AKP ve Gülen Cemaati gençleri nasıl ajanlaştırıyor?

AKP ve Gülen Cemaati gençleri nasıl ajanlaştırıyor?

Mardin cezaevindeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar, AKP ve Gülen Cemaati tarafından Kürdistan’da uygulanan ajanlaştırma politikalarına dikkat çekti. Zor kullanılarak “düşürülen” Kürt gençlerinin itiraflarının ‘tüyler ürpertici’ olduðuna dikkat çeken tutsaklar, ajanlaştırma yöntemlerini deşifre ederek, kamuoyunu AKP’nin ajanlaştırma-toplumu hastalıklı hale getirme politikalarına karşı durmaya çaðırdı.

Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar, AKP ve Gülen Cemaati’nin Kürdistan’da ajanlaştırma politikalarını deşifre eden bir deðerlendirmede bulundular. Kürt toplumunu her açıdan daðıtmayı hedefleyen, çocukların alet edildiði uygulamalarla ilgili tutsakların, aileleri aracılıðı yaptıðı deðerlendirme şöyle:

“Devlet toplum ilişkileri elinde güç bulunduran devlet tarafından tek yanlı belirleniyor. Toplum bu ilişki diyalektiðinin geliştirilmesinde ortak olma gayreti içinde olsa da örgütsüz bırakıldıðı için devletin sömürgen tahakküm yapısını geriletememektedir. Böylece devlet “zor” kurumlarıyla ekonomik ve siyasal egemenliðini toplum aleyhine sürdürmektedir. Bu varoluş hali devlet için maddi manevi birikimlerin tekeli toplum için ise boyun eðme sosyal kültürel siyasal soykırım, ekonomik sömürüyü kader haline getiriyor. Sonuç devlet ve toplum açısından fark etmeksizin büyük yıkım tarihi toplumsal deðerlerden düşme ve insan olarak çürümedir. T.C devleti ve Kürtler söz konusu olduðunda işleyen bu diyalektik ve çürüme daha belirgindir.

Hareketimiz Kürtlerin toplumsal ulusal tükenişi yaşadıðı bir dönemde, örgütlü bilinç ve irade olarak sürece devrimci müdahalede bulundu kırk yıldır sürdürülen paradigmasal mücadele dayandıðı haklı sebepler ve izlediði doðru yöntem Kürt halkı şahsında yitirilen toplumun ahlaki politik deðerlerini dirilterek Kürdistan’da örgütlü özgür ve iradeli toplum birey oluşturduk. bu aynı zamanda tarihsel dönemde bir devrim olmakla birlikte Türk devletini de hareketimiz karşısında yenildiði anlamına gelmektedir.

YEŞÝL FAŞÝZM

Esnek zihniyete sahip olmayan Türk devleti, Kürtler karşısında yapısal olarak gerilemeyi hazmedemedi. AKP bu hazımsızlık üzerine “dini örtülü” bir parti olarak türetildi. Ýnkar-imha siyasetin Gülen cemaatini de yanına alarak yeni argümanlarla ve çok çirkin şekilde sürdürdü. Her türlü özel savaş yöntemleri ile şeytana taş çıkartırcasına amansız bir şekilde sürdürmektedir. AKP devletleştikçe faşizmi yeşile boyayıp ahlak, siyaset ilkeleri ve hukuku tanımaksızın Kürdistan’da özgürlük karşıtı tutumunu sürdürmektedir. Koşullarımız gereði yeşil Türk faşizmini AKP eliyle devlet tarafından nasıl uygulandıðına yakından şahit olmaktayız.

ÝMAMIN ORDUSU KÜRT GENÇLERÝNÝ NASIL AJANLAŞTIRIYOR?

Devletleşen dinin din olmaktan toplumsal ahlaki deðerlerden nasıl boşaltıldıðı tüm çıplaklıðıyla AKP şahsında yakından görüyoruz. Tanık olduðunuz uygulamalar ve bu uygulamaların kobayı durumunda olan kişilerin itirafları tüyler ürperticidir. Ajanlaştırma (kendine-toplumuna ihanet ettirme) adına çocuk yaştaki Kürt gençlerini kamuoyunda “imamın ordusu” adıyla bilinen polis çeteleri vasıtasıyla “zor” uygulayarak, şantaj ve baskıyla belirlenen mekanlarda makyavel’e rahmet okutacak yöntemlerden geçiriyor. Aynı mekanlar kompleksinde din eðitimi, fuhuş, esrar, alkol alımı, hırsızlık, yalan söyleme alışkanlı vb. teşvikleri bir arada yürütme ne görülmüş, ne tanık olunmuştur. Bunların tümü birbirleriyle ilişkili ve tek merkezden koordineli AKP devleti vasıtasıyla Kürdistan’da uygulanmaktadır. Öyle ki bu çok bilinmeyenli denklem içinde bulunan ve kendini soy deðerlerine daha fazla ihanet etmekten imtina etmek isteyen kişi, çözümü kendini bilinçli tutuklatmakta bulmaktadır. Ancak bu kez de avukat maskesi takmış polis devreye girerek zindandan da bu çirkinliði sürdürmesi için kişinin peşini bırakmamaktadır. AKP devletinin bu kişiler için öngördüðü sonuç ya fiziki imha ya da sosyal bozulmadır. Başka kurtuluş yolu bırakmamaktadır.

‘TOPLUMSAL AHLAKI BOZMAKLA GÖREVLENDÝRÝLMÝŞLER’

Devlet ajanlaştırma yöntemiyle düşürdüklerini kişiliksizleştirip korkuluk haline getirdikten sonra toplum içine salmaktadır. Ölümcül virüse dönüştürülmüş bu kişiler toplumu ahlaken bozmayla görevlendirmiştir.

BDP ŞAHSINDA KÜRT SÝYASETÇÝLERÝNE YÖNELÝK ‘AJAN’ UYGULAMALARI

Diðer taraftan ise direnen özgürlükçü kürde siyaset yapma olanaðı tanımamaktadır. Son yıllarda BDP şahsında Kürt siyasetçilerinin yoðun tutuklanmamsının bu ajanslaştırma politikasıyla önemli oranda baðlantılıdır. Polis, düşürdüðü kişiye para ve telefon veriyor. Demokratik bir serhıldan (protesto, yürüyüş, basın açıklaması, kepenk kapatma vb eylemler) olduðunda bu kişiler telefonla polise bildiriyor, polis de ev baskınları dahil her operasyonda ‘’ihbar var) deyip müdahalede bulunmaktadır. Demokratik hiçbir eyleme müsaade etmemektedir yine bu ’ajan’larına Molotof vb patlayıcı-yanıcı malzeme veriyor, polis verdiði bu malzemeyi ajanından işaret ettiði adres bırakmasını ya da hedefe yönelik kullanılmasını istiyor. ’’Ajan’’ görevi gerçekleştirdiðinde polise işaret veriyor. Polis operasyon düzenleyerek malzemeyi ele geçiriyor. Malzemeyi ele geçiren noktanın çevresinde-civarında kimler varsa onları da alıyor. Bununla da ‘kahraman AKP polisi’ edasıyla övünüyor.

Aynı şekilde düşürdüðü kimi gençlerin ayak bileklerine veya vücudunun başka yerine elektronik cihaz baðlıyor. Bu kişilerin BDP’ye gönderiyor. Sohbetler bu cihaz vasıtasıyla kayıt altına alınıyor başka araçlarla da topladıkları bilgileri bir havuzda topluyor. Masum ve demokratik-yasal olan bu bilgiler kriminal laboratuar işlemden geçirilip suçlu hale getiriliyor. Bir espri ya da günlük yaşamda kullanılan bir kelime – cümle böylece ‘’ terörist’’ bilgi oluyor. Savcı ve hakimler de hazırlanan bu kirli senaryoyu sahneliyorlar. KCK adıyla hazırlanan dosyalar ‘’gizli tanık vs’’ bu safsatayla baðlantılı oluşturuyor. Gizli tanık dedikleri kişilerin ifadelerini polis hazırlıyor. Onlar okumadan bilmeden imzalıyorlar.

‘AKP DEVLETÝ KÜRTLERÝ DÜŞMAN OLARAK GÖRÜYOR’

Devlet Kürdistan’da öyle çeteleşmiş ki Kürt sorununun çözüme ulaşması mevcut güvenlik kadrosuyla imkansız hale gelmiştir. Polisin ajanslarıyla kurduðu çalışma ilişkisi bu bakımdan ibretliktir. Polis, ajanına ‘’al bu patlayıcı malzemeyi şu adrese bırak fakat mesai dışında bir saatte bırak ki, yapacaðım operasyon sonucunda ekten mesai ücreti alayım’’ demektedir. AKP gibi tüccar partinin dini-imanı para olan, polisinin de farklı olmasını da beklemek abestir.

AKP devleti Kürtleri düşman olarak görmektedir. Kürtlerde bunun bilincindedir. AKP’den “bizi düşman görme” serzenişinde bulunma gafletinde deðiller. Tersine demokratik direniş halindedirler. Ancak direnen taraf olarak AKP ve devletinden savaş hukukuna baðlı kalmasını, ahlaksız yöntemlere başvurmasını uluslararası hukuk çerçevesinde isteme hakkına sahiptirler.

AKP medyayı da yanına alarak namertçe savaşıyor. Ortaçaðdan da geri bir ilkesizliði yaşıyor. Bu kirli savaş yöntemlerini Kürdistan’ın her alanlarında uygulayamıyor. Bu acıdan zemin bulabildiði Mardin gibi bazı yörelerde uygulayabiliyorlar. “Kürt Haması” oluşturma çabası da dahil çok yönlü toplumu ahlaki-politik özünden uzaklaştırma ve çürütme gibi sosyal sapmaya zorlamaktadır.

Kürtler örgütlü gücüyle bu türden özel savaş yöntemlerini dün olduðu gibi bugünde boşa çıkarmaktadır. AKP’nin yaptıðı ise zaman kazanma, gelişmelerin seyrini izleme oluyor. Ancak bunu vicdansızca yapmaktadır. Amiyane deyimle “Kürt anasını görmesin” diye çılgınca yöntemlere başvuruyor. AKP dahil ulus-devlet faşizmini ayakta tutmaya çalışan tüm kesimler şunu bilsin ki ‘Kürt anasını gördü’ hem de defalarca toplumsal devrimcileri 40 yıllık mücadelesine sıðdırarak gördü. Duyarlı demokrat tüm kamuoyunu AKP’nin ajanlaştırma-toplumu hastalıklı hale getirme politikalarına karşı durmaya davet ediyoruz."

ANF NEWS AGENCY