Alevi kurumları ve kadın-YORUM

Alevi kurumlarında son zamanlarda eşbaşkanlık tartışmaları başlamıştır. Avrupa’da FEDA (Demokratik Aleviler Federasyonu) eşbaşkanlığı başlatmıştır. AABF de bu konuda adım atmıştır.

Can Tv’de Alevi kadınları Alevi kurumları ve Alevi toplumu içindeki kadın sorunlarını tartışıyorlardı. Önemli konuları gündemleştirmişlerdi. Bu program bile Alevi toplumu ve Alevi kurumları içinde kadınla ilgili çok ciddi sorunların olduğunu ortaya koyuyordu. Özellikle kendilerini ilerici, demokrat ve kadın haklarının var olduğu bir inanç olarak tanımlayan Aleviler açısından kadınların toplum ve kurumlar içinde geri planda kalması ciddi olarak irdelenmesi gereken bir durumdur. Aleviliğin toplumcu, demokratik karakter taşıyan ve kadının diğer inanç ve toplumsal kesimlere göre daha özgür bir inanç olduğu doğrudur. Aleviliğin tarihsel ve toplumsal olarak böyle karakter taşıdığı tartışmasızdır. Ancak bugün toplum ve kurumlar içindeki kadınların konumu böyle midir?

Kurumlar bir toplumun aynasıdır; ya da aynası olması gerekmektedir. Kadın söz konusu olduğunda Alevi kurumlarında kadının adı yoktur. Bir ara bir Alevi örgütünün genel başkanı kadındı. Ancak o da zihniyet olarak Türkiye’de kadına görüntüde yer verdiğini iddia eden 1938 CHP zihniyetini aşmayan bir karaktere sahipti. O da kadının kendi kimliği ile toplumda etkin ve özgür olmasını sağlayan bir çaba içinde değildi. Erkek egemenlikçi zihniyete karşı bir mücadele yürütülmüyordu. Kişisel yetenekleri ve bazı güçlerin desteğiyle kurumun başına gelmişti. Daha sonra bu kadın da Alevi kurumlarda görünmez hale geldi.

Birçok önemli Alevi kurumu var. Hiçbirisinde kadın başkan olmadığı gibi; yönetimlerde de çok az kadın var. Olanlar da aktif değil; sadece yönetimde kadın ismi olması için konulmuş. Alevi kurumları bu haliyle erkekler topluluğu olmayı aşmamıştır. Bunun Alevi toplumunun karakterine ters olduğu açıktır. Alevi toplumunda kadın bu düzeyde toplumsal yaşamın dışında değildir. Bu açıdan Alevi kurumlarının bu konuda bir gelişim sağladığı söylenemez.

İnançlarda kadının yerini anlamak için kadının özellikle ibadetteki yerine bakmak lazım. Tüm dinlerde ve inançlarda kadının toplumdaki yeri ne kadardır sorusuna böyle cevap bulunabilir. Alevilerde kadın cemlerde erkeklerle yan yanadır. Geleneksel cemlerde kadının yeri ayrı erkeğin yeri ayrı belirlenmemiştir. Kadın cem topluluğundaki sıranın her yerinde yer alabilir. Çünkü cem anında cinsiyet ortadan kalkar. Bu açıdan ibadete katılma konusunda önemli bir ayrım yoktur. Tüm erkekler ve kadınlar musayiptirler; yani kardeştirler. İnanç önderlerinin çoğu erkektir; ancak kadından inanç önderi olmaz diye bir kural yoktur. Analar da cem yaptırabilir; inanç önderi postuna oturabilir. Az da olsa bu örnekler her zaman olmuştur. Alevi toplumunda kadın evliyalar ve pirler vardır. Pazarcık, Elbistan ve Afşin’de Elif Ananın kutsallık gücü bunun en somut ifadesidir. Daha başka alanlarda da kadın pirler vardır.

Kapitalizm ve onun modernitesi kadını görüntü ve süs olarak öne çıkarmış olsa da Alevi toplumunda somut olarak kadın toplumsal yaşamın gerisine atılmış; sadece bireysel özgürlük aldatması içinde modernite değerleriyle yaşamaya yönelmiştir. Kapitalizmin toplumsallığı öldürmesi, bununda kadını toplumda etkisiz kılması anlamına geldiği açıktır. Kadın her zaman toplumsallığın olduğu zamanlarda etkindir; hatta toplumun yaratıcısı ve devamının en temel aktörüdür. Toplumun dağıtılması ve bireycilik cins olarak da en fazla kadını vuran sonuçları ortaya çıkarmıştır.

Alevi toplumunda kapitalist modernitenin ilericilik olduğu gibi çok ciddi bir yanılgı vardır. Bu nedenle de toplumsal değerlerden, dolayısıyla Alevilikten ve Alevilik değerlerinden kopma vardır. Dolayısıyla kadının toplumda önemli yere sahip olduğu Alevilikte kadının da geri plana atılması söz konusudur. Kapitalist modernite altında Alevi kadını özgürleştiğini sanırken toplumda etkisinin azalması ve erkeğin toplum yaşamında baskın hale gelmesi durumu vardır. Birey olarak özgürleştiğini sanırken toplum içinde etkinliği ortadan kaldırılmıştır.

Bunun en somut ifadesi 24 Haziran seçimleridir. Parlamentoya Alevi kimliği ile bilinen, Alevi kurumlarında yer almış ve Alevi kimliğiyle seçilen üç parlamenter de erkektir. Bu aslında Alevi kurumları ve temsillerinde erkeğin baskın halini göstermektedir. Kuşkusuz HDP’den parlamentoya seçilen önemli sayıda Alevi kadınlar vardır. Ancak bunlar Kürt demokratik hareketi ve sosyalist hareket bileşenlerinden seçilmiştir. Bu durum bile başlı başına Alevi toplumu ve kurumlarında kadının yerinin bu düzeyinin sorgulanmasını gerektirmektedir. Parlamentoda Alevi kimliği ve bu yönlü çalışmalarıyla bilinen en az iki kadın olabilirdi. Bunun olmayışı hem HDP hem de Alevi kurumlarının eksikliğidir.

Alevi kurumlarında son zamanlarda eşbaşkanlık tartışmaları başlamıştır. Avrupa’da FEDA (Demokratik Aleviler Federasyonu) eşbaşkanlığı başlatmıştır. AABF de bu konuda adım atmıştır. Diğer Alevi kurumları da giderek bu modele geçecektir. Bu tabi ki bir gelişme sağlar. Ancak esas olarak yönetimlerde kadınları etkin kılmak gelişme sağlar. Yine kadınlar toplumsal ve siyasal yaşamda, kurumlarda görünür hale gelmeli, ağırlıklarını koymalıdırlar. Alevi kadınların böyle bir tarihsel, toplumsal temeli ve karakterleri vardır. Kürt Özgürlük Hareketi’nde etkin olmaları bu karakterlerinin varlığının kanıtıdır. Eğer kadınlar mücadele eder ve kendilerini aktif kılarlarsa Alevi kurumlarında da bu etkinliğe ulaşılacağı kesindir.

Alevilik toplumcu, demokratik bir karaktere sahiptir. Toplumcu yani komünal yanı çok güçlüdür. Eğer kapitalist moderniteye teslim olur ve bireycilik öne çıkarsa Alevilik dağılır, yok olur. Kadının Alevi toplumu içindeki yeri azalır, sadece bir süs eşyası haline gelir. Alevilik de değerlerini kaybeder, sadece bir ritüel olarak kalır. Toplumsal değerlerden kopmuş, sadece ritüele indirgenmiş Alevilik de gerçek Alevilikten uzaklaşmış olur. Ritüel toplumsallıkla birlikte, yani değerlerle birlikte var olduğunda anlamlıdır. Bu açıdan Aleviliğin öz değerlerini tarihten bugüne en fazla taşımış olan kadın, toplumun dağıtılmasına, bireyciliğe, yani kapitalist moderniteye karşı Aleviliğin değerlerini korumada öncülük rolünü üstlenmesi gerekmektedir.

Gerçek Aleviliği kapitalist moderniteye karşı toplumunu ve Alevilik değerlerini savunan kadınlar yaşatabilir ve koruyabilir. Bu açıdan Alevi kadınları Aleviliği koruma seferberliği başlatmalıdır. Bunu da Alevi kurumlarında etkin yer alarak sağlamalıdır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika