Amed, Batman ve Yüksekova’da kayıp yakınlarından eylem

Amed, Batman ve Yüksekova’da kayıp yakınlarından eylem

Amed, Batman ve Yüksekova’da her Cumartesi günü eylemde olan kayıp yakınları, kayıpların akıbetini sordu.

AMED

İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 312’ncisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Amed Şubesi yönetici ve üyeleri, Mezopotamyada Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Din Adamları Derneği (DİAY-DER) üyeleri ile insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Batman’ın Kozluk ilçesinde, Özel Hareket Timleri tarafından misafir bulunduğu evde gözaltına alınan ve gözaltına alınışından kısa bir süre sonra yargısızca infaz edilen M. Emin Çelik’in faillerinin bulunması talep edildi.

ÇOCUKLARI KATLETMEKTEN VAZGEÇİN

Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Amed Şube Başkanı Raci Bilici, onurlu bir yaşam için ‘Kürdistanlı annelerin, Barış annelerinin ve sivil toplum örgütlerinin 312 hafta boyunca bulundukları alandan adalet sağlanması için haykırdıklarını, ancak kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması için bu güne kadar herhangi bir adım atılmadığı belirtti. Bu konuda atılacak adımları için yol ve yöntemlerin açık olduğu belirten Bilici “Biz hukuk istiyoruz. Biz bu kayıpların bulunmasını istiyoruz. AKP hükümeti gerçekten samimi ve dürüstse, zerre kadar insan haklarına inanıyorsa, bir an önce çoluk çocuğu katletmekten vazgeçip geçmişte işlenen bu cinayetlerin faillerinden hesap sorması gerekir. Zaman aşımı denen bilinçli politikadan bir an önce vazgeçilmeli ve failler yargı önüne çıkarılmalıdır. Siz bunu yapmadığınız sürece, geçmişteki katliamlardan siz sorumlusunuz. Çünkü bu devleti şu anda siz idare ediyorsunuz. O nedenle yüzleşmeniz gerekiyor” diye konuştu.

‘ADLİ TIP KURUMU MAHPUSLAR İÇİN İDEOLOJİK BİR KURUMDUR’

Konuşmasında hasta mahpuslara da değinen Bilici, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) mahpuslar aleyhine kararlar alan ideolojik bir kurum haline geldiğini ve bir an önce devreden çıkarılması gerektiğini belirtti. Bilici, bunun yerine bağımsız ve bilime inanan kuruluşlar tarafından verilecek raporların geçerli olması önerisinde bulundu. Geçmiş ve şimdiki adalet bakanlarının bu konuyu önemsemediğini, bu yüzden de hasta mahpusların durumlarının ağırlaştığını ve birer birer yaşamlarını yitirdiklerini söyledi.

Konu ile ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın geçtiğimiz günlerde, ‘Adli tıp raporları ile hasta raporları uyuşmuyor’ şeklindeki açıklamasını hatırlatan Bilici, “Bunu ifade eden Bozdağ, beraberinde meclisin çok yoğun olduğunu ve güvenlik yasası ile ilgili paketin gündemde olduğunu söylüyor. Yani insan haklarının, insan yaşamının bir öneminin olmadığını söylüyor. Yani öncelikle biz kolluk kuvvetlerinin elini güçlendirip insanları darp etmelerini, işkence etmelerini sağlayacağız, yaşatmaya öncelik vermeyeceğiz diyor. Eğer sizin yaşatmaya yönelik bir politikanız olsaydı, bir an önce hasta mahpusları serbest bırakırdınız. Uygun ve sağlıklı ortamlarda tedavi olmalarının koşullarını oluştururdunuz” diye belirtti. Bilici, hasta mahpuslar ile ilgili derhal yasal düzenlemelerin yapılması çağrısında bulundu.

MİSAFİR BULUNDUĞU EVDEN ALINARAK İNFAZ EDİLDİ

Bilici’nin konuşması ardından İHD Amed Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun,  28 Ağustos 1994 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesinde, Özel Hareket Timleri tarafından misafir bulunduğu evde gözaltına alınan ve gözaltına alınışından kısa bir süre sonra yargısızca infaz edilen M. Emin Çelik’in hikayesini paylaştı. Zeytun şunları belirtti. “30 Ağustos 1994 Tarihli Özgür Ülke Gazetesinde yer alan haber ve İHD Diyarbakır Şubesi arşiv çalışmalarından edinilen bilgilere göre; Kozluk ilçesi ilçesinde ikamet eden M. Emin Çelik ve Medi Çelik, Yeni mahallede bulunan akrabaları Muzaffer  Durmaz’ın evine misafirliğe giderler. Gece saat 23.30’da eve gelen özel Harekat Timleri ‘ifadesi vermesi gerektiği’ gerekçesiyle M. Emin Çelik ve Medi Çelik’i misafir bulundukları evden dışarı çıkarır. Yaklaşık 15 metre uzaklaştırıldıktan sonra M.Emin Çelik, uzun namlulu silahlarla taranarak öldürülür. Medi Çelik ise karanlık olması sebebiyle kaçarak kurtulmayı başarır.

‘OLAY, SAVCI VE KAYMAKAMI BİLGİSİ DAHİLİNDE’

Olay ilişkin bir görgü tanığının anlatımları ise şöyle: “Olaydan kısa bir süre önce Muzaffer Durmaz’ın evine, evin önünde bulunun askeri bir panzerin geçişinden yaklaşık on dakika sonra Özel Hareket giyimli iki kişi gelir. Kendilerini asker olarak tanıtır. Sonra evdekilerin kimliklerini göstermelerini isterler. Kimliklerin gösterilmesi ardından, evde misafir bulunan M.Emin ve Medi Çelik, ifadeleriniz var deyip evden çıkarıldı. Kısa bir süre sonra silah sesleri geldi. Olay yerine gittik. M.Emin kanlar içindeydi ve yaşamını yitirmişti. Olay yeri boş kovanlarla doluydu. Her ne hikmetse Kozluk Kaymakamı Ali Hikmet Şen, Savcıyla birlikte olay yerine geldi. Bir gün sonra Cenaze Hastane morgundan alındıktan sonra, 3 bin kişilik bir kitleyle Kozluk mezarlığında defin edildi. Defin sırasında yol kenarlarına ve mahalle aralarında panzerler yerleştirildi. Konuyla ilgili Kaymakamla yapılan görüşmede 'olay olur olmaz nasıl oldu da Savcıyla birlikte olay yerine geldikleri' sorulunca ‘ben İlçe Kaymakamıyım, oraya gelmem benim görevim’ dedi. Ancak halk, bu olayın planlanmasında, savcı ve Kaymakamın da bilgisi dahilin de gerçekleştiği ve yapılanın bir infaz olduğunu söylüyorlardı.  İnfazla ilgili kaymakam bilgi vermekten kaçındı.” Yapılan konuşmaların ardından, Çelik’in faillerinin bulunması ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.

BATMAN 

Kayıp yakınları Batman'da da İHD Batman Şubesi yönetici ve üyeleri ile birlikte yakınlarının akıbetini sormak için yine Yılmaz Güney Parkı önünde, 312'nci kez bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açıp, kayıpların fotoğrafları taşıyan ailelerin eylemine kentteki kimi sivil toplum örgütü temsilcileri de katılarak destek verdi. Yapılacak açıklama öncesi konuşan İHD Batman Şubesi Başkanı Mehmet Bağatır, barbarlığa karşı 134 gün boyunca direnen YPG/YPJ savaşçıların Kobanê'yi özgürleştirmesinin tüm halklara umut verdiğini ifade etti. 

İHD Şube üyesi Devran Yıldız tarafından okunan açıklamada ise Meclis’teki görüşülmeye devam edilen "İç Güvenlik Paketi"nin, Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında yeni yaralar açacağı belirtildi. Yıldız, "Devlet bunun gibi özgürlüğü kısıtlayan paketlerle daha iyi bir yaşam kurmak yerine daha güçlü bir devlet olmayı yeğlemiştir" dedi. Kobanê direnişine de değinen Yıldız, "İnsanlık savaşının yaşandığı Kobanê'de, karanlığa, yobazlığa, sömürüye ve vahşete karşı insanlık kazandı" ifadesinde bulundu. Yıldız, harabeye dönmüş olsa da yeniden inşa edilecek olan Kobanê'nin dünya için barışın bir örneği olacağını söyledi. 

Yapılan açıklamanın ardından bu haftaki eylemde kısa süreli oturma eylemi yapılarak son buldu. 

YÜKSEKOVA

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İHD ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle gerçekleştirdikleri oturma eyleminin 44'üncü haftasında Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaşın da katıldığı etkinlikte, kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Saygı duruşu ile başlayan eylem öncesi konuşan İHD Yüksekova Temsilcisi Muhyettin Ünal, hafta içinde Şemdinli'nin Samanlı (Mavan) köyünde katledilen Nejdet Yaman konusunda hükümet ve askeri yetkililerden açıklama beklediklerini dile getirdi. 

Ardından 13 Temmuz 1994 tarihinde Yüksekova'nın İran sınırında bulunan Ağaçlı (Alyava) köyüne yönelik operasyon düzenleyen askerlerin, odun toplamaktan dönen 8 çocuk babası Feysel Aslan'ı katletmesi olayı anlatıldı. Aslan'ın ağabeyi M. Sıddık Aslan, "Aylava köyüne gittiklerinde askeri operasyon başlatılmıştı. Ancak Feysel ve Feyzi'nin operasyondan haberleri yoktu. Köyün etrafını tamamen askeriye sarmıştı. Köyün girişinde herhangi uyarı ve 'dur' ihtarı yapılmadan aracı taradılar. Feysel olay yerinde hayatını kaybetti. Feyzi ise ağır yaralı olarak kurtuldu. Öldürülen Feysel'in cansız bedeninin üzerinden defalarca basarak gelip gittiler. Cenazeye işkence yaptılar. Olaydan birkaç gün sonra Yüksekova Cumhuriyet Savcısı'na gittik, dava açtık. Açtığımız davanın üzerinden bir ay geçmeden davamız reddedildi. Gerekçe olarak, 'Siz PKK'ye yardım ediyorsunuz' dediler. Devlete ve AKP hükümetine sesleniyoruz. Feysel'in katillerini bir an önce yakalayın, adaletin önüne getirin ve hak ettiği cezayı verin. Siz kardeşimden ne istediniz, niye öldürdünüz? İnsanı öldürmek bu kadar kolay mıdır? Aslan ailesi olarak Feysel'in katilleri buluncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" sözleriyle kardeşinin katlediliş hikayesini anlattı.

Açıklama 5 dakikalık oturma eylemiyle sona erdi