Amed ve Batman'da kayıp yakınlarından eylem

Kayıp yakınları, Amed ve Batman'da Zeki Altunbaş ile Şimoni Diril-Hürmüz Diril çifti için buluştu.

Amed'de, yakınları faili meçhul cinayetlerle katledilenler ile gözaltında kaybedilenlerin ailelerinin,  İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri ile birlikte sürdürdüğü "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi, 675. haftasında devam etti. Aileler, katledilenlerin ile gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini ve faillerini sormak için bir kez daha Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. 
Eylemde 12 Eylül askeri darbesi sonrasında gözaltında kaybedilen üniversite öğrencisi Zeki Altunbaş’ın akıbeti soruldu.
İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun, "Türkiye’de hukukun üstünlüğü esas alınmadığı ve adil bir yargı yapılanması olmadığı için her gün bu hukuksuzlukla karşılaşan toplumsal kesimler oluyor" dedi.
Zeytun, Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesine de değinerek, "Cezasızlık politikasını üreten yargının ne denli taraflı olduğunu son duruşmada bir kez daha gördük” dedi.

ALTUNBAŞ'IN HİKÂYESİ

İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Fırat Akdeniz tarafından Zeki Altunbaş'ın hikâyesi anlatıldı.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümü öğrenci olan Zeki Altunbaş'ın okuldaki sağcı grupların baskıları nedeniyle eğitimine devam edemez duruma gelince okulu bırakıp yaşamını Yalova’da sürdürdüğünü söyleyen Akdeniz, 12 Eylül askeri darbesinin yaşanmasının ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Altunbaş'ın Yalova’da zorunlu ikamete tabi tutulduğunu belirtti.
Bu sırada askere çağrılan Altunbaş'ın askerliğini yapmak üzere Çanakkale Er Eğitim Alayına gönderildiğini dile getiren Akdeniz, şöyle devam etti: "Askerdeyken Yalova'da gerçekleşen bir operasyonda yakalanan bazı şahıslar işkencede sorgu sırasında Zeki’nin adını telaffuz eder. Bunun üzerine 1981 Nisan ayında Çanakkale'de gözaltına alınıp Yalova'ya getirilir. Burada uzun süre işkence sorgularından geçirilir. Eski bir davası olduğu gerekçesiyle İstanbul Selimiye Kışlası'ndaki mahkemeye götürülür. Mahkemeye çıkartılan tanıkların anlatımlarına göre Zeki’yi polisler mahkemeye getirmiş, üzerinde askeri kıyafet varmış. Ancak kıyafetler yırtık ve Zeki’nin yüzünde işkence izleri mevcutmuş. Altunbaş’a eşlik eden polisler, Çanakkale’deki birlik komutanına; 'Zeki’yi Selimiye Kışlası'ndan aldıktan sonra Kartal-Yalova araba vapuruyla dönüyorduk fakat vapurdan atladı' demişler. Aile, bu haberi yazılı basından öğrenir. Baba Tahsin Altunbaş, Çanakkale-İstanbul sıkıyönetim komutanlıklarına dilekçeyle başvuruda bulunur ancak bir sonuç alamaz. Başka başvurularda da bulunur, yine sonuç alamaz."
Bu sırada ilginç bir gelişme yaşandığını aktaran Akdeniz, ailesinin Zeki’nin Yozgat'a bağlı Sorgun İlçe Nüfus Müdürlüğü'ndeki kaydına 'öldü' diye şerh düşüldüğünü öğrendiğini söyledi.  Akdeniz, hiçbir başvuru veya beyanları olmadan yapılan bu kayıttan sonra ailesinin o tarihten bu yana Zeki Altunbaş’tan bir daha haber alamadığını söyledi.
Gözaltında kaybedilişinin 42. yılında, Zeki Altunbaş dosyasında maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve bu suçun faillerinin cezalandırılması için adli ve siyasi makamları göreve davet ettiklerini ifade eden  Akdeniz, "Kaç yıl geçerse geçsin Zeki Altunbaş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

BATMAN

Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD Şube üyeleri, 512. haftasına ulaşan eylemlerinde Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünde 8 Ocak 2020’de ortadan kaybolduktan 70 gün sonra cenazesi bulunan Şimoni Diril’in fail ya da faillerini ve 739 gündür haber alınamayan eşi Hürmüz Diril’in akıbetini sordu.
Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan kayıp yakınları ve İHD'liler adına konuşan İHD Şube Yöneticisi Avukat Yunus Bağış, "Bir insan 2 yılı aşkın süredir bulunamıyor ve akıbeti belirlenemiyor. Akıbetinin belirlenememesinde en başından beri etkin soruşturma yürütmeyen adli mercilerin ihmali veya yargıya hükmeden güçler bulunmaktadır. Cezasızlık politikasının sonucu olarak da failler hâlâ aramızda dolaşmaya devam ediyor" dedi.