Maçka Parkı’nın Nişantaşı kapısından müzikle eşliğinde ve şenlik havasında yapılan yürüyüşle başlayan etkinliğe gençlerin ve kadınların katılımı yoğundu. Konuşmaya yapacağı alana gelen Ahmet Şık, UNİVERSUS Sosyal Araştırmalar Merkezi’nde çalışma yürüten gençler ve kitle tarafından alkışlarla karşılandı. İzleyicilerin hayallerini yazması için ‘Güzel Günler Göreceğiz’ sandığının kurulduğu etkinliğe sanatçı Füsun Erdoğan da izleyici olarak yer aldı.

Gençleri ve kitleyi selamlayarak sözlerine başlayan Ahmet Şık, “Bugün beraber olduğumuz için çok mutluyum. Yaklaşık 1.5 aydır zorunlu maratona girdik umarım 24 Haziran’da ülkeyi hep birlikte değiştireceğiz” dedi. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon genç nüfus olmasına rağmen en az kulak verilen kitlenin yine gençler olduğunu belirten Şık, seçimlerin önemine dikkat çekerek, gençlere sandık güvenliği konusunda çağrı yaptı. Şık “Mesele oy atmakla bitmiyor. Müşahit olmayanlar varsa aranızda sizden ricamdır lütfen en azından oy attığınız sandıkları terk etmeyin. Eğer orayı terk edersek hırsızlık yaptıklarından emin olduğumuz bir iktidarın oylarımızı çalacağından ve geleceğimizi gasp edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. En azından oy kullandığınız sandığın yanında kalın. Gecesinde de adil olduğunu düşündüğümüz sonuçları açıklanana kadar oylarınıza sahip çıkın. Seçim günü YSK’nin önünde olacağız” uyarısında bulundu.

‘ÖĞRENCİNİZ OLMAK İÇİN BURADAYIM’

Yaptığı konuşma sonrası gençlerin hem sorunlarını dinleyen hem de sorularını yanıtlayan Şık, bir öğrencinin “Bize ne zaman yetişeceksiniz” eleştirisine, “Öğrenciniz olmak için buradayım. Ben size yetişmeye geldim” diyerek cevapladı. Gençlerin gerektiği kadar destek alamadıklarına ve yeterince dinlemediğine yönelik eleştirisine sonunda kadar katıldığını ifade eden Şık, Gezi Direnişi örnek gösterdi. Üniversite gazetecilik dersleri verdiği zaman gençlerle kaynaşma fırsatını bulduğunu anlatan Şık, şunları kaydetti: “Hayatımın en ilginç deneyimi oldu. Aradaki siyasal ve entelektüel donanım beni çok şaşkınlığa uğrattı. Ama o genç kitleyle aramızdaki uçurumun aslında giderilmeyecek bir yerde olmadığını Gezi siyanı sırasında gördüm. Çünkü öğrencilerimle ben Taksim’de karşılaştım. Orada bile gençler vermek istediği mesaj alınmadı. Bunu sadece iktidar açısından söylemiyorum siyasal yapıların hiçbiri sizin vermek istediğiniz mesajı doğru almadığını ve almak istemediğini düşünüyorum. Çünkü o mesajı aldıklarında gereğini yerine getirmeleri ve kenara çekilmeleri gerektikleriyle yüzleşmek zorundaydılar. Onu yapmayıp, size akıl öğretmeye çalışıyorlar. Evet bu konuda çok haklısınız Erdoğan’ı da bu faşizme yenecek olanlar sizlersiniz. Dip dalga olarak tarif ediliyor ya işte bu tsunamiyi yaratacak olan sizlersiniz.”

‘MAFYAYA DİRENMEK ZORUNDAYIZ’

Beşiktaş’ta bulunan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite’nin (MSGSÜ) sınav döneminde zorla tahliye edilmesine ilişkin soruyu da cevaplayan Şık, “Seçimde var olacağından emin olduğumuz hileyi engellemek için şart olan şeyin aynısını MSGSÜ’nün korunması için de geçerli. Tatil planınız varsa engelleyin. Okulun öğrencilerini ve hocalarını yalnız bırakamayız. Salı günü orada olacağız. İşin içinde büyük bir rant var. Aceleleri var. Ataşehir’de, Maslak 1453’de olduğu gibi hukuk dinlemez, kural bilmez sadece kendi istediklerini gerçekleştiren bir mafya var. Ona direnmek zorundayız” diye konuştu.

Türkiye’de medya özgürlüğü ilişkin de konuşan Şık, “Medyanın en büyük patronu aynı zamanda devletti yönetiyor. Bir önceki seçimde 154 bin oy almış Vatan partisini sürekli görebiliyorsunuz ama HDP’yi göremiyorsunuz” diyerek bu sistemin değişmesi gerektiğinin altını çizdi.