AKP yargısı, JİTEM'i akladı

Kızıltepe JİTEM Davası’nın gerekçeli kararı açıklandı. Tanık ve müşteki ifadeleri 'soyut', JİTEM ise yok sayıldı.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 sivilin Türk askeri ve korucular tarafından katledilmesine ilişkin açılan ve kamuoyunda “Kızıltepe JİTEM Davası” olarak bilinen davanın gerekçeli kararı açıklandı. İddianamedeki 9 şüphelinin başında yer alan Hasan Atilla Uğur, “silahlı örgüt kurma ve yönetme, kasten öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve işkence yapmaktan” suçlandı. Diğer şüpheliler Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, Abdurrahman Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Emin Kurğa, İsmet Kandemir, Eşref Hatipoğlu ve Mehmet Salih Kılınçaslan’a ise ayrı ayrı “silahlı örgüte üye olma, kasten öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, işkence yapma” suçlamaları yöneltildi.

ZAMAN AŞIMI BERAATI

Sanıklar, dönemin Jandarma Komutanı emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir hakkında zaman aşımından dolayı davanın düşmesine ve beraatlarını karar verilmesini talep etmişti. 9 Eylül tarihinde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, zaman aşımından davanın düştüğünü belirterek, tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermişti.

GEREKÇELİ KARARDAN

233 sayfalık gerekçeli kararda, soruşturma aşamasından kovuşturmaya, müşteki beyanlarından tanık beyanlarına kadar hepsine yer verildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, tüm müşteki ve tanık beyanları soyut olarak değerlendirilirken, mahkeme heyeti JİTEM’i de tanımadı. Gerekçeli kararda, ilk olarak Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2014 tarih ve 2014/1591 esas sayılı iddianamesiyle davanın güvenlik gerekçesiyle başka kent mahkemesine sevk edildiği belirtildi. 
Gerekçeli kararda, “sanıkların maktullere yönelik öldürme fiilini işlediğine ilişkin soyut tanık beyanları dışında mahkumiyete yeter derecede her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmıştır” iddiaları yer aldı.
Gerekçeli kararda, sanık Hasan Atilla Uğur’un maktuller Yusuf Tunç, Necat Yalçınkaya, Kemal Birlik, Zeki Alabalık, Abdulbaki Birlik, Zübeyir Birlik, Mahmut Abak, Mehmet Emin Abak, Hıdır Öztürk ve Süleyman Ünal'a karşı kasten öldürme fiilini işlediği iddiasının da soyut tanık beyanları dışında, mahkumiyete yeter derecede her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği öne sürüldü.
Korucu beyanı da gerekçeli kararda 'soyut' olarak değerlendirildi, sanık Eşref Hatipoğlu’na soyut iddialar yöneltildiği vurgulandı. Tanık beyanlarında o tarihte koruculuk yapan Bahri Okra, olayı teyit ederek, o tarihte olay yerinde bulunduğunu söylemişti.
Nurettin Yalçınkaya’nın öldürülmesine ilişkin beraat kararı veren mahkeme heyeti gerekçeli kararında, Yalçınkaya’nın yaşadığını kabul ederek, beraat kararı verdi. 9 Eylül’de görülen duruşmada ise mahkeme heyet, avukatların Yalçınkaya’nın mezarının açılarak, DNA testine yeniden yapılması talebini reddetmişti.
Sanıklar hakkında maktuller Abdulvahap Yiğit, Mehmet Nuri Yiğit, Tacettin Yiğit, İzzettin Yiğit, Yusuf Çakar, Abdurrahman Öztürk, Mehmet Ali Yiğit ve Abdulbaki Yiğit'i öldürme olayına ilişkin ise zaman aşımı olduğu vurgulanan gerekçeli kararda, JİTEM'in varlığı reddedildi.

İTİRAZ EDİLECEK

Mağdur yakını avukatlarının bir üst mahkemeye itirazda bulunması bekleniyor. Avukatların itirazları kabul edilmezse, İstinaf Mahkemesi’ne başvurulacak.