Amanoslar'da 15 yıl önce yaşananlar
Amanoslar'da 15 yıl önce yaşananlar
Amanoslar'da 15 yıl önce yaşananlar
Gerilla grubu korucuyu silahsızlandırdıktan sonra evden biraz erzak alıp yola çıkarken korucuya dönerek,
"İhbar edeceğini biliyoruz. Ancak biz gittikten sonra sabah jandarmaya gidersin" derler. Korucu, Kur'an-ı Kerim üzerine yemin-billah edip ihbarda bulunmayacağını söyler. Gerillalar daha sonra bölgeden ayrılır.
Gerilla grubu köyden çıktıktan sonra bağrışmalar duyulur. Daha sonra korucular havaya ateş etmeye başlar. Köyden hızla ayrılan gerillalar yüksek bir bölgeye geldiklerinde Islahiye ilçesinden panzerlerin köye doğru geldiğine tanık olurlar. Korucu yemin içmiş, ancak ihbarı daha gerillalar köyden hemen ayrılırken yapmıştır.
Gelen askeri birliklerin gidiş güzergahlarının önüne tıkama yaparak pusu atacağını biliyorlardır. Daha önceki çatışma ve operasyonlarda bu taktiğe sık sık tanık olmuşlardır. Gerilla grubu daha yüksek kesimlere çıkarak farklı istikamete yönelirler.
Sabah olunca bölgede helikopter trafiği başlar. Operasyon hem karadan, hem de havadan yönetilir. Gerilla grubu operasyonlar devam ederken gerekli güvenlik önlemleri aldıktan sonra 3 gün aynı bölgede kalarak askeri hareketliliği izler. Duman çıkarmadan ateş yakarak yemek yaparlar.
Operasyon sona erdikten sonra gerilla grubu tekrar aşağılara iner. Askerlerin kaldıkları mevzileri dolaşırlar. Yakılan ateşleri halen tütmektedir. Bol bol konserve ve bisküvilerle karşılaşırlar. Bunlar gerillanın erzakına takviye olarak çantalara doldurulur.
Islahiye'ye doğru grup yola çıkar. Köylerin yakınlarından geçerler ama görüntü vermemeye dikkat ederler. Çünkü coğrafi olarak bölge çatışmaya uygun değildir. Herhangi bir operasyonda sıkıntı yaşayabilirler.
Amanoslar'da Yağlıdere mevkiine yönelirler. Karşılaştıkları bir çocuk çoban ile sohbet ederken, hemen ilerideki ağaçlıklarda dolaşan birini görüp ona seslenirler.
Üzerlerinde askeri kamuflaj elbiseleri olduğu için askerlerden farkları yoktur gerillanın.
Çobanlara kendilerini asker olarak tanıtırlar. Ancak ağaçlıkların ardında görünen kişiye sık sık, "Biz askeriz neden ortaya çıkmıyorsunuz" diye seslenmelerine rağmen, meçhul kişiden ses çıkmaz.
GERİLLALAR PUSUYA DÜŞÜYOR
Daha sonra gerillalara seslenen kişi, "Madem askersiniz, o zaman silahlarınızı indirip bize doğru yaklaşın" der.
Bu söz, bir anlamda gerillayı şoka uğratır. Çünkü operasyona çıkan asker ovadan çekilmemiş ve pusuya yatmıştır. Ve gerilla grubu da tam pusunun ortasına düşmüştür.
Grupta olan Şiyar adlı gerilla, "heval bunlar asker" der. Anlık karar vermek zorundadırlar.
Ancak gerilla grubu heyecan yapmaz. Askerlere "tamam" diyerek silahlarını omuzlarından indirmeye çalışır. Bu arada grup komutanı Kendal M-16'sını omuzundan indirir, askerler ile kendi aralarında olan çoban çocuğu kayalık alana iterek çatışma alanından uzaklaştırır. Ve askerlerin bulunduğu alanı taramaya başlar. Ardından diğer gerillalar da askerlerin bulunduğu ağaçlık alanı seri atışlarla tarayarak pusudan çıkmaya çalışır.
Kurşun yağmur gibi gerillaların üzerine geliyordur. Karşı tepeye koşarak pusudan kurtulmaya çalışırlar. Ancak askerlerin ateş gücü daha fazladır ve pusudan çıkarak üzerlerine yürümeye başlayınca, savunma amacıyla yukarı tepede bulunan iki gerilla da askerlere yönelik seri atışlara başlayınca askerler bulundukları yerden kıpırdayamaz.
Pusudan kurtulan gerilla grubu bu kez yarım daire çizerek, ağaçlıkların arkasında kendilerine yönelik ateş açan askerlere yönelik çevirme yaparak saldırıya geçmeyi planlar. Ancak yoğun ateş ve askerlerin çokluğu nedeniyle bundan vaz geçerek tepeye doğru tırmanmaya başlarlar.
Tepedeki gerillalarla buluştuktan sonra geceyi burada geçirirler.
‘KASIRGA’ KODLU TUĞGENERAL OPERASYONU HELİKOPTERDEN YÖNETİYOR
Sabah olunca ovada kendilerine pusu kuran askerler de bölgeden ayrılmışlardır. Hınzır ve Karagöz yaylasına doğru yola çıkarlar.
Yaklaşık 15 gün süren Bahçe ilçesi kırsalına doğru yönelerek operasyonun ağırlığını üzerlerine çekmeyi başarmışlardır. Eylül ayında karargaha dönerler.
Karargahta yapılan düzenlemede Osmaniye bölgesine bir grup gerillanın eyleme gönderilmesi kararlaştırılır. Ancak burada Botan adlı gerilla kaçınca, eylem planları da suya düşer ve sürekli yer değiştirerek Amanos içlerine yayılır gerilla grubu.
12 Eylül sabahı bu kez 'Kasırga' kodunu kullanan bir Tuğgeneralin başkanlığında bölgede geniş kapsamlı operasyon başlatılır. Tuğgeneral helikopterle operasyonu yönetmektedir.
Operasyona karşı hazırlıklı olan gerilla sık sık yer değiştirir. Kimi zaman Amanoslar kırsalında pusuya yatan askeri mevzilerin yanlarından görüntü vermeden geçerler. Askerlerin kendi aralarındaki konuşmalarını bile duyabilecek kadar birbirlerine yakınlaşırlar bazen.
Operasyonlar devam ederken, kaçıp itirafçı olan Nevzat askerlerle birlikte operasyona katılarak grupların muhtemel barınabilecekleri yerleri ve bildiği yiyecek sığınaklarını gösterir. Birkaç sığınak bu şekilde imha edilir.
Operasyondan çıkan gerilla grubu Domuz yaylası bölgesini kullanarak karargaha ulaşır.
Daha sonra yapılan düzenlemede Kendal, Nurhak, Deniz, Dilşer ve Alişer'den oluşan gerilla grubu Islahiye kırsalına açılır. Operasyon bu gruba yönelik yapılır, ancak uygulanan taktiklerle gerilla grubu operasyonu boşa çıkartır ve geriden karargaha ulaşırlar.
Yeni yapılan düzenlemede 3 gruba ayrılan gerillalar Islahiye, Erzin ve Osmaniye taraflarına doğru konuşlandırılır. Ancak yoğun operasyonlar sonucunda grupların bağlantıları kopar.
Bağlantısı kopan gerillalara ulaşmak için yeni gruplar yola çıkarılır. Çünkü sarp kayalıklar ve sık ormanlık nedeniyle Amanosların sadece belli noktalarında telsiz görüşmesi yapılabilmektedir.
Ancak bir buçuk ay süreyle ulaşılmaz.
Erzin kırsalında olan bir gerilla grubu daha önce yiyecek bulundurdukları bir sığınağın açılıp içine, "Ben Bermal, iki gün sonra yine geleceğim" notunu görürler.
42 GÜN DOĞADA TEK BAŞINA YAŞAYAN KADIN GERİLLA
Gerilla Bermal, haber alınamayan gerilla gruplarının içindendir.
Yaşanan yoğun operasyon ve çatışma sonrasında grubundan kopmuş, 42 gün doğada tek başına yaşamıştır.
Sonraki gün gerilla grubu ile buluşur. Ancak yalnız değildir. Beraberinde bir yayladan geçerken "Acıkırsam kesip yiyebilirim düşüncesiyle" yanına aldığı oğlak da vardır.
Oğlak ile Bermal dost olmuşlardır artık. Gece yatarken Bermal'in yanında yatar oğlak. Bermal de üşümesin diye kefiyesini geceleri onun üzerine atarak birlikte yatarlar.
Serbest adlı bir unsurun kaçarak itirafçı olması ardından bölgeye yeni bir operasyon daha başlatılır. İtirafçı olan Serbest, gerillanın konaklama noktalarını gösterir, askerlerle birlikte operasyona çıkar.
Alandan ayrılmak zorunda kalan gerilla grubu, yürüyüşlerine engel olması ve görüntü verebileceğini düşünerek oğlağı kesip yerler.
Bermal'de bir kırınganlık yaşanır. Oğlağın etini yemediği gibi, günlerce yemek yemeyi reddeder. Çünkü 40 günden fazla kendisine yol arkadaşlığı yapan dostunu kaybetmiştir. (Gerilla Bermal, 2006 yılında halen aynı bölgede gerillacılık yaparken bir çatışma sonucu yakalanıp halen cezaevinde olan M.Halim Özdemir'e dağlardan selam gönderir)
Amanoslarda yaşanan tek tük kaçmalar ardından grup içinde moral bozukluğu yaşanınca, Apê Haydar tüm gerilla birimleri ile toplantı yaparak, "Arkadaşlar eve gitmek isteyenler söylesin. Yol parasını ben kendim cebine koyacağım, onu en yakın karayoluna kadar da uğurlayacağım. Ancak böyle kaçma olunca ihanette ardından geliyor" der.
Tüm gerillalar söz alarak partiye, önderliğe ve halka bağlılıklarını dile getirirler.
Kasım ayına girmişlerdir. Sonbaharın son zamanları. Amanoslar yapraklarını döken binlerce ağacın renk cümbüşüne dönüşür.
Yaylaların 1994 yılında yasaklanarak yaylalarda kalanların zorla çıkartılması ardından halkın bir çoğu arazide kalan ineklerini toplayamaz. Ve yıllar sonrasında doğada tek başlarına yaşayan inekler yabanileşir. Yabani inekler hem gerilla, hem de askerler için yiyecek kaynağıdır bir anlamda.
Yabani inekler öyle çoğalmışlardır ki, İskenderun bölgesindeki gerilla grubu, 17 tanesini vurarak kavurma yapar ve tenekelere konularak depolara saklanır.
Kışa girilirken Amanoslar’ın en büyük yaylası olan Zorkun yaylasına sık sık uğrar gerilla grupları. Bir grup da Değirmendere yaylasına yönelir.
Yaylalar boşaltılmış ancak yayla evleri halen olduğu gibi duruyordur. Gerilla birlikleri bu evleri lojistik ihtiyaçlarının temini için kullanırlar.
SAKIK GELDİĞİ GİBİ GİTTİ
Kışla birlikte, Ferhan kod adlı Hasan Atmaca'nın Amanoslara sorumlu olarak geldiği gerillaya bildirilir.
Ancak gerilla halen alan sorumlusunun Şemdin Sakık olduğunu bilmektedir.
Oysa Şemdin Sakık, Bedran'ın rehberliğinde Amanoslara geldikten sonra yaşanan yoğun operasyonlar ve çatışmaları gördükten sonra kendini dayatır ve 'burası güvenli değil' diyerek tekrar akademiye gönderilmesini talep eder.
Akademiden henüz bir haber gelmeden, Şemdin Sakık beraberinde bir grup gerilla ile incir kamyonu ile birlikte yola çıkar. Kamyon kasasında Antakya'nın içinden geçerek Yayladağı ilçesine ve oradan da Suriye'nin Lazkiye kentine giderek buradan akademiye ulaşır.
Gerillaların çoğu, Şemdin Sakık'ın ne zaman bölgeye geldiğini, ne zaman bölgeden ayrıldığını bile bilmez.
Kış olmasına rağmen gerilla grupları faaliyetlerini sürdürürler. Kimi zaman erzak depolamak, kimi zaman yeni bir ilişki yaratmak kimi zamanda lojistik ihtiyaçları için zaman zaman bölgedeki yaylalara iner gerilla grupları.
Sık sık korucu köyleri basılır ve silahsızlandırılırlar.
Hem gerilla faaliyetleri hem de operasyonlar aynı zamanda sürüyordur Amanoslar’da.
Gerilla da sık sık değişik alanlara giderek yeni ilişki yaratma çabasına girerler.
28 Şubat tarihi onlar için farklı bir anlam taşır. Çünkü 28 Şubat sürecinde gerillanın Amanoslarda dinlediği Arkadaş Radyo da kapatılır o gün.
Faaliyetlerini sürdüren gerilla grubundan biri Erzin kırsalına yönelir. Aylardan Mart ayıdır.
TESLİMİYET VE YOĞUN OPERASYONLAR
Grup günlerce bölgede faaliyet içinde yer alırken, Arteş adlı unsur nöbet sırasında kaçarak teslim olur. Yağmur ve çamur yüzünden takibi zorlaşır. Onun asfalta çıkacağını hesaplayarak, Osmaniye tarafında bulunan gerilla birliğiyle telsizle temasa geçiş Arteş'in kaçmış olduğunu ve onlara doğru gelebileceği belirtilir.
Ve teslim olma ihtimaline karşı bulundukları noktayı sabah terk ederler.
Arteş'in teslim olması ve grubun yerini bildirmesi ardından bölgeye tekrardan helikopter destekli geniş kapsamlı operasyon başlatılır.
Grup taktik olarak sık sık Zorkun yaylasına girip çıkar. Operasyonun yoğunluğundan dolayı ses, iz ve duman bırakmaya pek dikkat etmezler. Bir hata daha yapan gerilla grubu burada cep telefonu kullanır. Bulundukları bölge askerler tarafından tespit edilmiştir artık.
Grup bölgeden çıkmaya çalışır ancak her denedikleri yolun ilerisinde askerler tıkama yapmış, pusu atmıştır.
Bu kez Osmaniye taraflarına açılmaya çalışırlar.
Bir dere kenarına indiklerinde askerlerin pususuna düştüklerinin farkında değillerdir. Grupta bulunan İbrahim adlı gerilla, karşıda askerlerin olduğunu ve kendilerini gördüğünü bildirince gerilla grubu savunma konumuna geçerek alana yayılır.
Gerilla ilk ateşi açması halinde inisiyatifi ele alacaktır ancak buna rağmen ateş açmadan beklerler. Ve ardından yoğun şekilde ateş altına alınırlar.
Kurşunlar yağmur gibi yağarken, sık sık havan atışları yapılır gerillaların üzerine.
Askerler sık sık telsizden "Oğlum hiçbiriniz buradan sağ kurtulamaz. En az on ölünüz var" diye seslenir gerillalara.
Grubun tespit edilmesi ardından Erzin ve Osmaniye'den takviye birlikler gönderilir bölgeye.
Komutan Apê Haydar sırtından yediği bir kurşunla yaralanır. Ve acilen operasyon bölgesinden çıkarılması gerekmektedir.
Gerilla Şiyar, Apê Haydar'ın çantasını, silahını alır. Çünkü çantada birçok örgütsel doküman ve para bulunmaktadır.
Çatışma anında bir arada bulunan gerillalar kısa bir tartışmadan sonra operasyondan çıkmak için iki gruba ayrılmaya karar verir.
Kendal, Şirin, Nurhak, Bedran, Yaşar, Piro ve Şiyar ve Apê Haydar derenin alt tarafında, Haydar, İbrahim, Dılşer, Piling, Kemal ve Deniz derenin yukarı tarafına doğru yönelir.
Yoğun ateş altında gerilla grupları ile bağlantı kopar.
Yaralı Apê Haydar bir süre sırtta taşındıktan sonra arkadaşlarına durmalarını söyler ve "Arkadaşlar ben ölüyorum. Başkana söyleyin hakkını helal etsin" der.
Soğukkanlılığını koruyan gerillalardan biri 'Ne ölmesi Heval Haydar" diyerek yüzüne iki kez tokat atınca, yaşanan şok nedeniyle Apê Haydar kendine gelir. Ve Apê Haydar komutasındaki grup çatışma bölgesini yararak bölgeden çıkar. Ancak diğer gruptan haberleri yoktur.
Askeri telsizleri dinlerler. Askerler 2 ölülerinin, 4 yaralılarının olduğunu bildirir üstlerine.
Ancak henüz diğer grubun akıbetini öğrenememişlerdir.
SAĞ YAKALANAN 2 GERİLLA KURŞUNA DİZİLİR,8’İ HALKA TEŞHİR EDİLİR
Akşam TGRT radyosunu dinlerler, spiker Erzin'de çıkan çatışmada 8 gerillanın öldüğünü bildirir.
Apê Haydar'ın komutasındaki birlik 15 günlük bir yürüyüşten sonra İskenderun alanına ulaşır. Halen diğer gruptan haber yoktur.
İskenderun'daki gruba ulaşmaları 15 günlerini alır.
Kendal komutasında ayrılan gruptan 6 kişi çıkan çatışmada yaşamını yitirir. 2'si ise yaralı yakalanır.
Askerler cenazelerle birlikte iki yaralı gerillayı Kuyuk köyüne getirir. Köylüleri köy meydanında toplar. 6 gerillayı öldürdüklerini, 2'sini ise şimdi öldüreceklerini söylerler. Ve dediklerini de yaparlar. Sağ yakalanan 2 gerilla köylülerin gözü önünde kurşuna dizilir.
8 gerilla cenazesi daha sonra üstü açık bir araçla Erzin ilçesinde gezdirilir. Sonra Komando Bölüğü'nün bahçesinde yan yana dizilerek halka teşhir edilir.
Bahri Çeken Anadolu Lisesi öğrencileri, sanki merasim varmış gibi topluca Bölüğün bahçesine getirilerek cenazeler bunlara teşhir edilir.
8 GERİLLANIN C ENAZESİ NEREDE?
16-18 Mart 1998 tarihleri arasında yaşanan çatışmada Kendal (Süleyman Barış), İbrahim (Ercan Kavak), Yaşar (Murat Güven) ve Şirin, Şiyar, Hayri, Nurhak ve Dr. Bedran yaşamını yitirmiştir.
Cenazeleri önce Erzin Şehir Mezarlığı'na gömülür. Ancak daha sonra faşizan girişimler ardından gerilla cenazeleri mezarlıktan çıkarılarak askeriyeye yakın Mahmudiye Mezarlığı'nın en dibinde dere yatağı kenarına açılan bir çukura topluca gömülür.
Şubat 2011 tarihinde gerilla ailelerine Erzin Cumhuriyet Savcılığı'na yaptıkları başvurulara rağmen, resmi yetkililer cenazelerin bulunduğu yeri bilmediklerini açıklarlar.
Aynı çatışmada bulunan ve başka bir operasyonda yakalandıktan sonra Antep H Tipi Kapalı Cezaevi’nde konulan gerillalardan Abdulhalim Özdemir, IHD Adana Şubesi’ne bir mektup göndererek, çatışmanın 18-19 Mart 1998 tarihinde Hatay'ın Erzin ilçesine bağlı Gökdere köyü Sofular yaylası ile Osmaniye'nin Olukbaşı yaylası kırsalında çıktığını ve başka bir yöne ayrılan 8 arkadaşının yaşamını yitirdiğini anlatır.
Özdemir'in bu mektubu sonrasında gerek IHD ve gerekse yaşamını yitiren gerilla ailelerinin yaptıkları başvurulara şu ana kadar herhangi bir cevap verilmemiş.
BİTTİ...