Amed Barosu Cezaevi Komisyonu, Edirne ve Tekirdağ kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan tutsaklara yönelik gündeme gelen ihlalleri araştırmak amacıyla incelemelerde bulunarak, gözlemlerini raporlaştırdı. Kürt tutsaklara Kürdistan’daki cezaevlerinin dahi çok görüldüğünün altı çizilen raporda, ihlallerde ayrımcı bir nitelik olduğu da belirtildi.

Edirne ve Tekirdağ kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan tutsakların, haklarının ihlal edildiğine yönelik şikayetlerde bulunması üzerine, Amed Barosu da ihlalleri yerinde tespit etmek amacıyla söz konusu cezaevlerinde incelemelerde bulundu.

Gözlemlerine ilişkin ihlal raporu hazırlayan Amed Barosu, tespit ettikleri ihlallere ilişkin baro binasında bir basın toplantısı düzenledi. Amed Barosu Cezaevi Komisyonu üyelerinin de katıldığı açıklamada, hazırlanan rapora ilişkin basın metnini komisyon üyesi Avukat Sidar Avşar okudu.

Cezaevlerindeki ihallerin devlet politikası ile birlikte cezaevi yönetiminin ve infaz koruma memurlarının kişisel davranışlarından kaynaklandığını belirten Avşar, “Gerçekleşen ihlaller ayrımcı bir nitelik taşıyor” dedi.

Bundan en çok etkilenen grubun siyasi tutsalar olduğunu da vurgulayan Avşar, son dönemlerde ciddi bir tecrit ve izole politikalarının güdüldüğünü, yaygın sevk ve sürgünlerle hem tutsakların hem de ailelerinin mağdur edildiğinin altını çizdi. Avşar, "Kürt tutsaklara Kürdistan'daki cezaevlerini dahi çok gören bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız" dedi.

Cezaevi komisyonu üyeleri olarak, ihlallerin yoğun yaşandığı cezaevleri olması itibariyle Edirne F ile Tekirdağ T ve F tipleri bir incelemelerde bulunduklarını belirten Avşar, incelemeler sonucunda edindikleri gözlemleri raporlaştırdıklarını söyledi. Diyarbakır, Batman, Mardin cezaevlerinden 115 tutsağın Edirne ve Tekirdağ cezaevlerine yakın zamanda sevk edildiğini hatırlatan Avşar, sevk işlemleri sırasında tutsakların hak ihlalinin de ötesinde çıplak arama, singaflı küfürler, fiziki ihtiyaç koşullarının oluşturulmaması, sözlü ve fiziki şiddet gibi işkence düzeyine varan uygulamalara maruz kaldığını belirtti.

Tutsakların kamera ile gözetlenmesi, sağlık sorunları yaşayanların hastane sevklerinin gerçekleştirilmemesi, banyo ve sıcak su temin edilmemesi, sevk edildikleri günden sonraki bir ayı takip eden süre içersinde tutsakların kendi aralarında iletişim ve haberleşme olanaklarının tanınmaması ve disiplin kararı olmadan bunun uygulanması gibi ihlallerin tutsaklar tarafından kendilerine aktarıldığını kaydeden Avşar, "Tutsaklar, önümüzde ki 3-4 ay boyunca da tutsakların ortak alana çıkarılmayacağı ve bununla ilgili hiçbir yazılı bir tebliğ yapılmadığını da belirtmişlerdir. Tutsaklar, idarenin kendilerine keyfi disiplin cezaları verdiğini, buna karşın hukuksal mekanizmalara başvuru haklarının engellendiğini, vermiş oldukları dilekçelerin işleme konulmadığını belirtmişlerdir" dedi. 

Dile getirdikleri ihlallerin tutsakların en temel hakları olduğuna vurgu yapan Avşar, "Tüm bu haklarının bir kısmı mevzuattan kaynaklanmakla birlikte, daha ziyade devletin devrimci siyasi tutsaklara yönelik olduğu, sevk ve sürgünlerle tutsakları yalnızlaştırma, iradelerini kırmaya yönelik çabalamakta ve ailelerinde uzaklaştırarak aileleri cezalandırılmaktadır. Bu hususta Adalet Bakanlığı'nı ve yetkilileri önlem almaya ve sorumlular hakkında gerekli işlemleri yapmaya davet ediyoruz" dedi. 

Amed Barosu Cezaevi Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, söz konusu ihlallerin önlenmesi amacıyla şu önerilerde bulunuldu: 

"*Sevk edilen tutsaklar bölgede yeni açılan veya boş olan cezaevlerine nakledilmelidirler.

*Ortak alana çıkma, gazete, mektup-faks koli, ısınma, sıcak su, detaylı arama gibi sorunların sona ermesi için gerekli adli ve idari başvurular yapılmalı

*Cezaevi Müdürü ve personelinin tutsaklara yönelik onur kırıcı muamelesinin tutsaklar üzerinde yarattığı travmaların tespiti için bir sağlık heyeti tarafından muayene edilmelidirler.

*Disiplin cezalarına karşı etkili hukuk mekanizmalarına başvuru yapılması koşulları oluşturulmalıdır.

*Tutsakların avukatlarıyla görüşme imkanları sağlanmalı.

*Tutsakların koşullarını değerlendirmek ve gerekli hukuki desteği sunmak amacıyla belirli aralıklarla taramalar yapılmalıdır."