Amerika Yerlisi kabile lideri açlık grevinde

Amerika Yerlisi kabile lideri açlık grevinde

Kanada yerli kabilelerinden Attawapiskat'ın lideri Theresa Spence, yerlilerin topraklarını yerli olmayanlara satabilmesini saðlayan yasayı protesto etmek amacıyla, 10 Aralık’tan bu yana açlık grevinde.

Spence, tipisini, Ottawa’daki Kanada parlamentosunun bahçesine kurdu. Tipisinde odunla ısınan ve gücünü kaybetmemek için balık çorbası içen Spence, Kanada Başbakanı Stephen Harper veya Ýngiltere Kraliçesi II. Elisabeth’in temsilcisi vali David Johnston ile görüşmeyi bekliyor.

Kanada’nın Ontario bölgesinde yaşayan Attawapiskat kabilesi lideri Theresa Spence, yasanın yerli halkın özlük haklarını tamamen ortadan kaldıracaðı görüşünde. Ataları ve Ýngiliz işgalciler arasında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasını istiyor.

Spence’in mücadelesi dört Amerika yerlisi genç tarafından başlatılan hareketin de sembolü haline geldi. Hareket geçtiðimiz Cuma günü Kanada, Londra, Mısır ve ABD’de de eylemler düzenledi.

Amerika yerlilerininin Büyük Şefi Nishnawbe Askim Havery Yesno, Theresa Spence’in yalnız olmadıðını açıkladı. Spence’in yetkilileri müzakere masasına oturtma yönünde yürüttüðü çabaların da desteklendiðini söyledi.

KANADA GENELÝNDE DESTEK ALIYOR

Açlık grevi, muhalefetteki üç parti, Greenpeace ve sendikaların da desteðini almış durumda. Amerikalı yerlileri hareketinin kurucularından Tanya Kappo, sorunun yakın bir zamanda kabul edilen bir yasa ile başladıðını söylüyor. Yasa, Inuits ve Metis yerlilerinin topraklarının bir bölümünü yerli olmayanlara satmasına izin veriyor. Yerliler ise böylesi bir yasanın Kuzey Amerika’nın ilk yerlilerinin yaşam geleneklerini tamamen ortadan kaldıracaðı görüşünde. Böylesi bir yaşam biçiminin ise şu anda sadece rezervlerde mümkün olduðunu da sözlerine ekliyor.

Yerli dillerinin bazılarının sadece topluluk içerisinde kullanıldıðını da söyleyen Kappo, “Bu dilin kaybolması anlamına da gelecek” diyor. Yasayı da yetkililerin yerlileri Kanada toplumunda eriterek asimile etme girişimi olarak deðerlendiriyor. “Bizden kalan son parçacıkları da almaya çalışıyorlar” diyerek sözlerini sürdürüyor.

Kanada’da 1763 yılında 600’ün üzerinde rezerv kuruldu. 1876’daki yasalarla yönetilen rezervlere ilişkin yeni yasal düzenlemeler yapıldı. Yeni düzenlemelere göre, kabileler, topraklarının bir bölümünü yerli olmayanlara satabilecek.

Ancak, rezervlerde toprakların yerli olmayanlara satılması, bölgede kalkınmayı da beraberinde getirecek. Yerlilerin kaygısı ise, “bu kadar fakirken, kalkınmaya karşı nasıl mücadele ederiz” biçiminde.