Almanya Kilise Sığınma Hakkı’nı engellemeyi istiyor

Almanya Kilise Sığınma Hakkı’nı engellemeyi istiyor

Mülteci sayısının son yılların rekor seviyesine yükseldiği Almanya’da devlet, insani kaygılarla iltica hakkı tanıyan kiliseleri engellemeye çalışıyor. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), 500 civarında olan ve kiliselerce geçici sığınma hakkı tanınmış mültecileri

Almanya’da bazı istisnalar dışında polis kiliselere ait mülklere girmemeye özen gösteriyor. Kilise yetkililerine göre, ülke genelindeki 180 yerleşim biriminde 300 kadar mülteci kiliselerden geçici sığınma hakkı aldı. BAMF’ye göre ise bu sayı 500 civarında.

BAMF Genel Direktörü Manfred Schmidt, kiliselerin son dönemlerde birçok mülteciye sığınma hakkı tanıdığını ve bu hakkın ‘sorumluca kullanılıp kullanılmadığının’ tartışmalı olduğunu savundu. Kiliselere sığınan birçok mültecinin Dublin Antlaşması’nı by-pass etmek için bu yola başvurduğunu savunan Schmidt, kiliselerin antlaşmayı tartışılır hale getirdikleri suçlamasında bulundu. Dublin Antlaşması’na göre, bir Avrupa ülkesinde iltica eden bir kişi davası sonuçlanmadan bir diğer ülkeye iltica etmesi halinde, ilk başvuru yaptığı ülkeye geri gönderilmek zorunda.

Kiliselere sığınan mültecilerin sayısındaki artışa dikkat çeken BAMF Direktörü, bu hakkın genel olarak sistemi tartışmalı hale getirebileceğini iddia etti.  

Kilise temsilcileri ise, BAMF’nin suçlamalarını reddediyorlar. Bavyera Eyalet Kilisesi’nde mültecilerin sorunlarıyla ilgilenen birimin koordinatörü Stephan Theo Reichel, BAMF’nin amacının ‘Kilise Sığınma Hakkı’na yönelik engelleri arttırmak olduğunun altını çizdi. Reichel, BAMF yetkilileri ile görüşerek, mültecilerin uyumu konusunu ele almak istediklerini kaydetti. Reichel, Kilise Sığınma Hakkı’nın mültecilerin başvurması gereken son seçenek olduğuna da vurgu yaptı.

Kiliselerde sığınma hakkı verilen ve geçici olarak sınırdışı edilmekten kurtulan mültecilerin üçte ikisinin Dublin Antlaşması kapsamına girdiği belirtiliyor. Bu kişilerin, ilk iltica başvurusunu yaptıkları diğer Avrupa ülkelerine gönderilmeleri gerekiyor.

Daha önce de Bavyera eyalet polisinin sınırdışı etmek istediği İranlı hamile bir kadın kilise tarafından sahiplenilmiş ve polis ile kilise yetkilileri arasında polemik yaşanmasına neden olmuştu. Avusturya’ya sınırdışı edilmek istenen kadına sahip çıkan kilise yetkilileri, Avusturya’nın diğer Avrupa ülkelerinin aksine hamile kadınları dahi sınırdışı etmesinden kaynaklı olarak sığınma hakkı verdiklerini duyurmuştu.