AKP’nin şiddet sarmalı
Tamamıyla psikolojik bir savaş yürütüldüğü ortada. Amaçları başta gerilla aileleri olmak üzere Kürt toplumunu psikolojik olarak yıpratıp mücadeleden uzaklaştırmaktır.
Tamamıyla psikolojik bir savaş yürütüldüğü ortada. Amaçları başta gerilla aileleri olmak üzere Kürt toplumunu psikolojik olarak yıpratıp mücadeleden uzaklaştırmaktır.
11 Haziran akşamı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde AKP’lilerin düzenlediği bir iftar yemeğinde konuşan AKP’li Meclis başkanvekili Ahmet Aydın’ın “Şiddet ve linç su içmek kadar sıradan” sözleri kamuoyunda çok fazla görülmedi veya üzerinde durulmadı.
Türkiye de şiddet olayların bu kadar artması, insanların birbirine tahammül edememesi, her gün ölüm haberlerinin ilk haber olarak geçilmesi elbette ki AKP’nin şiddet politikasından bağımsız değil. AKP’yi doğru anlayabilmek için Türk toplumunu sarmaladığı şiddet döngüsünü iyi anlamak gerekli.
Sokak şiddeti üzerinden şekillendirilen bir gençlik, gördüğü her fırsatta şiddet uygulamaktan çekinmeyecektir. Nitekim buna her gün tanık olmaktayız. Yaratılan bu gençlik modeli ile topluma yeniden bir biçim veriliyor.
Belki de irdelenmesi gereken diğer bir husus yaratılan bu gençliğin sosyal medya paylaşımlarıdır. Sokak şiddeti ile eğitilen gençlik daha sonra PÖH ve JÖH kadrosuna alınmakta ve başta Kürdistan olmak özere ihtiyaç duyduğu her yere bu gözü dönmüş katil sürüsünü göndermektedir.
Herkesçe bilindiği gibi AKP hükümeti Kürdistan’da çok yoğun bir savaş yürütmektedir. Savaşan tarafların mutlaka kayıpları olacak -ki oluyor da, ancak burada önemli olan yaşamını yitirmiş insanların resimlerinin çekilerek kamuoyunda teşhir edilmesidir. Tarihte de yaşanan onca savaşa rağmen taraflar birbirilerinin ölülerine saygılı olmasını bilmiştir. Ruh taşımayan hiçbir bedene hakaret edilmezdi. Kendine Müslümanım diyen bir hükümetin toplum değer yargılarını hiçe sayması ne denli Müslüman olduklarını göstermektedir. Ancak hiçbir ahlaki değeri olmayan bu paylaşımların toplumu sindirmeye yönelik olduğu herkes tarafından bilinmekte.
İŞİD’in neden bu kadar barbar ve vahşi olduğunu, nereden beslendiğini, yapılan bu paylaşımlarla daha iyi anlamaktayız. İŞİD’in temel stratejisi korku ile gittiği her yeri almaktı ve nitekim bunu başarıyordu. İnsanların kafasını keserek ya da arabaların peşinden sürükleyerek kendisi gitmeden önce uyguladıkları bu vahşetleri yayılıyordu. Sosyal medyada insanların diri diri yakılmasını hep birlikte izledik. İnsanlar da korkuya kapılarak evlerini yurtlarını bırakıp kaçıyordu. Ahlaki ve etik olmayan bu uygulamalarla insanlar sindirilip teslim alınıyordu. Şiddeti bu denli kutsallaştıran insanları öldürmeye ve ölüme sürüklemek AKP’nin zihniyeti dışında bir şey değil.
Son zamanlar da sosyal medya hesaplarından PÖH ve JÖH’lerin paylaşımlarını da görüyoruz. Daha önce başta Cizre bodrumlarında insanların diri diri yakılması olmak üzere İŞİD ile aynı mantığa sahip AKP çetelerinin Kuzey Kürdistan’da yürütülen operasyonlarda yaşamını yitirmiş gerillaların naaşlarını teşhirleri akıllardadır. Bir adım ötesinde nasıl infaz ettiklerini, nasıl bir işkence uyguladıklarını videoya çekerek paylaşmakta da beis görmedikleri biliniyor.
Bu yöntemle toplumun sindirilip Kürt özgürlük mücadelesinin önünün alınmak istendiğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Bu paylaşımlar ile İŞİD’in paylaşımları arasında hiçbir fark yoktur. İnsanları korkuyla sindirip teslim almak istemektedir.
Tamamıyla psikolojik bir savaş yürütüldüğü ortada. Amaçları başta gerilla aileleri olmak üzere Kürt toplumunu psikolojik olarak yıpratıp mücadeleden uzaklaştırmaktır. Kendi toplum değerlerini savunmak isteyen herkese sonun böyle olur mesajı verilerek Kürt toplumu sindirilmek istenmektedir. Böyle bir iktidar anlayışının başta Türk toplumu olmak üzere hiçbir toplum kesimine bir gelecek kazandırmayacağı ortadır.