AKP’den yetki Türk polisinden işkence
AKP’den yetki Türk polisinden işkence
AKP’den yetki Türk polisinden işkence
AKP’nin polise geniş yetkiler veren kararnamesi ardından Kuzey Kürdistan’da faşizan uygulamalar had safhaya ulaştı. Van’da gözaltına alınan öğrencilere yapılan işkence ile Türk devletinin Diyarbakır Zindanı’ndaki işkenceci yüzü tekrar gösterilerek gözdağı verilmek isteniyor. Yaşanan işkence ve insanlık dışı muameleye sivil toplum kuruluşlarının dışında da tepkiler büyüyor. Son olarak gözaltında alınan öğrencilere ilişkin yazılı bir açıklama yapan DBP Van İl Eş Başkanlığı kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı.
Polisler tarafından yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 15 öğrenciden 4’ü çıkarıldıkları mahkemede tutuklanarak 4 öğrenci serbest bırakıldı. 7 öğrenci de bugün mahkemeye çıkarılacak.
AKP OHAL’İ HORTLATTI
Polise geniş yetkiler veren iç güvenlik yasasının Kürdistan’da uygulanışına yönelik bilgiler gelmeye devam ediyor. Polise makul şüpheli ve 24 saat kendi inisiyatifinde 48 saatte savcı ortaklığı ile gözaltında bulundurma hakkı işkenceyi kolaylaştırmak için kullanılıyor. Gözaltına alınan öğrencilerin işkence gördüğüne dair açıklamalar ve öğrencilerin avukatlarıyla görüştürülmemesine yönelik tepkilerde sürüyor.
Son olarak gözaltında bulunan öğrencilerle görüşen DBP Van İl Eş Başkanı Avukat Miraz Çallı ve DBP PM Üyesi Avukat Ulaş Koparan’ın öğrenciler ile görüşmede elde ettikleri bilgi yaşananların vahametini bir kez daha ortaya koyuyor. Konu hakkında açılama yapan DBP Van il eş başkanlığı öğrencilerin ağır işkencelerden dolayı oluşan hastalık ve yaralanmalarının dahi tedavi edilmediğini belirtti.
Tutuklu gençler ile yapılan görüşmenin tutanaklarından bazı notları açıklayan eş başkanlık AKP’nin Türkiye’sinde işkenceye sıfır toleransının ne anlama geldiğini tekrar gözler önüne serdi. Kürt gençlere hiçbir hukuki sözleşmenin gerektirdiği davranışın sergilenmediği belirtilen açıklamada; “Bu görüşme tutanaklarından anlaşıldığı üzere gözaltına alınan protestocular yoğun işkence ve kötü muameleye maruz kalmış, hiç biri İstanbul Protokolünün gerektirdiği sağlık muayenesinden geçmemiş ve bu nedenle işkence belgelenmemiştir. Halen bazı tutsakların tedavisi mümkün olmamıştır” dendi.
İŞKENCEYİ ÖNLEYECEK YASAL GÜVENCE YOK
Protesto gösterilerinin, Türkiye’nin de imzasının bulunduğu uluslararası sözleşmelerdeki ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu da açıklayan DBP Van il Eşbaşkanlığı açıklaması Türkiye’yi taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uymaya çağırdı. “‘İşkenceye sıfır tolerans!' sloganıyla gelip yüzlerce insanımızın işkenceye uğramasına sebebiyet veren, işkencecileri koruyan AKP hükümetinin bu uygulamaları ne hukukla, ne vicdanla ne de dinle bağdaşmaktadır. Ne yazık ki bugün gözaltına alınan 15 öğrencinin de bu uygulamalardan geçmeyeceğine dair ne bir yasal, anayasal güvence ne de siyasi bir irade mevcuttur. En temel hürriyetleri olan ifade özgürlüğü hakları hiçe sayılarak hürriyetlerinden hukuka aykırı devlet zoruyla alıkonulan bu gençlerin bir an önce serbest bırakılması Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin de gereğidir.” Denen açıklama işkencecilerin açığa çıkarılması ve gözaltındakilerin acilen serbest bırakılması için insan hakları örgütleri, barolar, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile adli ve idari mercileri duyarlı olmaya çağırdı.
POLİSTEN DOKTORA, HAKİME DE BASKI
Gözaltına alınan ve sonrasında tutuklanan öğrencilere, Diyarbakır Zindanı işkenceleri, Esat Oktay tarzı küfür ve hakaret edildiği anlaşılan notlarda Türkiye’de barış sürecine rağmen polis devletinden hukuk devletine geçiş imkanı var mıdır sorusunu akıllara getirdi. Vahşet boyutunda işkencelere maruz kalan öğrencilerin anlatımları şöyle:
“A. Y: Dört gün boyunca işkence görmüş, silah dipçiğiyle genital bölgelerine saatlerce vurulmuş, aşırı kan kaybetmiş. Lavaboya gidiş gelişlerde dayak yemiş. Doktor muayenesi polis huzurunda yapılmış. Doktorun ‘Ameliyat olmalısın’ demesine rağmen rapor vermemiş. 20-30 polis tarafında defalarca dövülmüş, 20 gün boyunca yürümekte zorluk çekmiş. Hala tuvalete gitmekte güçlük çekiyor, tedavi olması lazım. Kendisine çok kötü küfürler edilmiş.
E. S: Ajanlık dayatmasıyla 3-4 gün dövmüşler. 200-300 özel hareketçinin Ankara’dan geldiğini söylüyorlardı. Lavaboya giden herkesi dövüyorlarmış. Bu yüzden arkadaşlarıyla beraber 3 gün boyunca yemek yememişler. Herkesi çırılçıplak soyup dövüyorlardı. Duruşmasına 35 polis girmiş, polisin hakimi etkilediğini düşünüyor. Çok küfür edilmiş kendisine.
POLİSİN YENİ YASADAN ANLADIĞI: YOLDAN GEÇENİ ÇEVİR
M. U: Aracını park ettikten sonra protestoların içinde bulmuş kendini. Polisten, gaz bombasından kaçarken 2 polis tarafından yakalanıp 100 metre sürüklendikten sonra Kaymakamlık bahçesine götürülüp orada kaba dayağa maruz kalmış. Çok ağır küfürler edilmiş kendisine. Gözüne biber gazı sıkılıp, ters kelepçeyle dövülmüş. 200 çevik kuvvet polisi gelmiş ve her geçen küfür ederek kendisine tekme atmış. Başı önüne eğik vaziyette kelepçeli olarak ayakta bekletilmiş, doktoru muayene odasında değil başka bir odada görmüş. Doktorun yanında koltukta ise polis varmış. Elleri kelepçeliyken doktor bakmış, rapor vermemiş. Aç bırakılmış. Polis ‘Şimdi bu tabancayı ağzına soksam, sıksam suçlu olur muyum?’ diye sorunca ‘Bu doğru olmaz, suç olur’ cevabını verince polis ayağa kalkarak copla kendisini dövmüş.
İ. B: Protestoların olduğu gün karakolun önünden geçerken polis ‘Gel!’ demiş. Yanlarına gidince gözaltına alınmış. İşkence görmüş ve burnu kırılmış. 8-10 polis onu havaya kaldırıp yere çalmışlar. Erzurum’da işçilik yaparken tatil amacıyla Erciş’e gelmiş. Abisinin evine giderken alınmış. Erciş’teki Doktor ‘Raporu dosyaya koyacağım’ demiş, ancak raporu temin edememiş ailesi. Doktor muayenesinde 10’dan fazla polis varmış. Kendisine, ailesine çok küfür edilmiş.
ÇIRILÇIPLAK SOYULDU, ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ
H.K: Kendisine isnat edilen suçu kabul etmesi için baskı, işkence yapılmış. Abisi, babası gözaltına alınmış. Suçu kabul etmezse tutuklayacakları yönünde tehdit etmişler. Suçu kabul etmek zorunda kalmış. Edremit'te olduğunu düşündüğü bir tepeye götürülüp çırılçıplak soyularak işkence edilmiş, üzerine köpekler salınarak korkutulmuş. Doktorun yanında yüzü kapalıymış."