Amed ismini iade edin!
Amed ismini iade edin!
Amed ismini iade edin!
BDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan ‘Diyarbakır’ ve bağlı ilçe adlarının değiştirilmesi konusunda kanun teklifi sundu. Kanun Teklifinin gerekçesinde Mustafa Kemal’in 1937’de bir dil tartışması sonrasında, Türk Dil Kurumu'na gönderilen bir telgrafla ‘Diyarbakır’ isminin değiştirildiği ve daha sonra Kürdistan’daki yerleşim yerlerinin isimlerinin sistematik bir şekilde değiştirilmeye devam ettiğini belirtti.
Bu durumun cumhuriyet döneminde sistematik bir şekilde devam eden asimilasyon politikalarının kültürel hafızayı bitirme amaçlı ortaya koyduğu yöntemlerden sadece birisi olduğuna da dikkat çeken Aydoğan, “Bu madde ile halkların kültürel hafızalarına ilişkin yapılan ancak bir türlü sonuçlanamayan asimilasyon politikalarının iflasının bir kanıtı olmakla birlikte eski ismin iadesi amaçlanmıştır” dedi.
Aydoğan, kanun teklifiyle, ‘Diyarbakır’ın bazı ilçelerinin adlarının eski ve bölge halkının kullandığı adlarla değiştirilerek, iadesinin amaçlandığına da dikkat çekti.
İlericilik kisvesi altında toplumsal yaşam farklılıklarının yontulup, un ufake dildiğini de belirten Aydoğan, “Bu homojenleştirme sonucunda tekçi yapılar üretmiş ve topluma faşizmi yaşatmıştır” dedi. Yer isimlerinin değiştirilmesinin üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, halkın halen bu isimleri benimsemediği ve eski isimleri kullanmaya devam ettiği de kanun teklifinde dile getirildi.
30280 YER İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ
Tarihsel süreç içerisinde toplumsal kültür ve dilin yansıması olan yerleşim yerlerinin isimleri geç Osmanlı döneminden, Cumhuriyetin kuruluşuna kadar ‘vilayetleştirme’ adı altında bölge insanına danışılmadan bir fermanla değişime tabi tutulduğu da hatırlatılan kanun teklifinde, “1921 yılından itibaren otuz bin iki yüz seksen (30.280) yerleşim biriminin adı Kürtçe, Ermenice, Rumca, Lazca, Çerkezce, Arapça ve daha sayamadığımız farklı dillerde olduğu için değiştirilmiştir. Bu yerleşim yerlerinden on iki binden fazlası sadece köy isimleridir. Değiştirilen yer isimleri henüz halk tarafından tamamıyla benimsenemediği de bilinen bir gerçektir. Özellikle 1925’te Şeyh Sait isyanı sonrasında belleksizleştirme harekâtına hız verilmiş” denildi.
Yerleşim yeri adlandırmalarında Kürtlerin, Rumların, Ermenilerin kullandığı isimler yerine bir gecelik sohbetler neticesinde değişiklikler olduğunu da belirten Aydoğan “Örnek vermek gerekirse, esasta bu şehrin ismi 'Bakır memleketi' manasına olan 'Diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır’ denilerek; daha önce yine bir fermanla ‘Diyarbekir’ olan şehrin ismi bu yerleşim biriminde yaşayan Kürtlere, Ermenilere, Süryanilere hiç danışılmadan kararlaştırılmıştır” dedi.
Aydoğan, teklifinde Diyarbakır'ın adının "Amed", Sur ilçesinin adının "Dîkran Amed", Bağlar ilçesinin adının "Rezan", Yenişehir ilçesinin "Bajarê Nuh", Kayapınar ilçesinin "Peyas", Bismil ilçesinin "Bîsmîl", Çermik ilçesinin "Çêrmûk", Çınar ilçesinin "Çînar", Çüngüş ilçesinin "Çûngûş", Eğil ilçesinin "Eglê", Ergani ilçesinin "Erxenê", Hazro ilçesinin "Hezro", Hani ilçesinin "Hênê", Kocaköy ilçesinin "Karaz", Lice ilçesinin "Lıcê", Silvan ilçesinin "Miya Farqin", Kulp ilçesinin "Pasur", Dicle ilçesini adının "Pîran" olarak değiştirilmesini istedi.