AKP’nin Takrir-u Sükûn uygulamaları başladı

Şeyh Sait isyanından sonra dönemin hükümeti tarafından çıkarılan ve 4 Mart 1925′te kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu AKP hükümeti tarafından yeniden hayata geçiriliyor.

Kürt illerinin boşaltılmasının ardından yerine Türk ve Arnavutlar ile İran ve Kafkasya’dan getirilecek Türk göçmenler yerleştiren Takrir-i Sukûn Kanunu yeniden hayata geçiren AKP hükümeti bu çerçevede 677 Ahıska Türk’ünü iskanlı göçmen olarak Kürdistan İllerine yerleştirmeyi kararlaştırdı. AKP’nin Van’a da Ahıska Türklerini yerleştirileceği öğrenildi. Van’da bu plan çerçevesinde Van’da birçok köye Kırgızlar, Afganlar ve Karadenizli aileler yıllar önce yerleştirilmişti.

6 aydır Kürt İllerinde hayata geçirdiği sokağa çıkma yasakları ve katliam politikalarıyla 200 bin kişinin yerinden göç etmesine neden olan AKP hükümeti şimdi de savaşı yeni bir boyuta taşıyor. Sokağa çıkma yasakları ile göçertme politikalarını hayata geçiren AKP hükümeti şimdi de 1925’te çıkarılan Takrir-i Sükut kanununa benzer bir uygulamayı yürürlüğe koydu.

AKP hükümeti toplam 677 ailenin Türkiye'ye getirilmesini planlarken, bunlardan 605'ini Erzincan'da, 72'sini ise Bitlis'in Ahlat ilçesinde oluşturulan bölgelere yerleştirilecek. Başbakanlığı döneminde Ahıskalı Türklerin taleplerini an be an takip ederek tüm imkanları seferber eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mart 2015'te Ukrayna'ya gerçekleştirdiği ziyarette Ahıska Türkleri ile görüşmüş, sorunlarının çözümü amacıyla gerekli takibin yapılması için talimat vermişti. Bu talimat çerçevesinde nisanda gerekli adımları atan hükümet, Ahıska Türk'ü 677 ailenin iskanlı göçmen olarak kabul edilmesini kararlaştırmıştı. Bu karar devletin resmi yayın organı AA'da açıklandı.

TAKRİR-İ SÜKÛN KARARI VE SONUÇLARI NELERDİR

13 Şubat 1925′te milli Türk devleti fikrine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı patlak veren Şeyh Said Efendi liderliğindeki 1925 Kürt İsyanı’na karşı Türk Devleti, 25 Şubat 1925′te Örfi İdare Kanunu ile Hıyaneti Vataniye Kanunu’nda bazı değişiklikleri görüştü ve Kürtlere karşı sert tedbirler içeren kanunlar hazırladı. 4 Mart 1925′te kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu ile Kürt illeri denetim altına alındı ve Kürtler için sıkıntılarla geçecek yeni bir dönem başladı; Belgeye göre “irtica” tehlikesi altındaki Kürt illerinin müşahede altında tutulması ve çeşitli tedbirlerin alınması için bir rapor hazırlanması isteniyordu. Nitekim 24 Eylül 1925 tarihli Şark Islahat Planı adlı rapor, 8 Eylül 1925 tarihli kararnameye göre oluşturulan komisyon tarafından Başbakanlık aracılığıyla Bakanlar Kurulu’na sunulmuştu.  Umumî Müfettişliklerin kuruluşu ve sıkıyönetim kararını da içeren bu plana göre tehlikeli bulunan Kürt aileleri Batıya sürülecek, 2. derecedeki adî memurluklara dahi Kürtler atanamayacaktı.

Van ile Midyat hattının batısında kalan Ermenilere ait topraklara göçmenler yerleştirilecek, Ermeni topraklarını işgal etmiş Kürtler derhal defedilecek ve maliye tarafından bu topraklar Kürtlere satılmadığı gibi icar dahi edilemeyecekti. Bu topraklara Yugoslavya’dan gelmekte olan Türk ve Arnavutlar ile İran ve Kafkasya’dan getirilecek Türk göçmenler yerleştirilecekti. Bu göçmenler, öncelikle Elaziz-Ergani-Diyarıbekir, Elaziz-Palu-Kiğı, Palu-Muş bölgeleri arasındaki Murat Vadisi, Bingöl Dağı’nın doğusu ve güneyi ile Hınıs, Murat vadileri, Muş Ovası, Van Gölü havzası, Diyarıbekir-Garzan-Bitlis hatlarında yerleştirilecek, yine yurtdışından gelecek göçmenler dışında Rize, Trabzon ve Erzurum’dan getirilecek Türkler, Hınıs Çayı ve Murat Vadisi ile Van Gölü’nün kuzeyindeki bölgelere yerleştirilecekti.