda bulundu.
Şengal Demokratik Özerk Meclisi, Êzîdixan Demokratik Özerklik Projesi’ni ve 23 maddeden oluşan Demokratik Özerklik Yönetimi İlkeleri’ni 20 Ağustos Pazar günü, açıkladı.
Êzidî Kültür Vakfı Kurucu Başkanı Sosyolog Azad Barış, projeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Êzidîlerin evlerini ve kutsal mekanlarını öylece bırakıp gitmediklerini, katliama karşı yalnız bırakıldıklarını belirten Barış, 7 HPG gerillasının Şengal’de DAİŞ’e karşı savaşarak Êzidîleri kurtardığını ve onlar olmasaydı belki daha fazla Êzidî’nin yaşamını yitirebileceğini söyledi.
Êzidîlerin, talihsizliklerle dolu bir tarihlerinin olduğunu ifade eden Barış, Şengal’de ilan edilen özerkliğin “İmkânsızlıkların dışavurumu" şeklinde yorumlayarak şunları söyledi: "Devam eden bu katliamı durdurmak için Êzidîlerin kendilerini savunmaları gerekiyordu. Özsavunma birliklerini oluşturarak, Kürt siyasi birliği içinde Şengal üzerinde bir hakimiyet kurmaları gerekiyordu. Diğer türlü Êzidîler her zaman öldürüleceklerdi. Tarihte ilk defa kendimizi savunacak bir güce sahip oluyoruz. Kürt siyasi birliğinin içinde inşa edilmiş ve hazırlanmış kimseye zararı olmayan, aslında Kürdistan’ında önünü açabilecek bu projeye karşı çıkmak her şeyden önce Kürtlüğe karşı çıkmak demektir. Köke, öze karşı demektir. Çünkü Êzidîlik demek, Kürtlüğün özü demektir. Kürdün ve Kürdistan’ın tarihi aydınlandıkça, Kürtler daha problemsiz bir şekilde birliklerini oluşturabilirler. Bütün mesele aslında aydınlık ile karanlığın çatışmasıdır.”
‘DOĞAL BİR HAK VE KABÜLDÜR’
Şengal’in özerklik ilanının Kürdistan tarihi için yeni bir ışık olduğunu dile getiren Barış, “Özerkliğe karşı çıkanlar; Kürtler, Êzidîler ve insanlık tarafından her zaman kötü anılacaklardır. Çünkü özerklik ve kendi kaderini tayin etme hakkı bir devrim ve ilerleme değildir. Doğal bir hak ve kabuldür. Burjuvazinin de hukukunda kabul ettiği bir şeydir. Öyle sanıldığı gibi çok büyük bir şey değildir. Aslında geciken olması gereken bir şeydir” dedi.
Katliam ile birlikte çıkar ilişkileri ve siyasi aktörlerin iştahlarının çok kabardığını; bunun üzerine hesaplar yapıldığını dile getiren Barış, “Haşdi Şabi saldırılarının Irak ordusunun sürekli gündeminde olması ve Erdoğan’ın Türk ordusunu götürüp Êzidîlerin en kutsal alanlarından bir tanesi olan Başika’ya yerleştirmesi, işgal girişimlerinin hep gündemlerinde olduğunu gösteriyor. Bu saldırılara karşı çıkmak Şengal’i savunmaktır. Tek seçenek ve tek çözüm dediğimde budur” diye konuştu.
‘ÖZERKLİK BÜTÜN AZINLIKLARIN KAZANIMIDIR’
KDP çizgisinin oradaki azınlıkların özgür ve özerk olmasını istemediğini dile getiren Barış, “KDP’nin azınlıklarla kurduğu ilişki son dönemlerde tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin azınlıklarla kurduğu ilişkinin aynısıdır. Bundan dolayı Êzidîlerin özgür ve özerk olmasını istemiyor. Tümüyle kendi boyunduruğu altında kalmasını amaçlıyor” dedi. Şengal’de ilan edilen özerkliğin sadece Êzidîlerin değil, bütün Kürtlerin, azınlıkların ve Ortadoğu’daki inanç gruplarının kazanımı olduğunu vurgulayan Barış, “Çünkü Êzidîler kadim komşuları Keldaniler, Süryaniler, Yahudiler, Ermeniler, Kakailer, Türkmenlerle aynı coğrafyada yaşıyor. Êzidîlerin politikleşmesi aynı zamanda diğer azınlık gruplarının da politikleşmesi ve özgürleşmesi demektir. Bu da egemenlerin işini zorlaştırdığı için buna karşı çıkıyorlar” ifadelerini kullandı.
Okunan 23 madde içinde en az yüzde 40 kadın kotası ile yüzde 15 genç kotasına değinen Barış, bu durumun önemine vurgu yaptı. “Êzidîliğin aslıda kendi içindeki mantığı ne kadar ataerkil de olsa sosyolojik olarak belirli bir yaştan sonra kadının toplum içerisindeki yeri ve konumu değişerek daha belirleyici oluyor. Yasa koyucu salt baba değildir. Anne de yasa koyuyor. Kadının bir rolü var” diyen Barış, ne kadar modernite anlamında geri kalındığı söylense de bir anlamda kadının rolünün burada öne çıktığını söyledi. Êzidî toplumunun homojen bir toplum olduğunu sözlerine ekleyen Barış, “Bir yerde bir karar alındığında bir zincir şeklinde diğer tarafa da gider. Bu aynı zamanda zorlukları da beraberinde getirir. Çünkü kadın hakkını savunmak, doğayı ve eko-sistemi savunmaktır. Êzidî demek doğa ve ekosistem demektir” dedi.
‘TOPRAKLARA DÖNÜŞÜ ULUSAL BİRLİK SAĞLAR
Yaşanan katliamlar nedeniyle Şengal’den göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin, dönebileceklerine inanmadığını söyleyen Barış, “Çünkü, uluslararası bir himaye, uluslararası bir destek lazım ve Kürtler arasında siyasi birliğin pekişmesi gerekiyor. Bunun da yolu ulusal birliktir. Kim ki buna karşı çıkıyorsa bütün kavmine düşmanlık yapıyor demektir. Şer-e buyurur, hayır yapmaz. Dolayısıyla uluslararası ilişkilere, ekonomik dengeye ve Şengal’in statüsünün tanınmasına ihtiyaç var” diye konuştu.
Federe Kürdistan Bölgesi'nin 25 Eylül’de yapacağı referandum seçimine değinen Barış, “Bu referandumda Êzidîlerin, Kakailerin, Asurilerin, bütün Hıristiyan kesimlerin, Ermenilerin, Türkmenlerin, Arapların ve o coğrafyada kim varsa rızası alınması gerekirdi. Kendi başınıza kalkıp bir kraliyet kurabilirsiniz. Ama günün birinde o saraylar sizin başınıza yıkılır. Dolayısıyla bizim çektiğimiz tüm acıların sebebi kendi başlarına yapılan uygulamaların derdidir. Tüm bu koşullar sağlandıktan sonra Êzidîler geri dönebilir. Hepimizin yüzü oraya dönüktür” dedi.
‘REFERANDUMA EN DOĞRU CEVAP ÖZERKLİKTİR’
Barış, Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’nin bu referandum ile kendi ailesinin kraliyetini kurmak ve sağlama almak istediğini söyledi. Referandumun tümüyle siyasi bir çıkış olduğunu düşündüğünü kaydeden Barış, “Bu siyasi çıkışın da iki sebebi vardır. Birincisi Rojava’nın önüne geçmektir. Rojava üzerinden Şengal’i boğmak istemeleridir. İkincisi de, mevcut zenginliğine daha fazla zenginlik katma istediğidir. Uluslararası bir aktör olduğunu dünyaya ve Amerika’ya kanıtlamak istiyor. Ama fark etmedikleri durum şudur; dünyada batının yarattığı bazı yaratım değerleri var. Bu değerlere tekabül eden, bunun mücadelesini veren Rojava halklarıdır, Araplar, Kürtler, Asuriler ve Suriye demokratik güçleridir. Rojava’da halklar yeni bir tarih yazıyor ve Kürtler bu tarihin baş aktörüdür” dedi.
Barış, “Bu referanduma Êzidîlerin verdiği en doğru cevap Şengal’in özerkliğidir” dedi. Bağdat ve Federe Kürdistan Bölgesi yönetimlerine seslenen Barış, “Cehennemleri, cennete çevirmek anlamında bu özerkliğin bu yeni çıkışın bir umut olduğunun farkına varıp bizleri görmelerini ve bu yeni yaşama destek çıkmalarını, sahiplenmeleri çağrısı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.