Almanya devletinin ev baskınları, gözaltı, tutuklama, para ve hapis cezalarıyla sindirmeye çalıştığı sosyalist örgütler ile halkların özgürlüğü için mücadele eden hareketlere bir yenisini eklemeye hazırlanıyor. Güvenlik ve yargı birimleri daha önce bayrağı yasaklanan, aktivistlerinin evleri basılan ve para cezaları kesilen Mezopotamyalı Komünist Aramiler’e yönelik baskıları genişletme çabası içerisinde.

Süryani/Asuriler arasında örgütlenen ve 2017 yılında kuruluşu ilan edilen Mezopotamyalı Komünist Aramiler’in bayrağı geçtiğimiz yıl yasaklanmıştı. Ancak özellikle ülkenin güneyinde bulunan Baden-Württemberg ve Bavyera eyaletlerindeki devlet birimleri bu yasakla sınırlı kalmayarak Süryani devrimci ve aktivistlere yönelik baskıları yoğunlaştırma çabası içinde.

129b MADDESİ İÇİN HAZIRLIKLAR YAPILIYOR

İlk olarak Augsburg kentinde 2018 yılında düzenlenen 1 Mayıs gösterilerinde Mezopotamyalı Komünist Aramiler örgütünün bayraklarını taşıdıkları gerekçesiyle iki Süryani aktivist hakkında soruşturma başlatılmıştı. Süryani aktivistlere yönelik baskılara ilişkin ANF’ye veren Sami Baydar, kendilerine yönelik söz konusu bu ilk soruşturmada bayraklarının DHKP-C’nin bayrağıyla karıştırıldığı için açıldığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Arkadaşlarımız polise taşıdıkları bayrağın DHKP-C’nin değil Mezopotamyalı Komünist Aramiler’in bayrağı olduğunu söylüyorlar. Ancak polis bu bayrağın da dernek ve gösteri yasaları gereğince ‘suç’ olduğunu bildiriyor ve soruşturmalar böylelikle peşi sıra açıldı. Toplam 3200 Euro para cezası alan bu arkadaşlarımız ise para cezasını ödemeyeceklerini belirterek konuya mahkemeye taşıdılar.

Bu iki soruşturma dışında başka soruşturmaların da yürütüldüğünü öğrendik. Şu anda elimizdeki bilgelere göre Süryani devrimci ve akvistlerlerimize yönelik toplam 7 soruşturma var. Soruşturmalar şu anda gösteri ve dernek yasalarını ihlal edildiği gerekçesiyle açılıyor. Hakkında polis ve savcılığın soruşturma yürüttüğü isimlerden birisi de benim.”

Avukatı aracılığıyla yaptığı başvuruda kendisi hakkında açılan soruşturmanın merkezi Karlsruhe’de bulunan Federal Başsavcılık tarafından yürütüldüğüne dikkat çeken Baydar devamla şu bilgileri verdi: “Avukatım dosyayı istedi, ancak dosyaya gizlilik kararı koyulmuş. Çünkü bana 129b maddesi gereğince soruşturma açılmış. Bunun yargıya taşınması halinde Süryani devrimciler de bundan sonra 129b maddesi gereğince yargılanması mümkün olabilecek.”

‘YENİ BİR ULUSAL ÖZGÜRLÜK HAREKETİ İSTENMİYOR’

11 Eylül 2001’de ABD’deki terör saldırıları sonrasında hayata geçirilen 129b maddesi, ülke dışında faaliyet gösteren yabancı örgütlerin üye ve sempatizanlarına yönelik soruşturmaların başlatılmasının önünü açıyor. Türkiye ve Kürdistanlı devrimci örgütlerden Tamil Kaplanlarına birçok hareket “yabancı terör örgütü” kapsamına alınarak soruşturuluyor. Aynı zamanda Almanya’da yaşayan Süryani-Ortodoks Kilisesi’nden bir din bilimcisi olan Sami Baydar, kendilerine yönelik açılan soruşturma ile yapılan yasal hazırlıkların tesadüf olmadığını düşünüyor.

Alman devletinin sosyalist hareketlerin dışında ulusal kurtuluş mücadelesi veren örgütleri de sindirmeye çalıştığını belirten Baydar devamla şu görüşleri dile getirdi: “Bana göre Alman devlet yetkilileri şöyle düşünüyordur; Kürt halkının özgürlük mücadelesi veren PKK yetmezmiş gibi şimdi de Süryani halkının özgürlüğü için mücadele bir örgüt ortaya çıktı, bunlar PKK ve diğer hareketler gibi büyümeden önüne geçelim. Tabii sadece bu değil, Erdoğan rejimiyle derin işbirliğinden kaynaklı olarak da Almanya bizi hedef almış durumda.”