‘Adli Tıp Kurumu siyasal yaklaşımından vazgeçmeli’

‘Adli Tıp Kurumu siyasal yaklaşımından vazgeçmeli’

İHD ve TUHAD-FED, cezaevlerinde yaşanan her ölümden cumhurbaşkanlığı, hükümet, adalet bakanlığı, konuya duyarsız kalan tüm siyasilerin sorumlu olduğunu belirterek, hasta tutsaklara yönelik Adli Tıp Kurumu’nun da siyasal yaklaşımından vazgeçmesi çağrısında bulundu.

İHD Ankara Şubesi ile TUHAD-FED Ankara Temsilciliği, Şehabettin Yücel'in hayatını kaybetmesinin ardından cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna dikkat amacıyla İHD Ankara Şubesi'nde basın toplantısı yaptı. Basın toplantısına İHD Ankara Şube Yöneticisi Cengiz Mendillioğlu ve TUHAD-FED Ankara Temsilciliği’nden Mehmet Baytekin katıldı. Baytekin, Şahabettin Yücel’in cezaevi koşullarından kaynaklı akciğer kanserine yakalandığını ifade ederek, “Şehabettin Yücel, Konya Devlet Hastahanesine kaldırıldı. Hepimizin aşina olduğu biçimde orada siyasi tutuklu olmasından dolayı gerekli tedavi sürecine tabi tutulmadı. Cezaevine geri gönderildi. Durumunun ağırlaşmasıyla yeniden Konya Devlet Hastanesi’ne sevki yapıldı. İki ay öncesinde hastanede tedaviye gerek yoktur gerekçesiyle hastayı cezaevine gönderen yönetim, bu sefer durumunun ağırlığı tespitiyle Ankara Numune Hastanesi’ne sevkine karar verdi. Numune Hastanesi’nde tetkikleri yapıldığında kanserin tüm vücuda yayıldığı tespit edildi. Yaklaşık bir aylık tedavinin ardından Sincan Cezaevi Kampüs Hastanesi’ne gönderildi. Kendi yaşamını idame ettirebilecek durumda olmadığı için oğlu Cengiz Yücel refakatçi olarak yanında kaldı. Avukatının Adli Tıp Kurumu’na başvurusu da sonuçsuz kalan Şahabettin Yücel, 14 Şubat tarihinde yaşamını yitirdi” diye konuştu.

ADLİ TIP KURUMU SİYASAL YAKLAŞIMDAN VAZGEÇMELİ

“Yüzlerce hasta tutsak hücre koşullarında ölüm sırasının kendisine gelmesi psikolojisiyle yaşamak zorunda bırakılıyor” diyen Baytekin, şunları söyledi: “Yeni yasalarla bu insanlık dramının son bulacağı beklentisi yaratan devlet ancak yaranın biraz daha kanamasına yol açmaktadır. Yeni ölümler yaşanmadan tüm hasta tutsaklar, derhal serbest bırakılmalıdır. Avni Uçar örneğinde karşılaştığımız gibi devlet hastanelerinin cezaevi koşullarında tedavisi mümkün değildir raporlarına kulak tıkanmamalıdır. Adli Tıp Kurumu hızla siyasal yaklaşımlardan uzaklaşmalıdır.”

Adli Tıp memurlarına, bürokratlarına seslenen Baytekin, “Verdiğiniz kararlarla sadece Şahabettin Yücel’i değil elliye yakın tutuklu ve hükümlüyü cezaevinden tabutla almak zorunda kaldık. Bilim insanı olmanın gerekliliklerine ne zaman uymaya başlayacaksınız. Bunun olması için cezaevlerinden kaç tabut daha çıkması gerekiyor. Şahabettin Yücel’in ölümünden birinci derecede sorumlusunuz. Cezaevlerinde yaşanan her ölümden; cumhurbaşkanlığı, hükümet, adalet bakanlığı, konuya duyarsız kalan tüm siyasiler kadar sizler de; ama en çokta bilim insanı maskesi takarak bilimi ayaklar altına alan sizler suçlusunuz” dedi.